Okuyucularımızın mektup, mail, faks ve telefonlarından derlediğimiz Genç Beyin’le yaşadıkları ve yaşattıkları değişim örneklerinden bazılarını aktarıyoruz:
• (...) 26 yıldır içinde bulunduğum çok kötü ve kapkaranlık arkadaş çevremin etkisiyle ülkem, milletim, dinim aleyhine “affedilmez” hatalar yaptım. Yani Allah ve kul nezdinde yerin 7 kat değil; 7 milyar kat dibine geçmesi gereken, çukurların en çukuruna müstahak biriyim. Aynı yolun yolcusu olmadığımız için geçen çeyrek asırda birkaç mecburî toplantı harici bir araya gelmediğim büyük ablamın kocası Mustafa eniştem “Ne alâka?” denilecek şekilde 29. yaş günü hediyesi olarak ablamla Genç Beyin’in 130. sayısını göndermiş. İşte bu sayının 38. sayfasındaki “Ömrün hakkı nasıl verilir?” yazısı ruhumda temelli bir operasyona imza attı. Dergiyi baştan sona en az 7-8 defa bitirdim; okudukça, dirensem bile asla engel olamadığım beyin ve kalp sarsıntıları geçirip değişimler yaşadım. Genç Beyin’in merkez binasına çatkapı geldim ama o an görüşmek istediğim zat yerinde değilmiş, son 20 sayıyı alıp ayrıldım. Verilen mail’e yazayım dedim. Devamını Mustafa eniştem tamamlasın: Alper ailemizin en ağır imtihanıydı; öyle fecaatler yaşadı ve yaşattı ki, ana-babası dahil birçok akrabası ölüp kurtulmasını temennî eder haldeydiler. Çünkü ancak bu şekilde Alper de, ailesi de rahat nefes alacaktı. Herkes bilir, sadece ablası (eşim) ve ben bir gün düzeleceğini umup dualar ettik; Allah (cc) da kabul etti ve beyin-kalp operasyonu kalitesi çok yüksek Genç Beyin dergimiz vesilesiyle nice uçurumların eşiğinden döndü. Alper’de somut 5 değişim gözlemledik: 1- Başlarda kendini tam tecrit etti, 3-4 ay odasına kapandı ve hiç kimseyle görüşmedi. Daha önce birçok intihar teşebbüsleri olduğu için ciddî endişelendik ama Genç Beyin dergilerini okuduğunu fark edince ses çıkarmadık, yani gerçek bir ruh ameliyatı sürecindeymiş meğer... 2- Aklınıza gelebilecek her kötülüğe bulaşmış en samimî eski 6 arkadaşıyla bütün ipleri koparan “tarihî” bir tartışma yaşadı, ölümcül sayılabilecek kavgalar etti ama Allah korudu ve onların kapsama alanından tamamen çıktı. 3- Geçirdiği değişim sürecinde hiçbir şey olmamış gibi ona kol kanat germek bana düştü, eskiyi bütünüyle silip bu vazifeyi samimiyetle icra etmeye çalıştım ve Alper’le çok yakın dost, arkadaş, sırdaş haline geldik. 4- Bilinç ve bilinçdışı zihninde, karakter ve kişilik yapısında iyice yer etmiş bazı olumsuz düşüncelerini olumlularıyla değiştirmesi için ağır ağır acele ediyoruz; zaten günden güne gerçekleri bir bir fark edip yavaş da olsa mesafe alıyor. Onu üzmemek, kafasını ve başka kafaları karıştırmamak için bu hususta ayrıntıya girmek istemiyorum. 5- Asıl hedefim; yaşanan ameliyatın kalıcı olması ve bir daha eskiye kesinlikle dönmemesi. Bu istikamette özel tedbirler aldık, başarıyla uyguluyoruz çok şükür... Alper G.-Mustafa Küfrevioğlu
• Çevresinde iyi, güzel ve hayırdan yana sürekli değişim modeli olarak görünen; fikir ve faaliyetleri örnek alınan biriyim. 2006 Temmuz’unda Genç Beyin’le tanıştıktan sonra 2 şeyi hatalı yaptığımı fark edip düzelttim: 1- İnsanlar birkaç bilgi ve yöntemle dışarıdan değişmiş görünseler de özel hayatlarında mutsuz ve başarısızdılar. İtiraf edeyim ki, buna ben de dahildim. Cilâlı popüler lâf ve uygulamaların makyajdan öteye gitmediğini, özel hayatta makyaj temizlenince gerçek çehrenin ortaya çıktığını görüp Genç Beyin’le işin mâneviyat boyutuna eğilmeye başladım; mükemmele yakın sonuçlar aldım, alıyorum. 2- Modellemek için bana odaklananlara “Bunu şöyle, şunu şöyle yap!” diye akıl dağıtmak yerine kendim o birikimi bizzat temsile ağırlık verdim, insanların daha yoğun bir samimiyetle bana ve mesajlarıma yöneldiklerini gördüm. Gerisini sonra yazacağım (...) Taner Hoca
• Dünyanın en katı ve kaba adamı sayılabilecek kocam evimize 4 yıldır Genç Beyin girdikten sonra 2 oğlum, 2 kızımın da tasdikiyle yine çok kırıcı ama artık 1 saat kadar sonra özür dileme sinyalleri veriyor. Yine dediğim dedik ama artık “Bildiğinizi yapın!” sözüyle bizi serbest bırakıyor. Rumuz: 44
• 15 yıl kadar önce Abdülkadir Akgündüz Bey’in evleneceklere yönelik bir eğitimine katılmıştım. O zaman 23 yaşında ve bekârdım. Hocamın bir sözü eş seçimi ve mutlu evlilik konusunda bana işaret fişeği oldu: “Tek başınayken mutlu olmayan, evlenince de mutlu olamaz.” Yani kendinizle barışık değil de hep sıkıntılı, tartışmacı, sinirli, moralsiz vs. biriyseniz evlilikte işiniz zor. Bu tesbit üzerine harekete geçtim ve kendim, ailem, çevremle ilgili yepyeni farkındalıklar kazandım. Bilhassa kendimi ve iletişim kurmak zorunda olduğum insanları karakterize edip artıları eksileri gördüm, ardından o özelliklere uygun iletişim yöntemleri geliştirdim. %100 olmasa da büyük oranda düzeldim ve daha neşeli, ferah, aşklı, şevkli bir hayata başladım. Elbette kesin vazgeçmem, bedelini ödemem, fedâkârlıkta bulunmam gereken şeyler oldu; hayli zorlandım da ama sonuç muhteşemdi! Ertesi yıl evlendim, 3 oğlumuz ve bir kızımız var, gidişat normalden iyi hamdolsun. 15 yıl sonra Genç Beyin’in 130. sayısını bayiden alınca 53. sayfada gördüğüm özlü söz benim ve sanırım bütün evli erkeklerin eşlerine söylemek isteyip de bir türlü kurmayı beceremedikleri cümleydi: “Beni mutlu etmeye çalışma, benimle mutlu ol!” Günümüzde birçok kadın eşini kendine benzetmek, kafasında kurguladığı hayalî tipe dönüştürmek için çok büyük enerji harcıyor, halbuki tek yapması gereken “onunla” mutlu olmak. Çünkü her insan ayrı bir âlem, fabrikasyon yaratılmamışız ki! Eşler güzel ve değerli meziyetleriyle birbirlerini etkileyip geliştirebilirler; fakat bu katı bir değişim ve dönüşüm operasyonuna dönüşürse hayal kırıklıkları yaşanır, vakit ve enerji israfı olur, sonuç da alınmaz. Çok şükür eşim “benimle” mutlu olmayı seçip başarabilen biri çıktı, ikimiz de gereksiz yorulmadık. Rumuz: Nimet-Necdet
• Genç Beyin’in 8 yıldır çok sıkı takipçisiyim, her sayıyı hiçbir yazıyı atlamadan 3-5 kere okuyorum. Yazarlık kabiliyetim yok ama bu süreçte bendeki 8 değişimi “amatörce” sıralamak istiyorum: 1- Dayımın aşırı ısrarıyla hiç sevmediğim bir bölümü kazanmıştım; bir yıl okuyup bıraktım ve son derece disiplinli bir çalışmayla çok istediğim bölümü kazanıp dereceyle mezun oldum, şu an gayet iyi bir işim var. 2- Tırnaklarımı tâ en diplerine kadar kemiriyordum; bunun özgüvensiz ve problemli kişilik alâmeti olduğunu öğrenince “tamamen” bıraktım. 3- Sadece birkaç fizyolojik özelliği yüzünden kafama taktığım, diğer birçok özelliğiyle asla bana “denk” olmayan bir kızı gönül defterimden silip inanılmaz rahatladım. 4- “Teheccüd namazına kalkmak” diye bir şeyin varlığından haberdar oldum, 9 yıldır ayda 1-2 gece hariç kaçırmıyorum. 5- 28 yıldan beri küs olan iki yakınımı filmlere taş çıkartacak çok profesyonel bir plânla barıştırdım. 6- Artık interneti daha az ama eskiyle kıyaslanmayacak verimlilikte kullanıyorum. 7- Amcamın ânî vefatından sonra evi ve ahırı ciddî tadilat isteyen yengemlerin bu sıkıntısını özel oluşturduğum 13 kişilik akraba ekibiyle geçen yaz giderdik; neredeyse yepyeni evleri, eskisinden büyük ve modern ahırları oldu. 8- Şirketin hammadde ihtiyacını ithal yolla değil de, daha kaliteli yerlisini üstelik kendisi üreterek kullanmasına vesile olup 350 bin TL kazanç sağladım. Bununla sanayide 2 dükkân alıp kiraya verdim, halen ikisinden aylık 7 bin TL kira gelirim var elhamdülillah! Metehan Zeybek-Eskişehir
• Patronumuz her işin zekâda bittiğini düşünüyor, eğitimi önemsemiyordu. Genç Beyin benim gözlerimi açınca patronu eğitimin önemine inandırıp sektördeki 2 kritik eğitime ikna ettim. 1.300 TL maliyeti oldu. Sonrasında firmanın yıllardır “çözümsüz” sanılan 4 problemini çözmek bana nasip oldu, bunun anlamı ciroda 5 milyon TL artış demekti. Patron geç de olsa uyanıp eğitimin önemini harbiden kavrayınca geçen yıl eğitime 30 bin TL yatırım yaptı. (...) Rumuz: Adil
  • 128. sayısıyla tanıdım Genç Beyin’i. Hayatta en büyük pişmanlığım 2 şeydi, bu harika dergiyle tanışmakta 15 yıl gecikmek 3. büyük pişmanlığımdır. Bende dikkate değer 5 değişim oldu: 1- Günümün %90’ını boş şeylerle meşgul olarak geçirdiğimi fark edip bu oranı %70’lere çekmeyi başardım. 2- Karşılaştığım insanlarda beğenmeyip eleştirdiğim, şikâyetçi olup kızdığım neredeyse bütün kötü özelliklerin aslında bende de var olduğunu gördüm; hatta çoğu başkalarınkinden 3-5 kat fazlaydı maalesef. 3- Sadece “iyilik bekleyen” değil, “iyilik sergileyen” olma yolunda mesafe katettim. 4- Beynime ve kalbime format attım. 5- Hayatı bana çekilmez kılan, bütün mutsuzluk ve başarısızlığımın asıl sebebinin en yakın 4 arkadaşım olduğu gerçeğiyle yüzleşip bunlarla ilişkiyi büyük oranda kesince yeniden doğmuş hale geldim. R. A.
  
  • Bendeki değişimi zaman zaman kendime sorarım, sanırım insan yaptığı işin hakkını verirse bunun 2 cihanda da kendisine büyük lütuflar olarak geri döneceği gerçeğini tam kavramam en önemlisi. Hepimiz bir şeylerle meşgulüz ama kaçımız işimize “hayranlık uyandıran” farklar katabiliyoruz? Genç Beyin bir dergi ama bir dergi en fazla bu kadar olabilir! Her milimetrekaresiyle kendini okutan, benimseten, hayran bırakan bir dergi. Kocamla perde işi yapıyor, yılda 130-150 bin TL ciroya ulaşabiliyorduk. Genç Beyin’den sonra işimize çeşitli farklar katmaya koyulduk, 13 büyük markanın bayiliğini aldık ve 65 metrekareden 400 metrekareye geçtik. 18 yıldır 4 kişi çalışırken şimdi 13 kişiyiz ve 2016’yı 550 bin TL ciroyla kapattık. Şehnaz-Osman Ünsal
  
  • Ana-babası ayrı, hayatı her bakımdan berbat, intiharı hep düşünen biriydim 2015’in 7 Haziran’ına kadar. İlginçtir, kendisinden asla Genç Beyin okuru olması beklenmeyen kız arkadaşım bana ısrarla bu dergiyi tavsiye etti. Çok direttiği için bayiden alıp eve getirdim. Önce aklıma hiç yatmadı, bir kenara attım; sonra aynı şeyi birçok kere yaptım ve en sonunda okumaya başladım. Hayatım boyunca baştan sona hiçbir kelimesini atlamadan okuduğum tek “şey” Genç Beyin’dir. Acayip iyi geldi; akıl, kalp ve ruh ağrılarımı giderdi. Size böyle şeyler yazdığıma kendim bile inanamıyorum! (...) Rumuz: Samsunlu 55 
  
  GB notu: Mail’iniz bizi çok mutlu etti ama sonraki kısımlar özele girdiği için yayınlayamıyoruz. Bu sizin açınızdan da hayırlı. Hoca’mızın uzun cevabını adresinize gönderdik. Teşekkürler!
• İlk sayısından beri titiz bir okurunuzum. 15 yılda kendisine Genç Beyin hediye ettiklerim arasından, başarı ve mutluluk yolunda değişmeyen tek kişi çıkmadı! Hepsini yazsam ciltlerce kitap olur. Hamdüsena Eriş
• Pendik Yunus Emre Kültür Merkezi’nde Abdülkadir Akgündüz Bey’i kendi ifadesiyle “gayet dikkatle” dinleyenlerdendim. Konferansın “Test çözme teknikleri ve doğru şıkkı bulma taktikleri” kısmındaki 2 teknik ve 3 taktiği uygulayarak gerçek sınavda 14.5 net fazla yapmayı başardım. “Olumsuzluk, felâket, sıkıntı, problem ifade eden şık genelde doğru cevap değildir!” kuralı sözelde doğru cevabını kesin bilmediğim 8 soruyu doğru yapmama vesile oldu. Sonra bu kuralı hayatıma hakim kıldım, olumluya odaklanınca hep kazandığımı ve dolaylı da olsa kârlı çıktığımı farkettim. Bendeki en temel değişim budur. Burak Şensancar
• Devlet hastanesinde hemşireyim, aşırı derecede yoğun çalışmaktayım, problemli hasta yakınları dolayısıyla stres ve sinir had safhada. İşi bırakmayı bile düşündüm ama babamın ânî vefatından sonra 6 kişilik ailemizin tek geçim kaynağı benim maaşım olduğu için ayrılamadım. Çok değerli ve eğitimi önemseyen başhekimimizin 121. sayıyı hediye etmesiyle Genç Beyin’i tanıdım ve hayatım değişti diyebilirim. Maddî durumumdan dolayı bütün sayıları takım halinde alamasam da 50 civarında sayıyı edindim. Birindeki yazı strese bakışımı değiştirdi. Ana tema şuydu: “Stresinizi sevin!” Olaya hiç böyle bakmamıştım; gerçekten de her işin stresli yanları vardı ve başarı, mutluluk için stresimizi sevmekten başka çare yoktu. Ondan sonra çok ilginç şekilde stres ve sinir harbi yaşamalarım bıçakla kesilir gibi ciddî oranda azaldı, aslında gidişat aynıydı ama bakış açım değişip stresimi sevmeye başlayınca Allah ağuyu (zehiri) bal eyledi. Özellikle günümüz insanının Genç Beyin okuyarak bu ve benzeri değişimleri yaşamasının elzem olduğuna inanıyor, bütün emeği geçenleri gönülden kutluyorum. Feride Gülsüm Doğanay
• 4 çocuğumun annesi, 15 yıllık hayat arkadaşım, uzman psikolog eşim “Mehmet! Evlendiğimizden beri evimize Genç Beyin giriyor ve ikimiz de içercesine okuyoruz. Kendinde gördüğün değişimleri yazsana!” dedi, geçtim bilgisayarın başına, 5 somut değişim tesbit ettim: 1- Kuru kuruya sevmenin yetersizliğini farkedip eşime sevgiyle beraber saygı da duymam gerektiğini öğrendim, bunu başarıyla da uyguluyorum. 2- İçine kesin faiz (haram) karışan işimden ayrılıp başka işe geçtim; Rabbim helâl lokma adına attığım adımı derhal ödüllendirdi ve tamtamına 3 kat ücretle inşallah helâl ve huzurlu bir işim oldu. 3- Acayip kararsızdım, hep erteliyordum; hızlı ve isabetli kararlar vermeye, hemen adım atmaya başlayınca önüm açıldı. 4- “2 çocuk (kız) yeter!” diyordum, 2 oğlumuz daha doğdu, 6 kişilik aile olduk. Her çocuktan sonra onun belki ebediyyen masraflarını karşılayacak rızık ve imkân kapıları açıldı (Küçük hesap yapma!). 5- Ancak emekli ikramiyesi aldıktan sonra gidebileceğimi düşündüğüm halde eşimle 2 hac, 5 umre yaptık (Biri Ramazan umresiydi, kıymetli Hoca’mla tavafta karşılaşmış ve 3 şavtı birlikte yapmıştık!). Zeynel Karaman
• (...) Bu dergi düne kadar hiç inanmadığım, aksini savunduğum şeylere samimî inanıp aklımı başıma almama vesile oldu. Yani ben değişim yaşamadım, Allah’ın izniyle ve Genç Beyin kılavuzluğunda eski beni tarihin çöplüğüne atıp kendimi yeniden inşa ettim. Annem nazar değer diye hikâyemi yazdırmadı ama bilin ki, o benim! U. B.
• Açık söyleyeyim: Öğretmenliği %95 maaşı için yapıyordum; çünkü işsizdim, bulduğum bütün işler öğretmen maaşının yarısı bile değildi! Bu kafayla 2 yıl geçti; çok isteksiz, keyifsiz yapıyordum öğretmenliği ama çıkış yoktu, elden bir şey gelmiyordu. Okumayı hiç mi hiç sevmeyen, boş vakitlerinde internete giren veya TV seyreden biriydim üstelik. 24 Kasım 2012 Öğretmenler Günü’nde Feyza adlı öğrencimin hediye paketinden 4 tarafı ince saten kumaşla çevrili, ön yüzü fiyonklu Genç Beyin çıktı. “İnsan öğretmenin daha işine yarayacak bir şey alır!” fikri aklımdan geçmedi değil. Fakat eve geldiğimde en çok o hediyeyle meşgul oldum, tam 4.5 saat yemek bile yemeden Genç Beyin’i okudum. Belki hayatımda olmamış, olamaz, olamayacak bir sahneydi bu. Etkilenmek ne kelime, mest oldum! İşte o gece hayatımda MİLAT sayılabilir. Yani Genç Beyin’den önceki ben, Genç Beyin’den sonraki ben... Tamam insan eline geçen dergi, gazete, kitap vesaireyi okur da; tek bir satırı atlamadan kalp ve beyin olarak böylesine yapışmaz ki! O geceden sonra somut 5 değişim yaşadım: 1- Öğretmenliği, öğrenme ve öğretme zevkini tam almadığım için sevmediğimi farkettim. 2- Zihin dünyama çekidüzen verdim; çok dağınık ve metruk halde duran maddî ve manevî benliğim disipline girip bilinçlendi, toparlandı. 3- Dergiden edindiğim çok zengin birikimi en yakınlarımdan başlayarak ailem, çevrem ve öğrencilerimle paylaşma ihtiyacı duydum; bu da beni ruhen inanılmaz rahatlattı. 4- İnternette anlamsız gezinerek ve TV seyrederek geçirdiğim günlük 6-7 saatimin 2-3 saatini okumaya, 2-3 saatini de başka faydalı şeylere ayırmaya başladım. Daha önce bana çok cazip gelen internet ve TV artık çekiciliğini %10’lara düşürdü. 5- Her ders öncesi özel çalışma, hazırlık, asıl konuyla birlikte öğrencilerime verebileceğim dikkat ve ilgi çekici hikâye, kıssa, olay, bilgi, özlü sözleri araştırıp plânlama alışkanlığı kazandım. M. A.
• Babam iyi bir eğitimci ve mütefekkirdir; dayım 36 kitabı yayınlanmış iktisatçı-yazar, eniştem gazeteci-yazar, ağabeyim akademisyen-yazar... Böyle çevrede doğup büyüdüm, eğitim gördüm. Evimizde 8 bin civarında kitabın bulunduğu dev bir kütüphane var. Fakat itiraf edeyim, Genç Beyin’in sadece bir sayısı bile beni hepsinden fazla etkiledi, eğitti, değiştirdi, kendine bağladı. Elbette çevremdekilerin kitap, yazı, eğitim faaliyetlerini de takdirle karşılıyorum ama etkileme, yani iz bırakma apayrı bir şey ve bunu sadece Genç Beyin’de buldum. Suat Kara
• Değişim sayılırsa son 4 sayıyla bende şunlar oldu: • En kötü huyum olan, başıma türlü belâlar açan “ağzına geleni deme”yi %85 azalttım; öyle rahatladım ki! • Benden 3 yaş büyük ablama adıyla hitap ediyordum; “Abla!” da değil, ilk “Ablacığım!” dediğimde canım ablacığım başladı ağlamaya ve o salı doğum günümde bana 300 TL’lik ünlü bir marka kışlık bot hediye etti. • Valinin de katıldığı geleneksel mezuniyet pilavında 20 dakika konuşma yaptım, 265 kişiye hitap ettim, 3 dakikaya yakın alkışlandım. • Kendi çapımda bir haber sitesi kurdum, ilginç haberler yayınlıyorum. Ahmet Selami Kızılcık / İzmit
• Dış dünya ve başka unsurlardan etkilenen biri değilim, kendi bildiğimi okurum ve genelde yanılmam. Fakat ömrümde ilk defa hayatıma bir dergi (Genç Beyin) girip beni kökten değiştirdi. Çok esaslı bir değişimden bahsediyorum ve inanın böylesini ummazdım. Demek insan yüksek dozda etkilenirse değişebiliyormuş. Şimdiye kadar karşıma çıkan kitap, dergi, gazete gibi şeyleri hayal mahsulü, fasa fiso, rant savaşı gördüğümden “okuma” diye bir şeyi hayatımdan silmiştim. İlk defa Genç Beyin istisna oldu, okudum ve muazzam etkilenip o klâsik ifadeyle “değiştim”. Belli ki; bu dergi sırf çıkmak için çıkmıyor, insanı kalbinden yakalayıp beynini tertemiz edercesine keseleyip liflemek suretiyle yıkayarak bir ruh çekapı gerçekleştiriyor. Tabiî başarı ve mutluluk da ondan sonra geliyor. Bir gerçeğe inanırım: Yaşadığım güzel şeyleri bir şekilde paylaşırsam her şey ansızın tersine dönüp o nimetler elimden alınıyor! İşte bu sebeple elimi ve dilimi tutup paylaşmayacağım. Anlayışınızı umar, en somut hali Genç Beyin olarak karşımızda duran üstün samimî çabanızın daha nice zaferlere basamak teşkil etmesini dilerim. İ. Halil Korkmaz
• Değişim için çevrem, olumsuz gördüklerim ve beğenmediklerimin değişip düzelmesini bekledim yıllarca. Ve bu bomboş bekleyişim şayet Genç Beyin’le karşılaşmasaydım hayat boyu sürebilirdi. Çünkü o kadar çok insan böyle ki, anlatamam! Bekliyor, herkes ve herşeyin tam da kendi istediği gibi düzelmesini gördükten sonra başarı ve mutluluk adımlarını atmayı bekliyor! Mezarlıklar böyle bekleyenlerle dopdolu değil mi? Mühim olan bu farkındalığı kazanıp “erken” uyanmak. Genç Beyin gibi bir erken uyarı sistemiyle tanıştıktan sonra: 1) Sadece başarıya, para ve kariyer kazanmaya değil; aileme de odaklandım, hatta mutluluğu en az bir gömlek öne aldım (Haftasonlarım fuarlarda geçiyor ve ilâve 300-500 TL kazanıyordum. Emin olun 365 gün 6 saat çalışıyorken bu sonu gelmez ve iflâh etmez tempoyu bırakıp aile huzurumu tercih ettim!). 2) Beni çok gıcık eden, kızdığım, hatta tiksindiğim insanların kıyıda köşede kalmış iyi yönlerine odaklanıp bunları takdir etmeye başlayarak çevremde 50-70 arası insanı kazandım; hatta çoğuyla öyle dost oldum ki, anlatamam! 3) 16 yıllık eşimin 16 yıldır benden istediği, bu yüzden hayli kritik tartışmalar yaşadığımız bir isteğini “nefsime çok ağır da gelse” yerine getirdim; öyle rahatladım ki! Kadın kısmının bir şeyi takıntı yapıp ondan milyonlarca problem türetmekte pek mahir olduklarını öğrendim. Hamdolsun eşim inanılmaz seviyede değişip iyileşti. 16 yıl boşuna beklemişim! Yazık olmuş bana ve aileme! (...) Rumuz: Ahmet & Nihal
• “Genç Beyin dergisiyle tanıştıktan sonra hayatınızı 2’ye ayıracaksınız: Genç Beyin’i TANIMADAN ÖNCEKİ siz, Genç Beyin’i TANIDIKTAN SONRAKİ siz...” sözleri bana iddialı gelmişti ama sadece 2.5 yıl sonra geriye baktığımda benim için tam da böyle olduğunu görüyorum. Genç Beyin’le belli başlı 4 değişim yaşadım: 1) Kız beğenmediğim için evlenemiyordum, evlendim ve oğlumuz Taha doğdu. Eşim çok hayırlı biri çıktı, kesinlikle benim ona olduğumdan daha hayırlı... 2) Yeni ve seviyeli bir çevreye girdim (Genç Beyin’i bana hediye eden iş arkadaşım Fehmi Zeylan vesile oldu). 3) Diş problemlerim vardı, konuşma bozukluğu yapıyordu, kalıcı bir tedaviden geçtim. 4) Kendimi bildim bileli kafamda muallakta olan 20 kadar sorunun ikna edici cevabını Genç Beyin’de buldum, zihnen ve kalben rahatladım. Selami Bodur n Çabuk gücenen ve maalesef gücendiren biriydim. 118’le tanıdım Genç Beyin’i, o sayıda tam bana ilaç olacak sözü vardı Abraham Lincoln’ün: “Gücenmeyecek kadar büyük, gücendirmeyecek kadar da asil olmalıyız.”
• Hayatımın en üzüntülü ve stresli dönemini yaşıyordum. Eski iş arkadaşım Furkan’ı yeni işyerinde ziyaret edip biraz dertleşelim dedim. Masasında Genç Beyin vardı ve dergi hakkında yaklaşık 15 dakika konuştu. Öyle övdü ki, eline alıp da okumayan ve tam tanımayan kişi kesin abartı sanırdı. Ben de öyle sandım. Ayrılırken Furkan “Takım halinde bütün sayıları aldım, bu sayı takımın olduğu için sana hediye edemiyorum. Al, götür, oku, getir!” dedi. Aldım ve eve gidene kadar, evde de gece yarısına kadar okudukça Furkan’a hak verdim; hatta övgülerini az bile buldum. İnanması gerçekten zor, beni üzen ve meşgul eden bütün sıkıntı, dert ve problemlerimin çarelerini o tek sayıda bulduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Sonra bayiden almaya başladım. 2.5 yılın ardından bugün kendimde 5 önemli değişimden sözedebilirim: 1- Karman çorman hayatımda önemli adımlar için bir “öncelik sıralaması” yaptım, kararlarımı verdim; yani 24 saatime ciddî bir plân ve disiplin geldi. 2- Bir problemin yüzde kaçının balon, yüzde kaçının gerçek olduğunu doğru belirleme alışkanlığı edindim; bu şekilde çözüm hem zevkli hem kolay hale geldi. 3- 18 yıl önce rahmetli babam vermeyince kız kardeşimi kaçıran damadımızı affettim, 3 yeğenime “dayılık” etmenin zevkine vardım. 4- Öğle, ikindi ve akşam namazlarını aksatıyordum; artık tam kılıyorum elhamdülillah... 5- (Özel ve gizli kalması gerektiği için yayınlamıyoruz. GB) Ferhat Dalkılıç
• 36 yıllık kocamla çatışma ve tartışmasız günümüz geçmiyordu. Düşünmediğim çare, başvurmadığım kaynak kalmadı. Genç Beyin’de okuduğum bir yazı vasıtasıyla asıl kaynağın kendim olduğunu farkettim, bütün projeksiyonları kocam ve başkalarından çekip kendime yöneltince hatalarımı gördüm. Bir kadın için bunu söylemek zor ama çok basit birkaç taktik ve stratejik adımla çatışma ve tartışmalarımız haftada, hatta 10 günde bire indi. İkimiz de öyle rahatladık ki... Meğer enerjimizi boş yere tüketiyormuşuz. Haydi o taktiklerden birini paylaşayım: Kocanıza “Haklısın!” diyeceksiniz. Erkekler “Haklısın!” kelimesini duyup rahatlamak üzere tasarlanmışlardır. En fazla 5 dakika sonra haksız olduğunu anlayıp bir şekilde gönlünüzü alır. Biz kadınların hatası: Evin direği olan kocaya nasıl ve ne kadar haksız olduğunu, kendimizin de yerden göğe haklı olduğumuzu kırk dereden su getirerek ispatlamaya çalışmamız. Bendeki değişim bu. R. A.
• Son 4 sayıyla yaşadığım değişimler: 1) Başıma gelen her sıkıntının kulluğumdaki bir aksaklıktan kaynaklandığını, netice olarak bana hayırlar getirdiğini öğrendim; bu bilinç iyi bir kul olma yolunda beni hep tetikte tutuyor. 2) Yıllardır mesaim 07:00-23:00 arasıydı (16 saat). Bunu 07:00-20:00’ye düşürerek normalleştim (Eve 3 saat erken gelmek hayatımda çok şey değiştirdi!). 3) Borsadan birikimimi tamamen çekip cadde başında 19 metrekarelik dükkâna yatırdım; belediye çevre düzenlemesi yapınca 230 bine aldığım dükkân 450 bine çıktı, şimdi 2.600 TL kira gelirim var (Borsadan çıkmakta çok ama çok gecikmişim!). M. Zeki Ören
• Ben hayli geçimsiz, stres üretim merkezi gibi çalışan bir tip(t)im. Genç Beyin’le önce kendimin böyle biri olduğumu farkettim, sonra çözüm üretim merkezi olmaya azmettim. Henüz süper seviyelere gelmiş değilim ama en azından niyetim hâlis, yani çözmek. Bana özel dua etmenizi bekliyorum, çünkü hiç tahmin edemeyeceğiniz noktalardan geldim buralara. Duanın gücüne çok inanıyorum; bu dergiyi okumak fiilî dua oldu, sizler de kavlî dualar ederseniz inşallah iyice düzelirim. Rumuz: 37 n 2 oğlum, 1 kızıma babaları da, ben de doğrusu fazla şey veremedik ama her ay Genç Beyin verdik. Hamdolsun çok iyi yetiştiler. Hatta şimdi onlar bizi değiştiriyorlar. Nurhayat Şener
• Sosyal medya sayfanızda sadece tanıtımını gördüğüm, hiç bir şekilde tanımadığım (alıp okumadığım) Genç Beyin hakkında çok sivri eleştirel yorumlar yazan ve en sonunda engellenen o kişi benim. Engellenince artık sayfanıza girmedim uzun süre, sonra Yenikapı-Bursa feribotundaki bayide Genç Beyin’i görüp aldım. 119’du. Önce baştan sona başlıklara baktım, yolculuk şimşek hızıyla geçti; eve varır varmaz ailemle bir kaç lâf ettikten sonra odama çekilip okumaya başladım. İnanın dergiyi hiç tanımadan yaptığım onca ağır ve acımasız eleştiri sebebiyle kendimden utandım. Aslında ben dini bütün bir ailede yetiştim, sizden helâllik istiyorum. Artık okurunuz olduğuma göre umarım beni affetmişsinizdir. Genelde mizah dergilerini takip ederim, fakat Genç Beyin’i hayatım boyunca hiç bırakmayacağım. Genç Beyin’den sonra bende somut 4 değişim oldu: 1- Seviyesiz, incitici, acımasız eleştirel yorumlar yazmayı tamamen bıraktım. Nasıl söylesem, tüy gibi hafifledim sanki. 2- En yakın arkadaşımın dolduruşuna gelerek daha çok ücret veren bir iş bulma umuduyla ayrıldığım işe geri döndüm. Normalde daha düşük ücretle başlamam gerekirken sağ olsun patron eski ücretimi (hatta %10 fazlasını) verdi. Çok rahatladım. 3- Babamla 4 yıl önce bir konuda büyük meydan muharebesi yaşamıştık, o günden beri iletişimimiz kopuktu; annemin de araya girmesiyle sarılıp barıştık. 4- Tanımını yapmakta zorlandığım bir bilinç geldi bana. Yani dergideki tabirle “bir SÜRÜ insandan biri” değil, daha “farkındalıkla” yaşamaya başladım. (...) T. A.
• “Değişim”e içi boş bir kuru lâf olarak bakıyordum. 3 yıl kadar önce Genç Beyin’le tanışıp bu hazine derginin her sayısını tekrar tekrar okuyunca kendimde çok ciddî ve hatta inanılmaz değişimler olduğunu gözlemledim. Bunların çevreme de yansıdığını söyleyebilirim. Değişim konusunda beni ikna eden cümleniz şu oldu: “İnsan 7’sinde neyse 70’inde de o olsaydı, yani değişmeseydi 124 bin peygamberle 124 milyon evliyâ gönderilmezdi!” Önemli olan kişinin kötü özelliklerinden kurtulup iyi biri olmayı gerçekten “istemesi” ve bunun için “çaba harcaması.” 17 yıllık eşimle saydık, Genç Beyin’in evimize girdiği 3 yıl sonunda başarı ve mutluluktan yana bende 15-20 civarında değişim olmuş. Özelleri burada sıralamıyorum ama 2’sini aktarabilirim: 1- İşlerimi sertlikle, bağırıp çağırarak halletmeye çalışıyordum ve başım dertten kurtulmuyordu, eskisiyle kıyaslanmayacak kadar yumuşadım, frenledim kendimi. 2- Hanımla son 10 gün Ramazan umresi yaptık; manevî anlamda başıma taş değil, kayalar düştü sanki. Ramazan Çilingiroğlu-Edremit/Balıkesir
• Bendeki değişimler: Genç Beyin’le okumayı sevdim ve yeniden keşfettim. Evleneli beri ana-babamla aynı evde yaşıyorduk ve bazı problemler çıkıyor, huzurumuz bozuluyordu; bana ait o daireyi babamlara bırakıp bir sokak arkada başka daireye (kiraya) taşındık, masrafımız arttı ama ağzımızın tadı geldi (Fakat onları hiç ihmal etmiyor, daha kaliteli bir iletişimle arayıp soruyoruz!). Camiye girerken telefonu kapatma alışkanlığı edindim, artık namazdayken ne kendimin ne de cemaatin huzuru kaçmıyor. H. İ.
• Batman kız İHL’den arkadaşım Şûle tanıştırdı beni Genç Beyin’le. Şûle’yi abime istedik, 2 yeğenim var ve hamdolsun çok mutlular! Kübra Şen
• Kendimi iyi tanıyor ve üzülerek söylüyorum ki, çok eleştiren ve kolay kolay bir şey beğenmeyen biriyim. En büyük sıkıntım bu ve başarımın, mutluluğumun önündeki KOCAMAN engel. Şu sıralar çeşitli ruhsal çözümler deniyorum; dualarınızla inşallah sonuç almaya da başladım. Genç Beyin tam bu rehabilitasyon sürecinde karşıma çıktı, kendisine çok gıcık olduğum alt komşumuz bana hediye etti, verirken de çok sıkı tembihledi: “Değerlendirmeni bana ilet ama iyice ve dikkatle okumadan yorum yapma!” 119. sayıydı, bir randevuya yetişecektim, önce dergiyi akşam alırım diye posta kutumuza sıkıştırdım, sonra komşunun sıkı uyarısını hatırlayınca kutudan hızla çektim, çekerken kapağı yırtıldı ama tam kopmadı, öylece cebime koyup çıktım. Randevulaştığım kişiyi beklediğim otobüs durağındaki bankta Genç Beyin’i okuyarak 2 saat 20 dakika geçirdiğimi öğle ezanı yükselince farkettim. Arkadaşı aradım, birazdan geleceğini söyledi, 40 dakika daha beklerken dergiyi okumayı sürdürdüm. Arkadaş geldiğinde ona ağzımı açıp gözümü yumacaktım ki, 32. sayfanın sonundaki söz beni durdurdu: “Ruha muhalefet DELİLİK, akla muhalefet GERİLİK, nefse muhalefetse VELÎLİKTİR.” (Ahmed İhsan Genç) Nefsime muhalefet edip velîliği kazanmaya karar vermişken arkadaş geldi, inanın 3 saatten fazla beklettiği için özür bile dilemedi! Hiç bir şey olmamış gibi konuya geçtik. Fakat içim içimi yiyor, ona söyleyeceğim her kelime birer kıymık gibi gırtlağıma saplanıyordu. Velîlik kolay değildi, kendimi tuttum, benden hiç beklenmeyecek şekilde irademe hakim oldum ve mükâfat da hemen geldi. 1.500 TL’ye kiralamayı plânladığım dairesi için arkadaş hiç ama hiç ummadığım bir teklifte bulundu: “Ödemelerini vaktinde yapacak, kem küm edip aksatmayacak, daireyi temiz kullanacak biri olduğuna inandığım için normalde 2 bin rahat verdikleri halde sana 1.200 TL’ye veriyorum! Hayırlı olsun!” Hayretler içindeydim, şaka yapıyor sandım, zira o daire gerçekten de en az 1.800 TL ederdi. Şayet en başta kendime hakim olmayıp randevusunu 3 saat geciktirdiği için ona ağzımı açıp gözümü yumsaydım, çok büyük ihtimalle bu müjdeli tekliften mahrum kalabilirdim. Bu olaydan gerekli dersi aldım inşallah, artık nefsime muhalefet etme fırsatlarını mutlaka çok iyi değerlendiriyorum. Bendeki değişim böyle. N. G.
• (...) Genç Beyin sonrası somut bir değişim yaşadım: 37 yıllık eşimin başımın etini yercesine ısrarlarına kulak tıkamaktan vazgeçip mobilyaları yeniledim, toplam 13.500’e mal oldu ama son durumu görünce eşimin haklılığını ve değiştirmekte hayli geciktiğimizi anladım. İlginçtir, bu değişim sonrası eşimde yıllardır var olan 6-7 hastalık geçti; kendisine söylemiyorum ki, tekrar nüksetmesin! Yıllardır doktora verdiğimiz onca parayı keşke en başta mobilyaya verseymişiz! Rumuz: Amasyalın
• (...) Okuma alışkanlığının çok düşük olduğu bir ülkede kendisini ilgiyle, heyecanla, merakla okutmayı başarabilen böylesine dopdolu bir dergi (Genç Beyin) yayınlanabiliyorsa; ben de 14 yıldır kör sokakta sinek avladığımız dükkânı hiç değilse ana caddeye paralel caddeye taşıyabilirim dedim ve bunu başardım. 5. aydayız, aylık ciromuz eski dükkânın 1.5 yıllık cirosuna eşdeğer. Çok geç kalmışız çok... Hamdolsun uyandık sonunda. Allah’a şükür, Genç Beyin’e teşekkür... Remzi Şahbal
• Hiç unutmam: 2004’ün 11 Haziran günüydü. Lise 2’den ayrılmıştım, pidecide çalışıyordum. Bir müşterimiz Genç Beyin’i masada unutup gitmiş. Ertesi gün gelip sordu; eve götürüp okumaya başladığımı, yarın getirecebileceğimi söyledim. “Baştan sona okuyacağına söz verirsen sende kalsın!” dedi, “Tamam!” dedim. Biraz da ona verdiğim söz hatırına baştan sona okudum; sonra bir daha, bir daha bitirdim. Bir değil, bir çok yazı beni etkiledi. İçime bir aşk ve şevk geldi. Açık liseye yazıldım, hem çalışıp hem okuyarak liseyi ve üniversiteyi (açık öğretim maliye) bitirdim. Bunlar Allah’ın lütfuyla ve Genç Beyin’in vesile olmasıyla gerçekleşti. O sayıdan beri Genç Beyin’in çok sıkı takipçisiyim. Bu arada evlendim, 2 oğlum var. Sermaye olarak takım halinde Genç Beyin’i bırakıyorum onlara. Hem başarı hem de mutluluk sermayesi. Kütüphanemde bütün sayılardan 2 takım var. Biri elimizin altında, ben ve eşim okuyoruz. Diğeri camekânlı bölmede, çocuklarımıza kalacağı için hiç kimseye dokundurtmuyoruz. Bu değişim hikâyemi şube müdür yardımcısı olduğum finans kurumundaki odamdan size gönderiyorum. Masamın sağ üst köşesinde Genç Beyin’in 122. sayısı bulunuyor. Bütün gençlere 2 tavsiyem: 1- Şartlarınız ne kadar zor da olsa eğitiminizi asla ihmal etmeyin; etmişseniz zararın neresinden dönseniz kârdır, hemen telâfi yoluna gidin. 2- Kılavuz, danışman, ilim, irfan, tecrübe olarak Genç Beyin size çok değerli bir hazine ve sermayedir; kıymetini bilin! Rumuz: Kemahlı
• (...) Bendeki en somut 3 değişime gelince: 1- İki yanımda yıllardır ağrı vardı, nihayet ikna olup karar vererek doktora gittim; böbreklerimde problem varmış, ilaç tedavisiyle ağrılardan kurtuldum elhamdülillah! (Güleceksiniz ama emin olun böbreklerin oralarda olduğunu bile bilmiyordum, öğrenmiş bulundum!) 2- Eşime, çocuklarıma “sıfır” vakit ayırıyordum, Çorlu’da içinde 4 katlı ev olan 3 dönüm yer aldım; artık hafta sonları ve tatillerde oradayız (Hanım 38 yıldır söylüyor, başımın etini yiyordu; geç oldu ama isabetli oldu!). 3- Reklamın gücüne inanmıyordum; 4 ayda bir çıkan sektör dergisine tam sayfa reklam verdim, ciromuz %60-70 arttı. (...) O. E.
• Bir partiye kaydolup siyasete soyunarak ilçe belediye başkan adaylığı fikrim vardı. “Samimî itiraflar” sayfanızda okuduğum itiraf beni caydırdı. Teknomarket işine devam kararım yerinde oldu. Zira o parti %1.5 oy aldı. Boşa enerji, para, emek, zaman vs. harcamamış oldum. Rumuz: Âkil adam
• Tarihî bir kütüphane sokağında; kuş uçmaz, kervan geçmez türü yerdeki daracık gözlükçü dükkânında 9 yıl çalıştım. Haftada 12 gözlük satılıyor, bu da vitrin ışıklarının elektrik faturasını çıkarmaya bile yetmiyordu. İşin tuhafı patron ciro düşüklüğünü benden biliyor, verimsizliğime bağlıyor, dükkânın kör yerde olduğunu hiç değerlendirmiyordu. Tam bir psikolojik çöküntü içinde geçti 9 yılım. Görünüşte tek suçluydum ve bu vicdanen beni harap ediyordu. Sözlümün aşırı ve ısrarlı tavsiyesiyle Genç Beyin’i tanıdım. Okuduğum yazıların verdiği motivasyonla ve cesaretle yıllardır çekindiğim için söyleyemediğim patrona asıl gerçeği bütün açıklığıyla anlattım. Dükkânın değil 9 yıl, 90 yıl daha burada kalması halinde bile bir şey değişmeyeceğine; yalnızca para, emek, zaman kaybı olacağına ikna ettim. O hafta sonu dükkânı ana cadde değilse de caddeye bakan bir noktaya taşıdık. Kirası eskisinin 3 katıydı ama çok canlıydı. Haftada 12 gözlük satarken günde 1015’e çıktık. Bir haftalık ciroyla kira ve diğer harcamalar rahat çıkıyordu. Sağolsun patron bu çok verimli manzara karşısında ücretimi ciddî ölçüde artırdı. İşler beni aşacak kadar yoğunlaşınca 2 eleman daha aldık. Patronumuz ev ve iş yeri için Genç Beyin’e abone oldu. Beyinleri ve kalpleri ateşleyen dergimizin her sayısını hasretle bekleyip dikkatle okuyor, yeni değişim ve gelişimler yaşamayı sürdürüyoruz. İhsan Özcan
• Genç Beyin’le ne yazık ki 12 yıl sonra, 120. sayısında tanıştım. Bu kısa sürede bende 4 değişim gözlemledim: 1Başımı bir taşa vurduğumda suçu hemen karşı tarafta değil, kendimde arıyor; böylelikle iç dünyamda çok değişik farkındalıklar yaşıyorum. 2Kayınçoyla daha iyi geçinmeye başladım; artık o beni değil, ben onu “idare ediyorum”, dolayısıyla problem yaşamıyoruz. 3İnternet bağımlılığım %50 civarında azaldı, sanaldan gerçeğe dönmem başarı ve mutluluk seviyemi yükseltti. 4Yalnız cumalara gidiyordum; 6 aydır hiç aksatmadan 5 vakte, hatta teheccüde başladım (Teheccüdleri ara sıra aksattığım oluyor!). Rumuz: Tokat Zileli Serkan
• “Değişim” çok iddialı bir lâf, bir de buna benim inanılmaz inatçılığımı ve eleştiriyi hayat prensibi yapmış biri olmamı eklerseniz değişmemin ne kadar zor olacağı açıktır. “Bana bir kelime getiremezsiniz ki, sizi onunla idam etmeyeyim!” diyen hükümdar gibi ben de bir kaç dakikada her şeyin en az bin kusurunu bulabilirim. Genç Beyin’i de mahalle arkadaşım Yaşar’ın bana vermesiyle eve götürüp karıştırdım, sonra tekrar karıştırdım, sonra tekrar... Bu defa da benim kafam karıştı! Baktım yine eleştirecek bin madde var ama tebrik edilecek en az on bin madde var! Dilimden “Aferin bu arkadaşlara, helâl olsun!” cümleleri dökülünce annem “Hayırdır! Sen kolay kolay bir şeyi beğenmezsin!” diye takıldı. “Haklısın annem ama bunlar hak ediyorlar!” dedim ve “Kralların bile giremediği kale: Aile” sayfasındaki yazıyı anneme okudum. Kendisi emekli banka müdiresidir, dondu kaldı ve dergiyi elimden çekip aldı. 3-4 saat sonra “Nereden buldun bunu?” diye heyecanla odama girdi, “Parasını verirsen sana her ay alırım! İkimiz de okuruz!” dedim, verdi ve alıyoruz 4 yıldır... Emeğinize sağlık! Erzincanlı F. İ.
• Genç Beyin ilk defa evimize 7 Şubat 2007’de girdi, o günden beri toplamda 6 takım almışız. Neden? Çünkü evimiz hep kalabalıktır, misafir eksik olmaz. Gelen götürmüş, giden götürmüş. Şimdi de öyle. Son aldığımız takımdan 1520 sayı kalmış. Yakında 7. takımı alacağız inşallah! Götürüp okusunlar yeter ki, biz tekrar alırız! Değişime gelince: Tembel mi tembel, beleşçi mi beleşçi, her işi bana yıkıp kendisi sefasını süren ortağımdan maalesef hiç hoş olmayan bir şekilde ayrılıp %100 bana ait işimi kurdum. Çok rahatladım. Problemli ortaklara tavsiyem: İçiniz rahat değilse, beyninizde kurtlar kaynıyorsa asla “Düzelir!” diye ertelemeyin, işi daha fazla uzatmayın! M. Y.
• (...) Tanıştığımdan bugüne (8 yıl, 10 ayda) Genç Beyin’le en somut şu 3 değişim yaşadım: 1- İstanbul’da tek bir üniversitenin tek bir bölümünü yazmak, başka tercih yapmamak kararındaydım; aksi halde okumamaya razıydım. Bu fikrimi değiştirip Dicle Üniversitesi’ni (Diyarbakır) de yazdım, İstanbul’un kıyısından bile geçmeyen bir puanla Diyarbakır’ı kazandım, okudum ve ne kadar isabetli adım attığımı şimdi daha iyi anlıyorum. 2- Lise aşkımla evlenmedim, uzaktan bir akrabamın kızıyla evlendim; o kız ağır depresyondaymış, 2 defa evlenip ayrılmış, evlenseydim hayatımın hatası olacaktı. Allah kendisine şifalar versin. 3- İzmir’de bir akrabamla ortak iş kurmayı çok istiyordum, bundan son dakikada vazgeçerek babamın işini üstlenip çok ileri noktalara taşıdım. Ortaklık kuracağım akrabam başkasıyla o işe girdi, işleri büyüdü ama sonunda anlaşamayıp mahkemelik oldular, ikisi de her şeye bağımsız halde sıfırdan başlamak zorunda kaldılar. Rumuz: İsabet
• (...) Kendimden değil de en yakın sırdaşım ve sınıf arkadaşım Zeynep Nur’daki değişimden bahsetmek istiyorum: Zeynep Genç Beyin’le ilgili tavsiyelerimi çok abarttığımı, değişim ve gelişim lâflarının hikâye olduğunu söylüyordu. Bir akşam bizde yarınki yazılılara birlikte çalışmak için kaldı, kar ve tipi bastırınca evine gidemeyip misafirimiz oldu. Geç saatlere kadar yazılıya çalıştık, sonra mola vaktinde masamdaki Genç Beyin’i eline aldı ve saatlerce başını dergiden kaldırmadı. Annemin ısrarıyla ışığı kapatınca mecburen bıraktı, sabahleyin evine dergiyle gitti. Yazılılardan sonra tekrar bize geldik, tek gündemimiz Genç Beyin’di. Bütün fikirlerinin değiştiğini, şimdiye kadar böyle bir şey görmediğini, bir kaç sayı daha okusa önemli bir bilge şahsiyet olacağını anlattı. Uzatmayayım, Zeynep benden çok daha iyi bir Genç Beyin okuru oldu ve edindiği birikimi uygulayarak çok güzel yerlere geldi. Geçenlerde itiraf gibi bir cümle çıktı ağzından: “Hayattaki hedeflerime umduklarımdan fazlasıyla ulaştım, bunun için Rabbime sonsuz şükür ve bana kılavuzluk eden Genç Beyin’e teşekkür ediyorum!” Yasemin Uygun/Balıkesir
• Babamın kalp kriziyle 43 yaşında ansızın vefat etmesinin haftasıydı, çok etkilendiğimi farkeden matematik öğretmenim Metin Şişman Genç Beyin dergisi verdi ve “Bunu okursan ruhen güçlenirsin!” dedi. 2003 Kasım’ıydı. O sayıdan beri hiç aksatmadan Genç Beyin alıp okudum. Gerçekten de ruhen inanılmaz derecede güçlendim. Üniversite, yüksek lisans, iş tecrübesi ve kendi işimi kurmam hep o gücün tesiriyle oldu. Bence Genç Beyin bir binaya giren elektrik gibi. İnsanı da muhteşem bir saraya benzetirsek, Genç Beyin o sarayı karanlıktan kurtarıyor. Düşüncelerimi şöyle özetleyeyim: Genç Beyin okuyan ve öğrendiklerini bir nebzecik bile olsa uygulamaya çalışan kişi istifadesi oranında psikolojik hastalıklara yakalanmaz, iki cihan saadetini kazanır. Engin Zeybek/Buca-İzmir
• Genç Beyin evimize gireli 4 ay oldu; bu kısa sürede bende, ergenlik çağındaki 2 oğlum ve kızımda, en önemlisi temel karakteri “inat” ve “kabalık, katılık” olan 31 yıllık kocamda hiç tahmin edemeyeceğimiz değişimler yaşandı. Bu hazine değerindeki dergiyi 12 yıldır takip edenler öyle sanıyor ve inanıyorum ki, başarı ve mutluluktan yana sayısız değişim yaşamışlardır. Meselâ ben kocamla çatışma ve tartışmalarda galip gelme ısrarını terkettim; susuyorum ve hatta ona “Haklısın!” diyorum, kısa süre sonra yanıma gelip ya özür diliyor ya da buna benzer bir tavır sergileyerek asıl suçun kendisinde olduğunu kabul ediyor. Bu yumuşama hele kocamdan hiç bekleyemeyeceğim bir haldi. 2 defa Mudanya’dan özel olarak gelip birlikte katıldığımız Genç Beyin Eğitimleri’nin de etkisi oldu. Çocuklarımdaki değişimi “Nazar değmesin!” diye beyim yazdırmadı. Bu kadarıyla yetiniyorum. Rumuz: Nahidez
• Çok inatçı biriydim; bu yüzden babamla hep tartışıyorduk, bir konuda anlaşamayınca iş büyüdü ve babam beni evlattıktan reddetti, 2 yıl kadar İstanbul’da ve Berlin’de yaşadım, başıma gelmedik dert kalmadı, sonra annemle amcamın araya girmesiyle barışıp helâlleştik babamla. İşte böylesine, her şeyi göze alacak kadar inatçıydım. Genç Beyin’i Almanya’da Bitlisli bir arkadaş vesilesiyle tanıdım. Kişisel gelişimin tavsiye, taktik, teknik kısımları bana hep itici gelmiştir; çünkü kimsenin akıl vermeye kalkışmasına asla katlanamam. Dergideki hikâyeler beni çok etkiledi, birisi sabaha kadar düşündürdü ve ağlattı. İnanamazsınız; gece boyu yatağımda bir dakika uyumaksızın düşündüm ve ağladım. Sanıyorum o gözyaşları ruhumun yıkanıp temizlenmesi gibiydi. Güneş doğduktan sonra öğleye kadar uyudum; rüyamda babamı gördüm, “Seni tam affettim!” dedi ve bana sımsıkı sarıldı. Kalkınca dükkâna gittim, babamın elini öptüm, “Bir eşeklik yaptım, seni incittim, lütfen bana hakkını gönülden helâl et!” dedim. “İnsan evlâdını bağışlamaz mı? Ben sana tâ en baştan helâl etmiştim zaten!” dedi. İşte o dakika bambaşka bir Erdal olmaya karar verdim ve çok şükür oldum da. Genç Beyin’in bütün sayılarını temin edip 1.5 ayda hepsini okudum; ister inanın ister inanmayın, sanıyorum böyle kısa sürede bütün sayıları okuyup bitiren tek kişiyimdir. Artık tavsiye, taktik, teknikleri de okuyor ve uygulamaya çalışıyorum. Bendeki en büyük değişim nefsimi yenip keçi ve eşek inatçılığından çok daha ileri olan inat halimden büyük oranda kurtulmamdır. Yine de nefse güven olmaz, bazen eski huyum nüksetmeye başlıyor ama kendimi frenlemeyi Rabbimin izni ve Genç Beyin’den aldığım ruh terbiyesiyle başarıyorum. Genç beyinlere değişim ve gelişim yolunda 2 tavsiyem var: 1- Babanız sizi ayaklarının altında(...) Erdal Yüceyılmaz
• Sınıf öğretmeniyim. Genç Beyin’le 6 yıllık çok sıkı fıkı dostluğumuz var. Ben de kendimdeki değişimleri yazayım dedim, çok madde çıktı. 3’ünü paylaşmak istiyorum: 1- Öğretmenliği daha bir severek yapmaya başladım. 2- Çocuklara her gün ömür boyu kullanabilecekleri iyi ve güzel bir şey kazandırmadan günü bitirmemeye çalışıyorum; bu kazanımları haftanın son gününde tekrar ettirip zihinlerine iyice yerleşmesini sağlıyorum. 3- Beyim bankacı, tabiatıyla çok paracı biri ve para onun için hayatın en merkezindeki şey. Artık kendisiyle bu konuda 8 yıldır süren tartışmaları bıraktım, beyimin tam istediğim hale kendiliğinden (tabiî yüce Allah’ın izniyle) dönüştüğünü gördüm. Hiç ama hiç harcayacağını beklemediğim 6-7 yere alabildiğine bir cömertlikle para harcadı; hayretler içinde kaldım ve Rabbime sonsuz şükür, kendisine teşekkür ettim. Aramızdaki buzlar eridi, huzur ve mutluluğumuz arttı. “İnsan 7’sinde neyse 70’inde de odur” sözüne artık kesinlikle inanmıyorum. (...) Rumuz: Öğretmen
• Genç Beyin beni değişime hazırladı ama asıl değişimi Abdülkadir Akgündüz Bey’in seminerleriyle tanıştıktan sonra yaşadım. Okumak, öğrenmek güzel de; bu güzellikleri bize ulaştıran ana beyinden canlı dinlemek bambaşka bir şey. Bütün Genç Beyin okurlarına her sayının arka kapağında duyuruları yayınlanan seminerleri keşfetmelerini özellikle tavsiye ederim. Okurken etkileniyorsunuz, fakat hocamı dinlerken sanki bütün birikim beyin ve kalbiniz yarılıp içine yerleştiriliyor. (...) Dr. Mustafa Gürsoy/Kocaeli
• Genç Beyin’le 3 şeyi bıraktım, 3 şey edindim: 1- Bilgilerimi yeterli görmeyi bıraktım, kendimi hızla güncellemeye başladım. 2- Yaşadığım olumsuzluklara kızıp sinirlenmeyi, yersiz stres yapmayı bıraktım; her kıssadan gerekli hisseyi almaya odaklandım. Günde 20 olumsuzluk yaşıyorsam 2’ye indi! 3- Bana yâr olmayacak, yeşil gözlerinden başka marifeti (Zaten o da Allah vergisi, kendi mârifeti değil!) yok bir kıza kafayı takmayı bıraktım; cidden derdimi paylaşacak, her bakımdan bana derman olacak biriyle sözlendim. G. T.
• (...) Genç Beyin dergisi önce bana çivi gibi battı, sonra gevşemiş vidaları mı sıkıştırdı. Battı, çünkü işe gidip gelen robotik biriydim. Kendini geliştirmek, okumak, dinlemek, özel eğitimler almak falan bana masal gibi geliyordu; hatta böyle şeylerle meşgul olanlara acıyordum. Derginin mübtelâsı olunca kendime acımaya başladım, bu yüzden Genç Beyin’le tanıştığım 29 yaşı- mı 2. doğum günüm sayıyorum. Bende çok şey değişti, 2’sini aktarayım: * Kafama göre takılıyordum; şimdi beynimi ve kalbimi doyuran sadece bir yere takılıyorum. • Liseden beri tek satır kitap okumadım, çünkü okumaktan nefret ediyordum; şimdiyse özel seçilmiş kitapların bulunduğ u yaklaşık 300 kitaplı kütüphanem var. Genç Beyin’in şimdiye kadar çıkmış bütün sayıları için özel raf ayırmışım, Allah ömür verdikçe bu dergiyi takip edeceğim ve tekrar tekrar okuyup okutmak için her sayısını titizlikle saklayacağım. Y.A.
• Varlıklı aileden geldik, durumları mız iyi çok şükür... Fakat 18 yıl önce vefat eden rahmetli babamın bize bıraktığı mirasın onda biri bile elimizde yoktu. Bu açmaz ve çıkmazı yıllardır çözemiyordum, tâ ki Genç Beyin’le tanışana kadar. Orada israf konulu bir yazı okuyunca “cömertlik” adı altında çok israfta bulunduğumu farkettim. Yapı ve karakter olarak sülâlece cömertiz, bununla da iftihar ediyoruz; fakat gördüm ki, cömertlikle israf arasındaki çok hassas çizgiyi yakalayamamışım! Yine aynı şey cimrilikle tasarruf arasında da mevcut. “Şüphesiz Allah israf edenleri sevmez!” âyetini de yeni farkettim; yine gördüm ki, Allah’ın sevmedikleri arasına çoktan girmiş olabilirim! Dindar biri değilim ama Genç Beyin vesilesiyle mâneviyatla temasım arttı, ruhen büyük huzur duymaya başladım. Genç Beyin sadece bilgi ve birikim değil, huzur deposu da aynı zamanda. Dergiyle tanışmamdan bugüne geçen 4 yılda yine cömertlikten taviz vermedim ama israf kısımlarını törpüleyince inşaattan girdiğim 4 daire sahibi oldum! Hayret verici bir şey değil mi? 5 çocuğum var, dairelerin her birini birinin üstüne kaydettim. 6 yaşındaki oğlum Emirhan’a bir şey kalmadı, nasipse Kuyumcukent’te bir dükkânı ona niyetle alacağım. Çok ilginçtir, eşime ve yakın çevreme “Bende bir cimrilik alâmeti görüyorsanız samimiyetle söyleyin!” dediğimde “Aksine, cömertliğin tavan yaptı!” dediler. Yani israfsız cömertlik kazandırdıkça kazandırıyormuş, bunu bizzat deneyerek farkettim. Genç Beyin’le yaşadığı m en büyük değişim bu. Şenel Uyan
• Genç Beyin’i ilk sayısından beri takip ediyorum. Çok katı (değişime direnen) bir mizaçta olduğum halde inanılmaz değişimler yaşadım sayenizde. Bir kaçını belirtmek istiyorum: * Hep kendi bildiğimi okur ve maalesef peşpeşe hatalar yaparken, işin erbabının fikrini almadan adım atmaz hale geldim. Hata oranım %70-80 azaldı. * İşime (mermercilik) her bakımdan çok büyük ve titiz yatırımlar yaparken 3 oğlum ve 2 kızımın eğitim ve gelişimine hiç denecek kadar az harcama yaptığımı farkedip kesenin ağzını açtım; hepsinin motivasyonu yükseldi, pasif kalmış yetenekleri gelişti. Büyük oğlum ÖSS Türkiye Sözel Dördüncüsü oldu, ortanca kızım ebrû sanatını öğrenip 4 defa sergi açtı, elde edilen gelirin 50 bin lirasını Somali’ye ulaştırdı, ayrı- ca ailemize 35 bin liralık 2. el otomobil aldı. Diğer çocuklarım da kendilerine has başarılar sergilediler. Özetle: Genç Beyin vesilesiyle alabildiğine dışa yönelik biriyken kendimize, içe yönelmeyi başardık ve gördük ki; içi ihmal eden dıştan da pek hayır görmüyor. Herkese bu farkındalık ve uyanı şı tavsiye ederim. Rumuz: Mimar Yavuz
• (...) Değişim adına gözle görünür şunu yaşadım: Çok üstün özelliklerde birine lâyık gördüğüm ve bu yüzden 29 yıldır evlenemediğim nefsimle yüzleştim, aslında o kadar da “üstün özellikli” biri olmadığımı anlayı p şu anda evli olduğum eşimle karşı laştım. Henüz 2 yıllık evliyiz, Zeynep bebeğimiz var, tahminlerimden daha mutluyum. Çünkü kendi balonumu indirince muhatabın ne büyük nimet olduğu çıktı ortaya. (...) Asaf Uygun
• Açıkça söyleyeyim: Ben başkaları nı değiştirmekte çok ustalık sergileyen ama kendisi milim dahi değişmeyen biriydim. Bunu Genç Beyin sayesinde yıkabildim. Çok inatçıyımdır da. Kabul etmediğim şeyi bütün dünya toplansa bana yaptıramaz. İlginçtir, dergimiz bunu yıktı ve beni tam anlamıyla ikna etmeyi başardı. Sizlere her zaman müteşekkirim, duacı yım. Daha nice sayılara... Dr. Selami Bayrak
• 4 erkek kardeşiz. En küçüğümüz ailenin büyük imtihanıydı, saygısız ve dengesizdi. Anneme ve babama karşı gelen, ağabeylerini zaten hiç kale almayan anarşist yapıda biriydi. Genç Beyin’i babama şirket genel müdürü hediye etmiş, o da eve getirdi. Hiç unutmuyorum, akşamleyin birbirimizle yarıştık dergiyi okumak için ve sonunda iş kavgaya döndü. Hepimiz en küçüğün durumunu bildiğimizden önceliği ona verdik. Odasına çekildi, Gece 2-3’lere kadar okudu, okudu, okudu. Halbuki uykuyu çok sever, erken yatardı ama Genç Beyin’i uyumaya tercih etti. Ertesi gün pazardı, öğlene kadar da okudu. Sonra kahvaltı masasına geldiğinde “Ne dergiymiş be! Uyuşturucu gibi bir şey, insan eline alınca bırakamıyor!” dedi. Anladık ki, dergi onu hayırdan yana değiştirmiş. Ertesi ay kısa bir hikâye yazıp göndermiş, 3 sayı sonra adıyla yayınlanınca aşkı ve şevki tavan yaptı. En az 100 kişiye gösterdi. O günlerden sonra eskisiyle kıyaslanmayacak derecede sakin ve kendini hikâye yazmaya veren biri oldu. En büyük hedefi kitap yayınlamak. İyi bir yazar olur inşallah! Halil Poyraz
• Değişime inanmayan, “7’sinde neysek 70’inde de oyuz!” fikrini benimseyen biriydim. Şirketin muhasebe bürosuna fatura işlemleri için gittiğimde sehpa üzerinde Genç Beyin’i gördüm. Açtığım sayfada (36) tam da bu konuya cevap verilerek özetle deniyordu ki: “Kâinatta her an muazzam değişimler yaşanmaktadır, insanda da öyle. Duraganlık hiç yoktur ve olsa hayat biter. insan değişmeyecek olsaydı 124 bin peygamber ve 124 milyon evliya gönderilir miydi? Bunlar nice azılı zalimleri değiştirmiş, kızını diri diri toprağa gömen kişi karıncayı bile ezmeyecek hale gelmiştir. Vahşî’yi Hz. Vahşî (ra), Hind’i Hz. Hind (ra) yapan Allah gerçekten isteyip gayret göstereni iyilik ve güzellikten yana değiştirir.” Uzatmayayım: Muhasebecimizden ödünç aldığım dergiyi sonra gazete bayilerinden temin ettim ve ben de Genç Beyin’le değiştim. En başta geleni şu: Yıllardır hep olumsuz seyreden kendi gidişatımla ülke ve dünya gidişatının gün geçtikçe daha fazla felâkete sürüklendiği inancımdan vazgeçip geleceğe umutla bakmaya başladım. Bu inanç ve zihniyet değişimi ilk meyvesini verdi, Kuveyt’te yaşayan bir Türk yakınımla ortak yürüttüğümüz baharat işinde kralın kardeşine ait marketler zincirinden çok yüklü sipariş aldık. Sektörde bir anda gündeme oturduk, başka yerlere de vermeye başlayınca 2011’i 6 milyon $ gibi bizce çok büyük ciroyla bitirdik. 2012’de diğer Arap ülkelerine açıldık, bu satırları size Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki otel odamdan yazıyorum. Yanımda getirdiğim 10 adet Genç Beyin’i görüşeceğim Türk dostlarıma hediye edeceğim. Kesin bir gerçek var: insan kendisine ve hayata inadına olumlu, umutlu, hayırlı bakarsa Allah onu hemen ödüllendiriyor. Ben bunun canlı deliliyim. (...) Tekin Aydın
• Beni değiştirsin  diye almaya başladığım derginiz 24 yıllık eşimi değiştirdi, onun vesilesiyle de  ben değiştim. Eşim aslında çok iyi biri ama bana karşı son derece ilgisizdi;  var mıyım, yok muyum belirsizdi onun için. Eve geldiğinde bile o hanenin 6  ferdinden biri, 4 çocuğun annesi, evin hanımı olduğumu farketmiyordu. Sabırla  böyle 23 yıl geçirdim. Son yıldaysa Genç Beyin evimize girdi, okumayı çok seven  ama hep iş başarısıyla ilgili kitaplar okuyan beyim komşumuz Nüzhet Bey’in eşinin  beni tanıştırmasıyla Genç Beyin’i tanıdı, “Evlilikte SEVGi+SAYGI için 3 şart”  başlıklı ilginç ve etkileyici yazı hayatımızda milat oldu. Evliliğimizin son bir  yılı Allah nazardan saklasın evde “farkedilme” ve “değer görme” yılım oldu. “Keşke  23 yıl da 24. yılımız gibi geçseydi!” demeyeceğim, çünkü takdir böyleymiş ve  takdir edilene razıyız. Fakat bu son bir yılı geçen 23 yılı kaza edecek, hatta  daha ilerisine geçecek kalitede yaşadığımızı belirtmek isterim. “Kocanızda  neler oldu?” derseniz: 1. Beni farketmeye başladı. 2. Değer vermeye başladı. 3.  iletişimde sevgi ve saygısını izhar etmeye başladı. 4. Dergide okuduklarını hiç  beklemediğim ve ummadığım kadar ileri seviyede uygulamaya başladı. 5. Çocuklar  babamızdaki bu harikulâde gelişmeyi görünce mutlu ve yüksek motivasyonlu  oldular, 3 yıl ucu ucuna sınıfı geçen oğlumuz teşekkür aldı. 6. Aile olduğumuzu  ve bunun en az iş hayatı kadar (belki daha fazla) önem arzettiğini kavradık.  Rumuz: Şenay
  
• (...) ilk sayısından beri Genç Beyin takipçisiyim; üzülerek belirteyim ki, bende ve hayatımda öyle aman aman değişimler olmadı. Sadece bu dergi hayatıma gireli beri neyin iyi, neyin kötü olduğu bilinciyle hareket ediyorum ama her zaman iyiyi yapamıyorum. Bu bilinç seviyesi büyük yanlışlara yönelmemi engelliyor, kendimi hemen frenleyebiliyorum. Yani yaklaşık 12 yılım Genç Beyin’siz geçseydi şu anda bu mesajı size yazamayacak kadar büyük çamurlara saplanmış, tuzaklara düşmüş, bariyerlere çarpmış biri olabilirdim. Bütün bunlardan %80 oranında korunmam bir değişimse, evet değiştim. Fakat daha fazlası için bana dua edin lütfen! (...) Murat F. Polat
• 6 yıl önce Hollanda’ya staj için gittiğimde bırakmıştım, dönünce kaçırdığım sayıları alıp okumakta geciktim ve işle eş hayatında bir çok bunalım yaşadım. Şayet hemen okumadığım sayıları alıp okusaydım başıma gelenlerin belki hiç birini yaşamayabilirdim. Meselâ sadece bir sayıda 4 büyük bunalımımın çaresi varmış, geç kaldım maalesef ve artık hiç kaçırmayacağım. Çünkü Genç Beyin sıradan bir dergi değil, hayatı yaşama kılavuzu. Onsuz olmuyor! M. Sami Tüysüz
• Genç Beyin’le ilk yıllarda hata ve noksanlarımı farkettim, sonraki yıllarda çeşitli eğitimlerle (özellikle “Etkili konuşma (hitabet) ve diksiyon” semineri) düzeltme ve telâfi yoluna girdim, son bir yıllık dönemde de uygulama safhasındayım. Yaşadığım gelişim ve değişim süreçlerine şahit olan çevremdekiler danışmanımın kim olduğunu soruyorlar: Elbette Genç Beyin! (“Dergide okuduğum, “Beyin doldurulması gereken bir kap değil; tutuşturulması gereken bir ateştir!” sözünden çok ama çok etkilendim. Temel felsefem bu söz oldu diyebilirim.) Hilmi Taştan
• Polis memuruyum. Bilgi ve birikim deposu Genç Beyin’i çok sevdiğim bir meslektaşımın hediye etmesiyle tanıdım. Gerek mesleğim, gerekse özel hayatım yoğun stres ve problemlerle beni hayli bunaltmıştı; psikolojik desteğe ihtiyacım vardı. Aslında fazla okumaya vakit bulamadığım halde Genç Beyin’deki yazıları son derece ilginç ve faydalı gördüm, hemen hepsi de neredeyse %100 bana hitap ediyor ve sıkıntılarıma çareler sunuyordu, sanki beni yakından tanıyan birileri tarafından özellikle hazırlanmış gibiydi, satır satır okuduğumu söyleyebilirim. Bende çok değişim ve gelişim oldu ama 2’si en önemlisiydi:...
• Olaylara geniş açıdan bakmaya başlayınca bazı şeyleri haddinden fazla büyütüp kendime zarar verdiğimi farkettim. • Motivasyonum inanılmaz derecede arttı, âdetâ ruhen şarj olup ciddî bir bakımdan geçmiş hale geldim. Artık kendimi ve başkalarını daha kolay motive edip rahatlatabiliyorum. Son olarak şunu kesin bir inançla ifade etmek istiyorum: Genç Beyin’i okuyanlar Türkiye ve hatta dünya genelinde artarsa suç işleyen sayısı tahminlerden fazla azalır. Çünkü bu dergi çok şifalı manevî bir iğne gibi, sunduğu bilgi ve birikimle insanı her türlü zararlıya karşı aşılıyor. Rumuz: Ünal-36
• İnsan Genç  Beyin okur da, değişmez mi? Tam 11 yıldır takipçinizim; hayatımdaki her nimeti  önce Allah’a, sonra sebepler dairesinde size borçluyum. Gıda, eşya, hayat için  gerekli maddî ihtiyaçlar dışında para verip aldığım tek şey Genç Beyin’dir.  Fakat hepsi gelip geçti ama bu dergiden öğrendiklerim zihnim ve kalbimde yer  etti. Bendeki en büyük değişim şu: Yıllardır devam eden ve alışkanlık halini  alan hatalarımı fark edip düzelttim, yeni hatalar yapmamak için gerekli  donanıma sahip oldum. Beşeriz, ufak tefek yanlışlar yapıyoruz yine; fakat büyük  hatalara kapılarımı kapattım çok şükür... Oktay Kandemir/Antalya
  
• (...) Eşim, oğlum ve kayınbiraderim bende 5 değişim gözlemlemiş; sıralıyorum: 1- Eskisi gibi bir anda parlamıyorum, sinirleniyorum yine ama kendime hâkim olabiliyorum. 2- 19 yıldır bankada biriken ve maalesef beni günaha sokup bankayı zengin eden meblâğı çektim, İstoç’ta 4 katlı işyeri alıp kiraya verdim. 450 bin’e aldığım yer 3 yıl sonra 1 milyon’u aştı, iyi de kira getiriyor. 3- Namazları evde, alelacele, tek başına değil de mutlaka camide, ilk vaktinde, cemaatle kılmaya başladım (Eşim en çok buna seviniyor!). 4- Kızımı sefahet çöplüğünde kokuşmuş (Allah ıslah etsin!) bir zenginin oğluna değil de, hukuku yeni bitirmiş hakim ve savcı adayı değerli bir kardeşimize verdim; çok isabetli oldu. O zenginin oğlu bu sürede 2 evlilik yaptı, boşandı. Genç Beyin’deki bir yazı Allah’ın yardımıyla beni az daha yanlış adım atmaktan kurtardı. 5- 30 yıllık alışkanlığım olan nargileyi bıraktım, sigaradan bile tehlikeli olduğunu bir yazınız vesilesiyle öğrendim (‹nternette araştırdım; fazlası var, eksiği yok!). Mehmet Emin Hasdal
• Aslında benimkisi samimî bir itiraf ama değişim ağırlıklı. 9 yıllık öğretmenim ve sadece keyfimden değil, yoğunluktan dolayı üniversite sonrası tek kitap bile bitiremedim. Yani okuma eylemi bıçakla kesilir gibi kesildi. Oysa insan okumasa beynini ve kalbini beslemeyeceği için kesinlikle verimli olamaz. Genç Beyin beni yeniden okuma sevdasına saldı, bu güzide dergiyle tanışalı 1 yıl olmasına rağmen 20 civarında kitap okuyup bitirdim. Her ay içercesine ve tekrar tekrar okuduğum Genç Beyin dergileri de hariç. Onları sayarsanız 50'yi bulur. Okudukça bende 4 değişim oldu: 1- Öğrendiğim yeni birikim özgüvenimi artırdı, mesleğimi daha fazla sevmeye başladım, derslerime sarılıp öğrencilerime tutkuyla tek tek odaklandım. 2- Mideyi doyurma isteğiyle günlük yemek ihtiyacının iştahla giderilmesi gibi ruhumu yeni bilgilerle doyurma iştahı başgösterdi ve her ay okumak için titizlikle seçilmiş bir liste oluşturdum. Eniştemin Cağaloğlu'nda bir yayınevi sorumlusu olması kitap teminini kolaylaştırdı, seçtiğim kitapları neredeyse maliyetine denebilecek indirimlerle almaya başladım. 3- Düne kadar okul yoğunluğuna ancak yetişirken artık her ay okul dışı 3-4 kültür programına katılıp bir kaçında mikrofana ben geçiyor, öğrendiklerimi geniş kitlelerle paylaşıyorum (Bu arada beni keşfedip belediyenin 1.500 kişilik salonunu bize açan belediye başkanımıza teşekkürlerimi sunarım!). 4- Genç Beyin'in günümüz insanına Allah'ın çok özel bir lütfu olduğunu farkettim, çünkü bu kalitede bir birikim hazinesinin her ay artan güzellikleriyle sunulması gerçek bir fırsat. Yazmayacaktım ama yazayım: 1 yılda 300'e yakın YENİ genç beyini Genç Beyin'le tanıştırdım, şimdi hepsi de bana dualar ediyor. (...) Yunus H. Ozaydın
•Dershanesi de olan ünlü bir eğitim kurumunun 24 yıldır her türlü baskı işlerini takip ediyorum. Yani yayıncılığı yakinen bilirim. İlk sayısından itibaren farklı bir heyecanla okuduğum Genç Beyin vesilesiyle 2009 Kasım'ında kendi firmamı kurdum ve artık tek eğitim kurumunun değil, onlarcasının baskı işlerini 16 kişilik ekibimizle daha profesyonel şartlarda yapıyoruz. 1300 TL maaştan aylık 150-200 bin ciroya geçtik. Sizce bu müthiş bir değişim değil midir? Sadece bir problem var: Bütün müşterilerimiz Genç Beyin'i çok iyi tanıyıp takip ettikleri için verdikleri işte Genç Beyin cazibesini bekliyorlar, ne kadar didinsek de o ölçüde dikkat çekici olamıyoruz. Bunun da sırrını Abdülkadir Akgündüz Bey'den öğreneceğiz inşallah! Rumuz: Engin (İzmir'den)
•(...) Kamuda üst düzey görevde çalışan kocam çok önemli 3-4 kötü alışkanlığını Genç Beyin sayesinde "tamamen" terketti. 32 yıl sonra istediğim ve özlediğim şartlara geldi. Eskiyi bir çırpıda unutmak zor ama bu seviye bile mükemmel benim için. Kendisinin her gün takip edilmesi gereken bir kaç ilacı var, buna bir de her ay Genç Beyin'i ilâve etmişim; evimizin altındaki bayiden ilk alan ben oluyorum. Nevin Koksal İnal
•(...) Üniversite 2. sınıfta oğlumuz, lise 3'te kızımız var. Genç Beyin onlarla beraber annesiyle beni de değiştirdi. Oğlum kendisine dergiyi (41. sayı) hediye eden Halil Hoca'nın çevresine girdi, çağın tehlikelerinden uzak ve her bakımdan kaliteli yetişti. Bizim verdiklerimizin belki 30 katını aldı onlardan. Kızımsa annesiyle seminerlerinizin hemen hepsine katıldı, hal ve hareketleri muazzam seviyede olgunlaştı. Meselâ yaşıtları ergenlik dönemini bir çok psikolojik sarsıntıyla geçirdikleri halde kızım bir psikolog gibi onlara destek oldu. Genç Beyin'in eşime yaşattığı değişim, her fırsatta kendini haklı çıkarmak için dakikalarca enerji harcayıp tartışmayı iyice büyütme huyunu bırakıp orta yolu (uyumu) yakalamaya çalışmasıdır. Hatta çoğu defa ben kesin haksız olduğum halde yumuşak davranıp cıngar çıkması nı engelliyor (Söylenmez ama bu fedakârlıklarını fark edip Afyon'daki termal devre mülkü onun üzerine yaptım!). Derginin her ay tek satırını atlamayıp okuyan biri olarak bendeki değişime gelince: Asla ve hiç bir surette özür dilemeyen biriydim, artık diliyorum. Fakat bazen bir saatte 5- 10 defa özür diliyorum, bu da beni çileden çıkarıyor! (...) Rumuz: Menteşoğlu
•Genç Beyin'le günahlarımın farkına vardım, şimdi tevbe süreci içindeyim. Lütfen bana çok dua edin. Engin
•(...) "İş KÖŞEDE değil, KÖSEDE!" sözünü Genç Beyin'de okuyunca jeton düştü, gerçekten de caddenin tam köşesinde olan ve cirosu yerlerde gezen mağazamızdaki elemanı değiştirdik; işler açıldı. (...) Rumuz: Pervâne
•Genç Beyin'le tanıştığım 1.5 yılda 3 önemli değişim yaşadım: 1- Özal cumhurbaşkanıykenden beri veremediğim bazı büyük kararlarımı verdim, ilk adımları da attım, süreç başarıyla işliyor elhamdülillah! Bunca yıldır geciktiğime nasıl yanıyorum bir bilseniz! Ömrüm gitmiş, ben sadece beklemişim. 2- Yaşama gücüm arttı, bedbin ve miskinlikten kurtuldum. Aşırı tembel biri olduğumu anlayıp adımdan utandım ve ömrümün kalan kısmını eski tembellik yıllarımı misliyle telâfi ederek geçireceğime dair kendime söz verdim. 3- 20 yıla yakındır her şeyimi frenleyen ve olumsuz düşünme hastalığına tutulmuş çocukluk arkadaşım Murat'la ilişiği kestim, yolları ayırdım; önüm açıldı, acayip hızlandım. Yılmaz Baştürk
• Fazla kendine odaklı, halk ifadesiyle bencil biriydim ve genellikle de mutsuzdum. 4 yıldır üst düzey sorumlu olarak çalıştığım şirketin hedeflerine odaklanmaya Genç Beyin'de okuduğum bir yazı vesilesiyle başladım, hayatım değişti. 7 ayda çok güzel sürprizler yaşadım. Şimdi eskisiyle kıyas kabul etmez seviyede mutlu ve huzurluyum, başarılıyım da. Anladım ki, insan ekmeğini yediği yerin hedeflerine katkı sağladıkça o lokmalar gerçekten helâlleşip bereketleniyor ve size hayal bile edemeyeceğiniz güzel sürprizler olarak dönüyor. Rumuz: Hataylı
(90'ların gazetelerinden kesip sakladığınız kupürleri aldık, inceledik, değerlendireceğiz. Teşekkürler! GB)
• Babam milletvekiliyken biz ilkokuldaydık. Sonraki 6 seçimde aday oldu,
  kazanamadı; hayli yüksek emekli
  maaşına kavuşunca rehavet bastı,
  duysa kızar ama zaten tek hedefi buydu.
  Milletvekiliyken de adı sanı bilinmez,
  sadece meclise gidip gelirdi.
  Maddî sıkıntımız olmayınca 2 kardeş
  bolluk içinde büyüdük, dolayısıyla
  kendimizi geliştirme gereği duymadık fazla. Yıllar geçince bir baktık ki,
  tabiri câizse ot gibi büyümüşüz. 4 yıl
  kadar önce bir süre ağır depresyondaydım, tedaviler sonuç vermedi, intiharın eşiğinden dönmeme vesile olan
  kız arkadaşımın ısrarlı tavsiyesiyle Genç  Beyin'i tanıdım ve kızgın çölde su
  bulan adam misali "saldırdım" âdetâ  dergiye... Bilmiyorum ama bütün
  sayıları baştan sona benim kadar titiz
  ve defalarca okuyan başka okurunuz
  var mıdır acaba? İnanın "Keşke
  babam milletvekili değil, kör bir
  sokakta musluk tamircisi olsaydı da
  hayatın çilesini çocukken öğretseydi
  bize!" diyecek noktaya geldim. 25
  yıllık açığı 4 yılda kapatmak zor, ancak
  Genç Beyin'le "çok hızlı" yol
  aldığımı söyleyebilirim. Bendeki en
  büyük değişim, rahatlığın ve serbestliğin insan için en büyük belâ olduğunu farkedip kavramamdır. Murat
• Ablam internetten görmüş, Abdülkadir Akgündüz Hoca'nın "Eş seçiminde püf noktalar" seminerine götürdü beni. Evlilik safhasındaydım ve çok kararsızdım. Seminer hemen karar vermemi sağladı ve 2 ay sonra düğünümüz oldu. Az daha yanlış bir adım atacak, iş arkadaşım olan birine "Evet!" diyecektim. Fakat seminerde "iş yerinde fazla yüzgöz olduğunuz biriyle evlenmeyin!" uyarısı beynimde şimşek gibi çaktı. Gerçekten çok isabetli karar vermişim. Tam anlamıyla top direkten döndü diyebilirim. Evlendikten sonra, elbette dergimizin de etkisiyle şu önemli değişimi yaşadım: Olaylara bütün boyutlarıyla çok geniş açılardan bakmayı öğrendim. Rumuz: Nebahat
• Evlilik terapistiyim ama 2 evliliğim de maalesef  “şiddetli geçimsizlik”ten boşanmayla sonuçlandı. İşte o günlerde tanıdığım Genç  Beyin beni 74 şiddetinde depreme tutulmuş gibi sarstı, bütün benliğimde iğneden  ipliğe bir tadilat gerçekleştirdi. 3 önemli değişim yaşadım: 1- Herkesi  karakterize eden ben, kendimi karakterize etmediğimi farkederek derhal  projeksiyonları kendime çevirdim ve artıları eksileriyle genel manzaramı  kavradım. 2- Mâneviyatı önemsiyordum ama bu kadar değildi, uhrevî perspektifimi  hayli genişlettim. 3- Büyük konuşmayayım ama 2 yıllık Genç Beyin okumalarımdan  sonra şu anda kendimi dünyanın en geçimsiz bayanıyla bile iyi geçinebilecek  yeterlilikte görüyorum inanın! Rumuz: Terapist 47 
  
(Not: Değişimleriniz ilginç  ve takdire şâyân; ancak hiç değilse 3. eş seçimi denemenizde dikkatli davranın,  ne kadar değişip yenilenseniz de aşırı özgüvenle yanlış adımlar atmayın. Umarız  3. evliliğiniz cennete varan mutlu beraberliklerle sonuçlanır. GB)
• Garipseyeceksiniz ama çok tuhaf, geçimsiz, aşırı sinirli ve kelimenin tam anlamıyla “problemli” bir tipim. Bendeki değişim, işte böyle biri olduğumu Genç Beyin’le belirleyip görmemdir. Şimdiki seviyem bununla sınırlı, yani “kendini bilmek.” Sonrası için de yol haritam var, inşallah başarırım ve bunun için makbul dualarınıza muhtacım. Çünkü böyle bir şaheseri her ay hazırlayıp bize sunanlar Allah nezdinde makbul şahsiyetlerdir diye kanaatim var. İdris Mülayim/Niğde n Gözlükçüyüm, beyimle 22 yıldır bu işi yürütüyoruz. Çok yoğun çalışıyoruz, teknik servisimiz de olduğu için işten başımızı kaldıramıyoruz. Genç Beyin’i ablam getirdi, o gün iyice daralmış ruhuma kocaman bir pencere açıldığını hissettim. 6 yıldır da kendim bayiden alıyorum. Bendeki değişim, beyime bakışımı değiştirmem oldu. Ondan gerçekleştirilmesi imkânsız şeyler beklediğimi ve 23 yıllık evliliğimizin bu bomboş, hayalî beklentilerle hebâ edildiğini gördüm. Bu yeni bakış açısı evliliğimize de yansıdı ve mutluluk adına çok şey farketti. Bütün evlilere, özellikle hanımlara eşlerine karşı ütopik (hayalci) olmamalarını ve hayalî beklentilerle ömürlerini mutsuz geçirmemelerini tavsiye ederim. Rumuz: Neriman
•Genç Beyin bürokraside 42 yıl aralıksız çalışıp önemli noktalara gelmiş bende 5 değişim meydana getirdi (İçtenlikle, tarafsız ve sansürsüz aktarıyorum!): 1- Sadece kişisel menfaat odaklı değil, hak ve hukuk odaklı bakmaya başladım; tahminlerin aksine böyle daha mutlu ve huzurlu hissetttiğimi anladım. 2- 42 yıldır ertelediğim kendi işimi kurdum, 42 yılda kazandığımı Allah 3.5 yılda ikram etti. 3- Sürahimin çok sınırlı şeylerle dolu olduğunu görüp bütün sayılarınızı okuyarak bilgi ve birikim açlığımı gidermeye başladım; açık söyleyeyim, şimdilerde Genç Beyin’lerin her birini okudukça cehaletimi anlıyorum. 4- Eşimin (38 yıllık hayat arkadaşımın) yıllardır sızlanıp durduğu “güneş gören ferah ev” hasreti bitti; karanlık giriş kattan ferah, alabildiğine manzaralı, tam cephe güneş gören, 180 m2 daireye (13. kat) taşındık. 5- Cumaları kılıyordum; “Peygamberimiz’in (sav) namazı” yazısının etkisiyle 5 vakte, hatta belli başlı nafile namazlara başladım. Tarifi imkânsız nimet ve bereketlere nâil oldum elhamdülillah. (...) Mehmet S.
• 110. sayısıyla tanıdığım Genç Beyin sadece 3 günde beni öyle değiştirdi ki; kesinlikle abartmadan söylüyorum, 39 yıllık ömrümde bu seviyede değişim yaşamadım. Dernek başkanımız tavsiye etti, “Mutlaka alın, başarı ve mutluluğun tadına varın!” deyince gidip bayiden aldım. O gün işte ve evde tek gündemim Genç Beyin’di, titiz ve dikkatli bir okumayla 4 değişim yaşadım: 1. 25’teki “İşte örnek bey ve hanım!” yazısı aile reisi olarak kendime, hayat arkadaşım olarak eşime bakışımı değiştirdi. İtiraf edeyim: Hz. Fatıma’daki (ra) o güzel ve çok nadir özelliklerin az da olsa eşimde de bulunduğunu farkettim (Burada saymak istemiyorum!). 2. “Altın madalyalık 10 davranış” (s.38-39) yazısı motivasyonumu âdetâ zıplattı, bende de o potansiyeller var ama neden sonuç alamadığım üzerinde düşünüp bazı kritik adımlar atmaya karar verdim (Birini, en önemlisini attım elhamdülillah!). 3. Çok kiloluyum (60 kilo yakın fazlam var!); 30. sayfada “Bacanak neden bir türlü kilo veremiyor?” yazısı sanki beni anlatıyordu, sondaki uyarılara dikkat edip inşallah normal kiloma döneceğime dair inancım arttı. 4. Okuyup öğrenmenin ne güzel, heyecanlı, ateşleyici bir şey olduğunu kavradım; nasipse maaşımı alır almaz %50 indirimden faydalanıp şimdiye kadar çıkan bütün sayıları takım halinde alıp 2012’yi “Genç Beyin okuyup tutuşma ve tutuşturma yılı” olarak değerlendireceğim. Bu arada Kayserili’yim, elimde çokça ve orijinal Kayseri fıkrası var, gönderebilirim. (...) Ali Serdar Yüksel/İzmir
• Her ay önce 64’teki değişimleri okuyor, “Biz neden değiş(e)miyoruz?” diye soruyorum. Zira evimize ilk sayıdan beri Genç Beyin giriyor. 9 kişilik geniş çekirdek ailenin bulunduğu yemekte sordum herkese, kızım “Çok değiştik baba!” dedi ve şunları saydı: - Üst komşumuz Remzi Bey’lerle hep çatışıyorduk, geçen yıl annem aşureden bir tabak da onlara verdi, artık gürültüyü ve uyumsuzluğu azalttılar, ciddî bir sıkıntı yaşamadık. - Beni okul kursuna göndermiyordunuz, ‘Kızımız için canımız feda!’ bile deyip kursa yazdırdınız; ben de peşpeşe 2 teşekkürnâme aldım, notlarım yükseldi. - Babam 2, annem 5 diziyi takip ediyordu; şimdi babam hiç seyretmiyor, annem teke düşürdü. - Teheccüd, evvâbîn, kuşluk, hâcet namazları kılmıyorduk; şimdi neredeyse bütün aile fertleri 5 vakit yanında bir de bu namazları mümkün mertebe kaçırmıyoruz. Kızım başka şeyler de saydı, özele girdiği için yazmadım. Bunlar cidden önemli değişimler, farketmesek bile. R. İ.
• Genel müdürüm Aytekin Bey'in çok ısrarlı tavsiyesiyle tanıdığım Genç Beyin hayatımda 2 önemli değişimin fitilini ateşledi: 1- Hedefe doğru adım atmak için şartların düzelmesini bekleme gafletini terk ettim, zira beklenen o gün hiç gelmiyordu. 2008 küresel krizinin tavan yaptığı günlerde kendi işimi kurdum ki, eskiden böyle bir ortamda mutlaka beklemeyi tercih ederdim. 2- Bir yazınızdan ilhamla yıllardır problem yaşadığım eşime son derece yapıcı ve kuşatıcı bir mektup yazıp yolladım, okuyup saatlerce ağlamış. O akşamdan itibaren evliliğimizde her şey değişti, ikimiz de birbirimizin şimdiye kadar "fark etmediğimiz" kıymetini anlamaya başladık. Yani Genç Beyin başarı mutluluğumun yegâne vesilesidir. Rumuz: Zor gönül
   
  • Eleştiri yeteneğim çok gelişmiştir, edebiyat okusaydım çok iyi eleştirmen olabilirdim. Fakat bu özelliğim çevremde "baş belâsı" diye algılanıyor, herkes benden bir yolunu bulup uzaklaşıyordu. Genç Beyin bu yanımı önce bana gösterdi, sonra da kendimi frenlememi sağladı. Musa Fidan
  
  • Yetiştiğim ailede eğitim ve yazı anlamında "okuma"nın karın doyurmadığı çok sık tekrarlanırdı, hatta "Oku, adam ol baban gibi..." türü sözler sarf edilirdi. Babamı ve annemi hiç ama hiç kitap, dergi okurken görmedim. Sadece abim çok okurdu, şu anda Yeni Zelanda Elçiliğimizde çalışmaktadır. O da lise dâhil bütün eğitimini yurtdışında yaptığı için böyleydi. Fakat ben ve 2 kardeşim "okuma özürlü" yetiştik resmen... Genç Beyin'i havaalanındaki gazete bayiinde tevafuken gördüm, kapağındaki başlıklar dikkatimi çektiği için satın aldım. İzmir'e uçuyordum. Henüz A. Menderes Havalimanı'na inmeden değiştirdi beni bu dergi. En başta o ilginç yazı, hikâye, söz ve tavsiyelerinizle "okuma"yı keşfettim ve çok sevdim. Sanırım "Ayda ortalama 3-4 kitap bitiriyorum!" desem anlarsınız son durumumu. Böyle muazzam bir dergi okunur da değişmez mi insan? Sesiniz, soluğunuz hiç kesilmesin inşallah! E. N.
• Bendeki değişim biraz farklı: 3 yıllık evliliğimizi şarampole yuvarlanmaya doğru sürükleyen kayınvalideme açtım ağzımı, yumdum gözümü! Çünkü hep içime atmış, saygımı korumuştum; fakat büyük ihtimalle Genç Beyin okumaktan gelen cesaretle perdeyi yırttım! Kayınvalidem derhal bizi terk edip memleketteki evine yerleşti. 4 ay sonra özel ziyaretine gittik, elini öptüm, barıştık; kadıncağız cidden aklını başına almıştı. 1.5 yıldır çıt çıkarmıyor, kulağımız rahat. Rumuz: Cesaret
   
  • Genç Beyin kötü söz ve eylemlerimde frenleyici etki yaptı. Ağzıma gelen her şeyi eskisi kadar kolay söylemiyor, aklıma gelen her şeyi eskisi kadar kolay yapmıyorum. Tam yanlış adımı atacakken (3-5 saniye önce) içimden bir şey beni şiddetle uyarıp durduruyor. Bunu gerçekten hissediyor ve yaşadığım frenin Genç Beyin etkisi olduğunu biliyorum. Tezcanlıyım; her şeyde ve işte inanılmaz aceleyle davranıyor, beklemeyi bilmiyor, bir çuval inciri anında berbat ettikten sonra da çok pişman oluyorum. Bu müthiş derginin frenlemesiyle kişisel, aile, iş ve sosyal hayatımda bir çok badireyi atlattım. Genç Beyin'le tanıştıktan sonraki 3 yılım eskiyle kıyas kabul etmeyecek kadar sakin ve baş ağrısız geçti. Teşekkürler Genç Beyin ve ekibine! Rumuz: Fırtına 
• Bile bile bazı yanlış işler yapıyor, maalesef kazancıma şüphe ve hatta haram katıyordum. Bunun farkındaydım, yani hatamı biliyordum ama çok ciddî bir uyaranla karşılaşmadığım için terketmiyordum. Türkçe Meydanı sayfasında gerçek hayattan alınmış hikâye tabiri caizse beni "mahvetti!" Etkilenmenin ötesinde dersler aldım ve o mâlûm hatalarımı kesin şekilde bıraktığım gibi şimdiye kadarkileri de telâfi için adımlar attım. İnşallah Rabbimin affına mazhar olduğumu ruhen seziyorum. Herkese tavsiyem: Helâl lokma üzerinde çok ciddî durun; o olmazsa dualarınız kabul edilmez, kazancınızın hayrını göremezsiniz, çoluk çocuğunuz size isyankâr olur, aile huzuru göremezsiniz. Yani mutlaka bedelini çok daha çetin şekilde ödersiniz. Turan Şimşek
• Böyle bir derginin asla okuyucusu olmayacak biriydim; size tamamen zıt bir derneğin kurucu üyesiyim, ayrıca yine size %100 ters bir alanda ünlü bir bloğum vardı. Bir arkadaşın (Semih) kız arkadaşı Tülay 2010'un 13 Mart'ında ağır depresyon geçirdiğimi öğrenince bana Genç Beyin verdi ve "İlacın bu dergi!" dedi. İlk okuduğum yazıdan dolayı tepem attı ve dergiyi ortadan yarıya kadar yırttım. Tülay "Ne yapıyorsun?" diye çıkıştı ve okumadan acele karar vermememi söyledi. Yarısına kadar yırtık dergiyi "Peki!" diyerek eve götürdüm. Odama girip baştan sona okudum, yaklaşık 6 saatin nasıl geçtiğini anlayamadım. Bazı yazıları bir kaç defa okudum. Yırtık kısmını bantladığım dergiyi dolabıma sakladım. Sonra Tülay'dan başka sayılar istedim, verdi, onları da okudum. Ardından kendim almaya başladım bayiden. Nasıl bir manevî rahatlık ve doyum hissettiğimi kelimelerle anlatamam, annemin demesine göre yüz hatlarım bile değişmiş. Artık her sayınızı merakla bekliyorum. Genç Beyin bende 3 önemli değişime yol açtı: 1. Bir ailevî sebeple doğup büyüdüğüm Bayrampaşa'dan Pendik'e taşınmak zorunda kalınca zaten içime sinmeyen, hatta bütün sıkıntılarımın kaynağı olduğunu düşündüğüm dernek ve blog faaliyetlerini bıraktım. 2. Genç Beyin'de her ay yazıları yayınlanan bir büyüğümün tavsiyesiyle gittiğim uzman hekim benimle özel ilgilendi, birbirimizi rahatlıkla 24 saat arayabilecek dostluk oluştu aramızda. Beni haftanın belli günleri seçkin insanlarla buluşulan toplantılara davet etti. Yeni çevrenin etkisiyle tam bir zihniyet değişimi yaşadım, sanki kabuk değiştirdim. 3. Yine o uzman hekim vesilesiyle güzel bir işe girdim, halimden çok memnunum. Ayrıca Genç Beyin'in şimdiye kadar çıkmış bütün sayılarını 5 defa eksiksiz baştan sona okuyan nadir okurlarınızdanım. İyi de bir fotografçıyım, size özel seçtiğim 800 fotoğrafı sanırım aldınız, istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Devamı gelecektir. Bana bazı konular, görevler verirseniz seve seve ve üstün başarıyla yapmaya çalışırım. (...) Rumuz: Anıl
• Önceleri ablamda gördüğüm ve sayfalarına yapışmışçasına gece geç saatlere kadar odasında okuduğuna şahit olduğum Genç Beyin’i tanıyıp onunla değişmek maalesef bana 6 yıl sonra nasip oldu. Çok inatçıyımdır, bir şeyi gözden çıkardım mı artık onun yüzüne bile bakmam! Bu inadım sebebiyle ilk defa elime alıp burnumun ucuyla bakarak kenara koyduğum derginin benim hayatımda inanılmaz başarı ve mutluluk milatlarına vesile olacağı aklımdan geçmezdi. Genç Beyin’le 5 değişim yaşadım: 1- Muhataba da söz ve savunma hakkı veriyor, içim fokurdasa da onu sabırla dinliyorum. 2- Çok yanlış bir adamla evlenmek üzereydim, dergideki bir yazıyla top direkten döndü elhamdülillah! (Adamın benden sonraki 2 evliliği de mahkemelik oldu, kavga gürültüyle bitti! Allah beni korudu!). 3- 8 yıllık çalışmamın mahsulü 24 bin liram vardı; yıllardır onun zekâtını vermediğimi farkettim, geçmiş yılları da hesaplayarak hepsinin zekâtını verdiğim yıl şu andaki eşim karşıma çıktı ve hamd olsun çok mutluyum! (O parayla Kiptaş’tan taksitli eve girdim, halen aylık 850 TL kira gelirim var!). 4- Liseden sonra tek kitap bile bitirmemiştim, Genç Beyin okuma tiryakisi yapınca 1.5 yılda 30’a yakın kitap bitirdim. 5- Beyim Abdülkadir Akgündüz’ün tanıdığı çıktı, ailece onlarla tanıştık ve misafirleri olduk; o misafirlikte bütün kritik sorularımız cevabını buldu. Yücel-Funda Aktaş
• (...) Genç Beyin’i neredeyse ilk çıktığından beri okuyorum, bende sadece bir değişimin düğmesine bastı ve peşi geldi: Başkasından beklememek, ilk adımı kendin atmak. 8 kardeşiz, 6’sı erkek. Diğer biraderler benden çok daha zeki ve üstelik üniversite eğitimliler, sadece ben lise mezunuyum. Fakat şu anda 4’ü yanımda maaşlı çalışıyor, en büyük abim köyde tembel tembel dolaşıyor. Aslında en zeki ve eğitimlimiz o. 2 üniversite bitirmiş, yüksek lisans da yapmış. Fakat bomboş! Neden? Çünkü ben derginiz vasıtasıyla başkasından beklemeyip kendim ilk adımı atmayı öğrendim, her türlü nimete böyle kavuştum. Günümüz insanı hareketsiz; hep başkasından umuyor, kendisi “beklemek” adı altında maalesef tembelliğe mahkûm oluyor. Rumuz: Bordosan
• Kızdığım biri hakkında elinden geleni ardına koymayan biriydim ama başım da hiç dertten kurtulmazdı. Genç Beyin’le bu ikisinin birbiriyle bağlantılı olduğunu farkederek kızdığım biri hakkında sadece ıslâhı için dua etmeye başladım, bütün sıkıntılarım bitti diyebilirim. İnsan ne yaparsa kendine yaparmış gerçekten... E. D.
• Bendeki değişim annemle ilgili. Babam 17, annem 13 yaşındayken evlenmişler. Ertesi yıl ben doğmuşum. Babamı 10 Aralık 2006’da trafik kazasında kaybettik, 36’sındaydı henüz. Annem 32’sinde dul kaldı. Şu anda ben 25 yaşındayım. Annemin tekrar evlenmesine çok karşıydım. Fanatik okuru olduğum Genç Beyin’e mektup yazdım, cevap geldi ve annemin evlenmesinin inşallah daha hayırlı olacağı 3 maddeyle anlatılıyordu. İkna oldum, annem evlendi, şu anda Rabbime sonsuz şükürler olsun çok mutlu. Yani isabetli oldu. Bu arada ben de üvey babanın eniştesinin kızıyla evlendim. Annemlerle aynı binada oturuyoruz. Bütün bunlar Genç Beyin’den sonraki çok hayırlı değişimler... Sizlere duacıyız, her zaman okurunuz ve tavsiye ediciniz olacağız inşallah! Selâmetle... Süleyman Vardar
• (...) Genç Beyin 27 yıllık tartışmalı, üzüntülü, sıkıntılı, çileli bir evlilikten sonra beyimi kökten değiştirdi; seçimlerdeki slogan gibi “Ailemiz rahat bir nefes aldı!” 2 yıldan fazladır bu dergi evimize giriyor. Beyime çok samimî olduğu bir avukat arkadaşı tavsiye etmiş. O da kıramayıp almış. Biraz da kıskanarak söyleyeyim: Beyim dergiye gösterdiği ilginin milyarda birini bu 27 yılda bana gösterseydi, evimiz cennete dönerdi! Velhasıl 2 yıldır çok mutluyuz, rahatız, hatta beyimi %100 affettim diyebilirim; o kadar iyileşti yani. Allah sizlerden razı olsun. E. Y.
• 10. yılına giren, bir sayısı sadece ve sadece bir diğer sayısıyla yarışandergi... Çağımızın en iyi öğrenciler yetiştiren üniversitesi Genç Beyin bende şu 10 önemli değişime imza attı: 1- İntihar noktasına getiren karamsarlık ve umutsuzluğum son buldu, en kötü durumda bile son derece iyimser ve umutlu olabiliyorum; ayrıca bunun öyle büyük nimetlerini yaşadım ki, saymakla bitiremem! 2- Şartları önceki Selma olarak bana çok ağır gelse de Eş Seçiminde Püf Noktalar'la Pratik ve Huzurlu Yaşamanın Yolları kitaplarındaki uyarılara, dergimizin neredeyse her sayısındaki mutlu evlilik tavsiyelerine uyarak eş seçimi ve evlilik yaptım; çok dik kafalı ve sıra dışı özgür olan Selma gayet sakin ve mütevazı birine dönüverdi! (Hemen uyarayım: Günümüz hanımları dik kafalılıkları ve sınır tanımaz özgürlük mücadeleleri yüzünden mutlu olamıyorlar, olamazlar! Biraz sükûneti ve derli toplu yaşamayı keşfetmeliler!). 3- Annemle sürekli çatışıyorduk, onu eski kafalılıkla suçluyordum; şimdi canım anneciğime sarıldıkça rahatlıyorum. 4- TV'siz yapamıyordum, şimdi kitapsız, özellikle Genç Beyin'siz yapamıyorum; okumak bana büyük haz, doyum ve ferahlık sağlıyor. 5- Ev hanımı değilim, bir tekstil firmasında mağaza müdürüyüm. Genç Beyin okudukça işkolik olduğumu fark edip aileme (Bir kızım var: Gamze!) daha çok vakit ayırmaya başladım. Hatta kesin gözüyle bakılan bölge müdürlüğünü de önemsemeyip o göreve değerli arkadaşımız Hasan Bey'in gelmesini sağladım. Kararım çok isabetli oldu, 1000 liralık maaş farkı ve inanılmaz sorumluluk yerine şimdiki görevimi sürdürüp ailemle daha fazla vakit geçirebiliyorum (Yanlış anlaşılmasın: İsteyen kariyeri tercih eder ama ben ailemi seçtim, çok rahat ve mutluyum! "Çocuk da yaparım, kariyer de!" genellikle lâfta kalıyor, bu konuda hayli tecrübeli biri olarak bütün bayan arkadaşları uyarırım!). 6- İkisi Genç Beyin Seminerleri'nden olmak üzere 10 civarında özel eğitim aldım, şimdiye kadar boşa kürek çektiğimi farkettim. İşin garibi, aldığım eğitimler sadece iş hayatımı değil, aile ve diğer sosyal hayatımı da olumlu etkiledi. 7- Kızımı anneannesine bırakıp eşimle umreye gittik, nasipse bu yıl hac plânımız var. Oralar inanılmaz etkileyici yerlermiş; anlatılmaz, sadece gidilip görülür, yani yaşanır. 8- Konuşmalarımda zamanın %50'sinden fazlasını (hatta %80-90'ını) ben konuşuyordum, bunu %50'den aza düşürüp dinlemeye daha fazla vakit ayırmam gerektiğini Genç Beyin Seminerleri'nden "Etkili konuşma (hitabet) ve diksiyon" seminerinde öğrendim. O gün bugündür bunu uyguluyorum, daha etkili iletişim kurabiliyorum. 9- Emekli yarbay olan babam ileri derecede alkol kullanıyordu, ortalama her gün 15 dakika anlatarak onu tamamen bırakmaya ikna etme bilgi ve becerimi Genç Beyin'e borçluyum. Allah'ıma çok şükrediyorum ki; babacığım 2 yıl, 7 ay, 26 gündür ağzına tek damla içki koymadı! İnşallah bundan sonra da koymayacak! 10- Derdini yazı yoluyla anlatabilmek de bu derginin bana kazandırdığı değişimdir; normalde konuşarak derdimi anlatırdım, yazı yoluyla içimi dökmek beni inanılmaz ve anlatılmaz derecede rahatlatıyor. Bakın bu 10 değişimi yazabildim; usta yazar değilim ama sanırım bendeki değişimleri size iyi kötü aktarabildim. Ne mutlu bana ve bütün Genç Beyin okurlarına! Bu dergiyi her ay alıp okumayı bırakmayın, size danışman olarak yeter. Hatta bütün sayıları temin edip sülâlenize en etkili miras bırakabilirsiniz. (...) Selma Hub
• (...) Bir işte beklenen başarılı sonucu alamazsam kendimi yiyip bitirirdim, işe yaramazlık ve şanssızlıkla suçlardım. Genç Beyin'den sonra bir daha, bir daha, bir daha deniyorum. İ. G.
• Bendeki değişimi çok ilginç: 2 yıl önce okul müdürümüzün ısrarlı tavsiyesiyle tanıdığım Genç Beyin’i okumayı çok tehlikeli buluyordum; şimdiyse Genç Beyin’le tanışmamayı, bu hazine dergiyi okumamayı tehlikeli buluyorum. Sebebi: En başta okumadan, sayfalarını çevirip bir kenara atıyordum ve 15-20 sayı böyle geçti. Bunda müdür beyin bize tavsiye ederken yaptığı üslûp hatası etkili oldu, çünkü “mutlaka” ve “kesinlikle” okunması gerektiği gibi kelimelerle tanıtınca ilk başta tepkimizi çekti ama sonraları özellikle bir eğitimcinin gerçekten de “mutlaka” ve “kesinlikle” Genç Beyin’i okuması gerektiğini anladım. Sizi bütün kalbimle selâmlıyorum! Rumuz: Ressam
• Kendisine, çevresine ve hayata olumsuz bakan; her şeyi önce kötüye yoran, felâket odaklı biriydim. 38. sayıdan beri Genç Beyin okuyorum. Bir kamu kuruluşunda müdür olan beyimse inadına olumlu ve umutlu. Hatta insanı gıcık edecek oranda. Onun ifadesiyle Genç Beyin beni “değiştirmedi”, tamamen bitirdi. Eski ben gitti, yepyeni bir ben çıktı ortaya. Tek problem, konuşurken beyimin ve çevremin bana gülmesi. Fakat onlar ağlanacak hallerine gülüyorlar bence, zira şimdiki halimden inanılmaz memnunum. Rumuz: Nil
• 85. sayıda tanıştım Genç Beyin’le. Geçen 20 sayıda inanılmaz değişimler yaşadım ama 4’ünün altı kalın çizgiyle çizilebilir: 1- Eşimin ve 4 çocuğumun yüzünü bile görmeyecek kadar evden erken çıkıp eve geç gelen “işkolik” biriydim. İş erken bitse bile arkadaşlara takılıyor, saati gece yarısı ediyordum. O takılmaları tamamen kaldırdım, vaktimi evimde geçiriyorum. 2- Beni gerçekten çok seven bir eşim olduğunu fark ettim. Şayet o, bir bahaneyle eve gelmediğim dönemlerde âdetâ sonsuz bir sabır ve tahammül gösterip her şeyin bir gün düzeleceğini düşünerek bana iyi davranmasaydı bu sonuca ulaşılamazdı. Eşimin dergide sıklıkla yazdığınız gibi evliliğimizin Mimar Sinan’ı olduğuna yürekten inandım. 3- Yaklaşık 12 yıldır plânlayıp bir türlü adım atamadığım girişimcilik için eylül başı itibariyle kesin adım atacağım inşallah (Halen çalıştığım işi helâl olmayan bazı ürünler de satıldığı için sevmiyorum, çünkü rahmetli babam “İcabında aç kal ama haram veya şüpheli lokmaya sakın yanaşma!” demişti!). 4- 21 yıllık TV’mizin tüpü bitmiş, görüntü gitti ve kaldırıp attık; yeni TV de koymadık yerine. Güzel bir müzik seti aldım, fazlasıyla yetiyor. Ali Beşir Maranki
• İlköğretimde 3. sınıf öğretmeniyim. Beyimle “Kişisel gelişim nasıl uygulanır?” başlıklı seminerinize katıldık. İkimizde de önemli bir değişim oldu. Beyim 6 yıldır oturduğumuz güneş görmeyen, karanlık, rutubetli evi değiştirmeyi nihayet kabul etti ve geçen ay hayallerimdekine çok yakın bir daireye taşındık. Bendeki değişimse şu: Olumsuz bir söz veya davranış sergilememe ramak kala kendimi frenliyorum. Bu küçük farkındalıkla tartışma ve kavgaları yarıyarıya azalttığımı söyleyebilirim. Fevkalâde bir oran! Rumuz: Öğretmen
• Yine kendi dediğimi yapıyor ve yaptırıyorum ama Genç Beyin dünyamıza girdikten beri karşı tarafa da söz hakkı veriyor, hatta onu dikkat ve ilgiyle dinliyorum. Şimdi bana kızacaksınız! Lâkin ne yapayım? Gerçek bu. Adım adımdır, bir milimetre dahi olsa. Bir şey keşfettim: Sözleri size saçma, gereksiz, boş da gelse muhatabı dikkat ve ilgiyle dinlemek hem onu rahatlatıyor hem de ikna konusunda işinizi %95 kolaylaştrıyor. Yine dediğiniz oluyor ama bunu daha az yorularak ve muhatabı mutlu ederek yapıyorsunuz. Benim gibilere tavsiye ederim. Rumuz: Tsunami
• Eşime, çocuklarıma (3 kız, 3 erkek), çevreme çok katı biriydim; asla affetmeyen, devamlı esip gürleyen... Genel müdür yardımcısı olduğum dairede bir arkadaşı boş (ve hatta dolu) vakitlerinde harıl harıl Genç Beyin okurken (88. sayı) gördüm. Arkadaş aslında çok geveze ve dedikoducu bir tipti. Bütün bunlardan el etek çekip dergi okumaya yönelince dikkatimi çekti, bayiden Genç Beyin alıp eve getirdim. İşte o akşam bende değişimin fitili ateşlendi. Özellikle hikâyeler sarstı, yazılar ve sonlarındaki güzel sözler âdetâ “beynimi yıkadı.” 1.5 yıldır bu temizlik sürüyor ve 3 önemli değişim yaşadım: 1- En büyük sıkıntım kriz anında kendimi frenleyememekti, şimdi bunu çok rahat başarabiliyorum. 2- Sadece kızma, somurtma, bağırıp çağırma, esip gürleme değil; tebessüm yeteneğimin de bulunduğunu fark ettim. 3- Artık hanım bana belâ değil, rahmet okuyor ve bu arada Genç Beyin’i yayınlayanlara da çok dua ediyor. Rumuz: Gümrükçü baş belâsı
• 36 yıldır neredeyse sadece “para” kazanmaya odaklı yaşadım, daha doğrusu satış elemanı olduğum Fransız şirketi bizi hep bu yönde eğitti. Başardım da, 2 evle iyi bir araba alacak kadar para kazandım; şu anda maddî anlamda çok iyi durumdayım ama huzurum yok! Dirsek teması yapıp birlikte çalıştığımız satış temsilcisi bayanla uzun süren flört sonunda evlendik; 2 yıl, 4 ay, 13 gün “felâket” şeyler yaşadık. artık dayanılmaz hal alan “şiddetli geçimsizlik” sebebiyle ayrıldık. 10 aylık kızımız var ama mahkeme kararıyla bana gösterilmiyor, çok acı çekiyor, bazen yaşamak dahi istemiyordum. İşte o dönemde Genç Beyin hayatıma girdi. Büyük bir ilginçlik oldu, elime geçen ilk sayınız “Para ve gönül kazanmada 30 yol” başlığını taşıyordu. Para konusunu iyi biliyordum ama gönül konusu eksikti. Uzatmayıp tek cümleyle özetleyeyim: “Bütün hata bendeydi!” Bunu fark ettiğim an hepsi kapalı sandığım bütün kapılar bir bir açılmaya başladı. Ayrı yaşadığımız ama boşanmadığımız eşime uzun bir mektup yazdım, hatamı kabul ettiğimi söyledim, tekrar bir araya geldik ve şu anda inanılmaz mutluyuz Allah’a şükür! E. A.
• Bendeki değişim, sevmediğim ve kazandırmak yerine  her işe gitmemle zarar ettirdiğim işten ayrılıp öteden beri hayalini kurduğum  ajans işine geçmek oldu. Ortağım dayım; onda para var, bende kafa ve fikir... 3  yıldır her ay büyüyerek ilerliyoruz. 4 partinin seçim işlerini aldık, %1600  büyüdük. Tamam, şimdi çok daha fazla çalışıyorum (geceli gündüzlü) ama sevdiğim  işi yaptığım için mutluyum. Sami Yeşilmen/İzmir n Üniversiteyi İstanbul’da mı  okusam; yoksa memleketteki eğitim kalitesi düşük fakülteyle idare edip aile  şirketinde hep iletişim problemleri yaşadığım, çoğu zaman yanından kaçıp gitmek  istediğim babama yardım mı etsem? Bir türlü doğru cevabını bulamadığım bu  sorunun aynısının cevabını 36. sayfanızda okuyunca tam ikna ve tamin oldum,  İstanbul’u tercih ettim. Fevkalâde isabetli oldu. Şu anda son sınıftayım. Hem  iyi bir fakültede okudum, hem ciddî sayılabilecek maaşla çalışıp 30 bin lira  kadar birikim yaptım, hem de babam benden sonra işin ehli bir yardımcı alarak  55 metrekarelik dükkânı 270 metrekarelik 2 katlı yere taşıdı ve cirosunu aylık  2-3 binden 13-14 bine çıkardı. Yani ikimiz açısından da hayroldu. Bu değişimi  bana yaşattığı için Genç Beyin’i hiç unutamam! B. Demir 
   
  • Büyük bir ilimizin önemli bir hastanesinde genel  cerrahım. Bizim başka şeylere ayıracak vaktimiz olmaz ama gece uykumdan çalıp  Genç Beyin okuyorum 4 yıldır. Bu mesajı 02:43’te yazıyorum. Üniversiteden hocam  olan profesör hediye etti bir sayınızı, sonra kendim aldım her ay. Genelde  insanlar bizim problemsiz olduğumuzu düşünürler, gerçek öyle değildir elbette.  Bendeki değişim; problemlerimin %85’inin takıntı, saplantı, mübalağa, yersiz  şüphe kaynaklı olduğunu tesbit etmemdir. 2-3 ciddî ve gerçek problemim çıktı ve  sakin kafayla onların çözümüne daha bilinçli odaklanmış durumdayım. Dr. Semih  
• Açıkça söyleyeyim: Ben derginizle değişmedim, bir sayınızda okuduğum Ramazan umresi tavsiyesi üzerine 2008 Ramazan’ında hanımla umre yaptık. Son 10 gün Mekke, bayramın ikinci günü ve sonrası 5 gün Medine. İşte beni bu umre değiştirdi. Meselâ soğan doğrarken hariç hiç ama hiç ağlayamıyor, gözyaşı dökemiyordum. Son derece katı kalpli olduğumu, böyle yaratıldığımı, yapılacak bir şey olmadığını düşünüyordum. Kendimi buna inandırmış, şartlamıştım. O mübarek sefer için havaalanındaki mescidin kabinlerinden birinde ihrama girdikten sonraki 2 rekât ihram namazının ardından umreye niyetlenip dua için ellerimi açınca yarım saate yakın ağladım. Fark ettirmemek için yüzümü yıkamama rağmen gözlerim öyle kızarmıştı ki, hanıma gerçeği anlatmakta inanılmaz güçlük çektim. Yine birisiyle kavga ettiğimi, beni dövdüklerini veya düşüp bir yerimi incittiğimi söyleyip duruyordu. Gözyaşı uçakta da tuttu beni; sonra Cidde’ye inince, ardından Mekke’ye ulaşınca... Kâbe’yi görünce zaten bayılacak gibiydim. Sonra başka makbul zaman ve mekânlarda sanki gönül deryamdan gözlerime bir vana açıldı... Bütün bunları yazarken emin olun çok sıkılıyor, hatta utanıyorum ama insan günah ve hatalarına, Allah’a lâyık bir kul olamayışına, özetle uhrevî hisler sebebiyle gözyaşı dökünce inanın ruhunun pası siliniyor âdetâ. Hanımlar zaten yapıları gereği kolaylıkla ağlayabiliyorlar, bazen susturmak zorlaşıyor onları. Fakat erkek milleti olarak bizlerin de gözyaşı vanalarını açmayı öğrenmemiz gerekiyor. M. Z. A.
• Beden eğitimi öğretmeni Aytekin Bey’le öğretmenevinde dertleşiyorduk. O sıralar hayatımda bir çok çözümsüz görünen problem vardı, tek kelimeyle bunalmıştım. Aytekin Bey “Senin ciddî bir değişime ihtiyacın var, ilacın Genç Beyin!” dedi ve 101. sayınızı bana hediye etti. “Başarı ve mutluluk için 101 soruya cevap” başlıklı yazıda bütün problemlerimin cevabını fazlasıyla buldum. Köklü 3 değişim yaşadım 3 aylık süreçte: 1- Olayları abarttığımı fark ettim, meğer incir çekirdeğini dev bir incir ağacına dönüştürüp sonra da altında eziliyormuşum. 2- Bana güya akıl veren, taktik öğreten bir yakınımın komplo teorisyeni ve marazî (hastalıklı) kişilik olduğunu fark edip araya mesafe koydum; görüşmeleri, buluşmaları 10’dan 1’e indirdim. Şaşılacak derecede rahatladım, sükûnet bulup kendime gelmiştim. 3- Her krizin fırsat barındırdığını düşünerek sıkıntıları sabırla ve şükürle karşılayıp iyi yönetebilirsem büyük nimetlere kavuşacağıma inandım. Bu yaklaşımla odaklandığım problemlerin büyük kısmını çözdüm, çözemediklerimi de sevmeye başladım (Derdimi Seviyorum isimli kitaptan da çok etkilendiğimi belirtmeliyim!). Özetlersek: Değişim öncelikle “zihniyet ve yaklaşım değişimi” gerektirir. Bunu yaşamama vesile olan Genç Beyin’e teşekkürler! Rumuz: 28
• Herkese kolay kolay nasip olmayacak bir işim vardı, her bakımdan rahattım; durumum çevremdekilerin imrendikleri boyuttaydı. Dost görünümlü sinsî bir düşmanımın aklımı çelmesiyle emlâk işine girdik, 12 yıllık birikimim olan 185 bin liramı ve psikolojik sağlığımı kaybettim. Tam o sıralarda Genç Beyin’i havaalanındaki gazete bayiinde görüp aldım. Kapağında “Kötü sürprizleri önlemenin 5 yolu” başlığı dikkatimi çekti (88. sayı). Bana antibiyotik gibi geldi, bütün ağrılarımı kesti. Kendimdeki en büyük değişim şu oldu: 12 yıllık eski işimle kıyaslamaktan vazgeçip “Zararın neresinden dönülse kârdır” fikriyle bir işe girdim. 3 yıldır çalışıyorum. Gerçi maaşım eski maaşın yarısı, üstelik iş yüküm 5-6 kat fazla ama olsun; kendim edip kendim bulduğum için suçumu biliyor ve kabulleniyorum. İnşallah gerekli dersi tam aldıktan sonra yüce Rabbim bana daha verimli ve hayırlı bir kapı açar. Şayet bu işe giremeseydim “hastanelik” derecesinde psikolojim bozulabilirdi. K. G.
• Bendeki değişim: Maaşlı çalışmayı hayatta en rahat ve garantili yol sandım 26 yıl. 70. sayınızla karşılaştıktan sonra kurduğum halı firması 2.5 yılda 10 milyon lira ciro yaptı. Şimdi ticarete atılmada neden bu kadar geciktiğimi düşündükçe üzülüyorum. Ramazan Güneren
• Baştan diyeyim: Çok gıcık biriydim! Tersliğim bazen değil, her zaman üzerimdeydi. “İletişim” denen şey bende tam bir felâketti, iletişime geçtiğim kişiyi sadece bir dakikada intihar ettirebilirdim! Bütün bunlar 13 Haz. 2004 pazar saat 22:49’a kadar benim kesin gerçeklerimdi. O gece baştan sona okuduğum Genç Beyin deyim yerindeyse sistemimi yeniledi. Evet evet, aynen bu. Zamanla artan hızla şöyle birine dönüştüm: Deryalara, okyanuslara sığmayan ama salisesinde bir zerreye sığabilen biri. O sıralar evliliğimizin 2. yılına henüz girmiştik, eşim böyle gidersem benimle yaşayamayacağını söylüyordu; boşanma önümüzdeki tek seçenekti. Yaşadığım değişimden sonra diyor ki: “Kısmetse, Rabbim ikram ederse cennette de seninle olmak isterim!” Ne hayırlı sonuç, ne güzel temennî değil mi? İşte 6 yılda o hallerden bu hallere geldim. Beni en çok samimiyetiniz etkiledi, derginin her milimetresine alabildiğince sinmiş samimiyetinizi her ay hissediyorum. Hikâyeler müthiş, her şey eğlenceli ve öğretici, vazgeçmek istesen veya elinden bırakman gerekse de yapamıyorsun. Daha ne olsun? Ş. Yıldız
• İlk sayınızdan beri sıkı takipçinizim. Bende istemediğim her huyumdan kurtulmak gibi mûcize bir değişim olmadı. Sadece farkına varmadığım 50’ye yakın kötü, 10 civarında çok kötü huyumu fark ettim. İçlerinden bir tek işkolik özelliğim sebebiyle aileme neredeyse hiç vakit ayıramama huyumu zayıflattım, bazı sorumluluklarımı devredip eşime ve çocuklarıma daha fazla vakit ayırır hale geldim. Aileme sorarsanız bu her şeye değer. Fakat maaşım %50 oranında azaldı. “Kendi işini kurma sanatı” seminerinize katılıp girişimciliğe geçmek istiyorum ama eski çok yoğun döneme geri dönme endişem var. Eşim böyle bir şeyi hiç istemiyor, “İcabında az kazan, ben tasarruflu yaşamaya alışırım ama aile ilgisizliğine alışamam!” diyor. Bakalım neler olacak? Rumuz: Germiyanoğlu
• İçimden hiç bir şey gelmiyordu, şimdi her şey geliyor ama bu defa da hayallerimi hayata geçirememek üzüyor beni. İncir çekirdeğinden dev bir incir ağacına kadarki bütün merhaleleri yaşamak istiyorum, buna hazırım ama nedense milim kımıldayamıyorum! Yani değişim potansiyelim var, lâkin eylem yok! Gerçi 102. sayıda “Eyleme geçmenin 3 sırrı” yazısı beni kımıldattı, öteden beri aklıma koyduğum ama hayata geçiremediğim toptan yumurta işine girmek için ilk adımı attım. Nasipse yılbaşında düğmeye basacağım. Dualarınızı beklerim. K. Y.
• İnsanlar değişimden sihirli bir değnek dokunuşuyla ideal anlamda tamamen bambaşka biri olmayı anlıyorlar. 7. yılını doldurdu Genç Beyin’le tanışıklığım ama ben hiç böyle bir şey ummadım ve beklemedim. Sadece gerekli bilgiyi öğrendim, zaten bildiğim ama unuttuklarımı hatırladım ve kendi çapımda harekete geçtim! Başarı ve mutluluk da peçesini açıp yüzünü gösterdi bana. Olay budur! Genç Beyin’i her ay büyük bir hasret ve beklentiyle bayiden almak da değişimdir, okumak da, anlatmak da, yazmak da. Bir seminerinize katılmıştım, orada Abdülkadir Akgündüz Bey “Alanınız ne olursa olsun, bir yanınız edebiyatçı olsun!” demişti. Bu söz beni çok etkiledi, bir sözlük sitesinde günlük yazılar yazmaya başladım. Ayrıca bir haber sitesinde haftalık yazıyorum. Şu anda size yazıyorum. Bütün bunlar değişim değil midir? Murat Uygun
• Sınıf öğretmeniyim. Genç Beyin’le 3 yılda somut anlamda 5 değişim yaşadım: 1- Öğretmenliği sürdüreceksem işimi hakkını tam vererek yapmak (Bu hususta dergimizden “isim vererek” çok faydalanıyorum!). 2- Haftada bir kaç kitap bitirmek. 3- Benimle 6-7 yıldır ilgilenen beyle nişanlanmak (İnşallah bu yaz düğünümüz var!). 4- Problemli okul müdürüyle çatışmayı bırakıp kendi çözümlerimi üretmeye çalışmak. 5- Seviyeli insanların yaşadığı bir siteye taşınmak. P. A.
• Yitirdiğimiz değerleri düşündüm geçenlerde: Apartman hayatı ferdîleştirdi bizi. TV susturdu hepimizi. Uzaktan kumandalar, yakından kumanda etmeye başladı ailelerimizi. Görsellikler, internetler, basın-yayın çeşitlemeleri esaret zincirleriyle zincire vurdu yüreklerimizi. Trafik keşmekeşi, gürültü atmosferi, okumama, araştırmama, incelememe, bilmeme hastalıkları beynimizi dumura uğrattı; düşünme meleke ve yeteneklerimizi öldürdü sanki. İmanımız azaldıkça hırçınlığımız, hırsımız, öfkemiz arttı inan ki. İşte Genç Beyin tam bu süreçte girdi devreye, Lokman Hekim misâli şifâ oldu perişanlığımıza. Beni şöyle değiştirdi, hayır değiştirmedi; yeniden tasarladı emin olun ki. Şu anda ben bir Genç Beyin özel tasarımıyım! A. Bahri Sevinç
• Öğretmen emeklisi, yani eğitimciyim ama çok karamsar ve olumsuz düşünen biri olduğumu Genç Beyin’le daha net fark ettim. Meğer aşırı sinir ve stresimin temel sebebi de buymuş. Genç Beyin’in her satırında telkin edilen olumlu mesajlar ve örnekler beni daha sakin, mütevekkil, iyimser biri haline getirdi. Bu değişim sonrasında ünlü bir kaplıcamızda pansiyon işletmeciliğine başladım, elde ettiğim kazancın bir kısmıyla geçen yıl doğup büyüdüğüm vilâyete rahmetli babamın adıyla 15 derslikli ilköğretim okulu yaptırdım. Her ay bayiden 20 dergi aldırıp okulumuza yolluyorum. “İşte bu okula vesile olan dergi!” sözüyle uyarıyor, dikkatle okumalarını tavsiye ediyorum. Ne diyeyim? Allah razı olsun. Afyon’a gelirseniz sizleri pansiyonumuzdaki “sultan köşkü” adını verdiğimiz özel VIP odamızda ağırlamaktan şeref duyarız. R. Y.
• Bendeki değişim saymakla bitmez, en önemli 3’ü şu: 1- Yanlış bir evlilik yaptım, bunalıma girmiştim, Allah korusun intiharı bile düşünüyordum. Tam o dönemde durumumu iyi bilen üniversiteden arkadaşım Melda bana Genç Beyin hediye etti; tam tevafuk, içinde intiharla ilgili yazı vardı, okuyunca kendime geldim ve hayata bambaşka bir bilinçle yeniden sarıldım. 2 yıl sonra çok isabetli biriyle evlendim, hamdolsun 4 yıldır çok mutluyuz, Rabbime sonsuz şükrediyorum. 2- Genç Beyin Seminerleri’nden ilhamla belediye bünyesinde aile içi iletişim seminerleri vermeye başladım. Çok iyi gidiyor; elimde Genç Beyin olmadan salona girmiyor, dergimizi tavsiye etmeden çıkmıyorum. Verimli olmak, üretmek, bir şeyler başarmak, mutlu ve başarılı olmak için neredeyse her şey Genç Beyin’de var. Hepinizi yürekten tebrik ederim. Rumuz: Melda
• Her ay dergiyi elime alınca evvelâ bu sayfayı okuyorum, çünkü değişimi çok önemsiyorum. Eşimin ifadesiyle çok katı biri olan ben hayli değişmişim. 10 yıldır âcil seviyede halledilmeyi bekleyen 6-7 problemin 4-5’ini çözmeyi başardım. Gerçi en önemlisi duruyor: Sigara! Fakat içten kararlıyım; bir tarih belirleyip o gün “kesin olarak” bu illete son vereceğim inşallah! Bir fırt çekmek kadar da olsa bir daha yanına yaklaşmayacağım. Çünkü sigaradan çok tiksiniyorum, çoluk çocuğum yalvarıyor ve hatta bana yaklaşamıyorlar. Meselâ kızım “Babacığım! Sana çok sarılmak istiyorum ama yangın gibi kokuyorsun!” diyor. Daha başka sıkıntılar da yaşıyorum. Ne olursunuz, bana dua edin de bu illetten kurtulayım. Bülent Çebi 
   
   • Değişim türünden lâfları  “boş hikâye” diye algılayan biriydim. İnsanın neredeyse genetiğini değiştiren,  kişilik ve karakteri iyi ve güzelden yana yeniden inşa eden Genç Beyin’le  tanıştığım Şubat 2005’ten sonra iğneden ipliğe değiştim: Üniversitedeki “ölü”  görevimden ayrılıp özel sektöre geçtim, 4 ayda genel müdür yardımcısı oldum, 2  yıl 8 ayda kendi işimi kurarak sektörde ilk 10’a girmeyi başardım. Bekârdım,  daha doğrusu duldum. İlk eşim beni evlilikten soğuttu, hatta o süreçte bir daha  evlenmeyeceğime dair yemin ettim. Sonra yemin keffaretini ödeyip bir dostumun  kızıyla (Firdevs) evlendim; hamd olsun tam aradığımı buldum diyebilirim.  Evlilik demek ki böyle bir şeymiş, insan insanın kıymetini bilirmiş ve hayatı  gerçekten paylaşırmış. Şu andaki         eşimi bana Allah’ın çok özel bir lütfu olarak görüyor,  iş ve aile hayatımı başarı ve mutluluk dengesini sağlayarak yürütmeye  çalışıyorum. Gidişattan son derece memnunum, dünyada ancak bu kadar olur. Genç  Beyin’le değişen bakış açılarım sayesinde gerçekleşti her şey. Son nefesime  kadar takipçiniz, teşvikçiniz, destekçiniz, duacınız olacağım inşallah...  Rumuz: İbrahim
• 18. sayıda her ay bir kötü alışkanlığımı terk edip yerine bir güzel alışkanlık edinme kararı aldım; doğrusu bunda her ay başarılı olamadım ama eşimin tesbitiyle 20 civarında kötü davranışı bırakıp yerine iyi davranışlar edinmişim şimdiye kadar. Bu bile büyük başarı bence. Meselâ gülünce gamzelerim ortaya çıkıyormuş, eşim de buna bayılıyormuş, artık daha fazla tebessüm ediyorum. İlginçtir, çok kızgınken bile bir anda gülümsemeye başlayabiliyorum. Tartışma esnasında eskiden karakolluk olacak, bir felâket başlatacak kadar işi uzatıyordum; artık mesele büyümeden olay mahallini terk ediyorum. Kahvehane ve oyun alışkanlığım vardı, şimdi o vakti ailemle geçiriyorum. Günlük konuşmalarda bilinçli bilinçsiz sıklıkla kullandığım çok çirkin bir kelimeyi tamamen terk ettim. Toplam 20 civarında böyle örnek sayabilirim. M. Zeki Gerger
• 23 yıllık avukatım, Genç Beyin vesilesiyle bir internet sitesinde yazarlığa başladım. Hani insanlar zihnen ve kalben rahatlamak için psikoloğa giderler, yahut psikiyatr onları psikoterapiye alır ya; ben de her hafta yazdığım o yazıya içimde ne varsa döküyorum, yani paylaşıyorum. Öyle rahatlıyorum ki! Çoğu kimse farkında değil, söyleyeyim: Yazı yazmak insanı acayip rahatlatıp dinlendiriyor. Asabî biriyimdir, yazarlığa başladıktan sonra %80-90 oranında sakinleştiğimi herkes söylüyor. Sadece bir problem var: Her hafta aynı (hatta artan) ilginçlikte konu bulmakta zorlanıyorum, konu ve olay aslında çok ama bunu en ilginç halde sunmak lâzım. Kitap sayfanızda “Yazarlıkta ilginç konu bulmanın yolları” başlıklı bir yazı yayınlarsanız inanın çok sevinirim. O. A. n Şirkette hal ve hareketlerine gıcık olduğum birini işten attırmak için çok uğraştım, bu çabamda tam başarılı olacağım anda Genç Beyin geçti elime. 180 derece dönüş yapıp ona destek ve yardımcı olma kararı aldım, sözünü ettiğim kişi 4 yıldır en yakın arkadaşım, dostum. Değişim dedikleri bu olsa gerek. B. G.
• Uzun yıllar süren psikolojik problemler yaşadım; problemli  bir tipim, üç kızım var. Kamuda çok hassas bir görevde üst düzey yöneticiyim.  Genç Beyin bütün psikolojik problemlerimi tabir yerindeyse “kuruttu.” Hani bazı  ilaçlar yarayı hemen kurutur, ağrıyı keser ya; aynen öyle oldu. 3 büyük değişim  yaşadım: 1. Ciddî zihniyet değişimi geçirdim, kendime ve hayata bakışım  değişti, bambaşka bir ben oldum; inanılmaz ve anlatılmaz bir iç huzur  yaşıyorum, kelebekler kadar hafifledim. 2. Sanki bütünüyle benim yanlış, hata, 
   kusur ve aksaklıklarımı çareleriyle birlikte sunan yazılar  beni kanayan yaralarımla yüzleştirdi; eskiden bunları ya farketmiyor ya da yok  sayıyordum. 3. Çevremi âdetâ kuşatan ve bana büyük zararlar veren insan bozması  canavarlardan zor da olsa uzaklaştım, kendime ve aileme yepyeni bir dost ve  arkadaş muhiti oluşturdum; şimdi maddî ve manevî anlamda kendimi çok daha güven  ve emniyette hissediyorum. Rumuz: NA-DA
   
   • Bu kısa yazıyı hazırlarken 3-4 değişim tahmin ediyordum, 9  madde çıktı karşıma: 1. Şirketin zorunlu olarak okuttuğu sektörel dergiler ve  bazı teknik kitaplar dışında da bir şeyler okuma alışkanlığı kazandım. 2. Artık  okuyacağım her şeyi tıpkı yiyeceğim şeyler gibi titizlikle seçiyorum. 3.  Eşimden boşanmamış, ancak boşanma fikriyle 
   ve kararıyla evlerimizi ayırmıştık; tekrar konuşup anlaşarak  birleştik, elhamdülillah 4.5 yıldır eskisinden daha mutlu ve huzurluyuz. 4.  Gıybet ve dedikodu alışkanlığımı %95 oranında azalttım, şimdi biri yanımda  haklı olarak bile birini çekiştirirse hemen uyarıyor veya o ortamı derhal terk  ediyorum. 5. Şirkete (işime) üç ayda somut bir yenilik (fark) katma  kararlılığım neticesinde mağaza müdürlüğünden bölge müdürlüğüne getirildim,  maaşım %40 arttı. 6. Çok fazla problem çıkarmaya başlayan, elden çıkarılması  gereken otomobilimi satıp yenisini almaya nihayet karar verebildim (Maalesef  son 4 yıldır ben onu taşıyormuşum, o beni değil!). 7. Gıcıklık âbidesi  bacanakla mesafeli olup zararlarını en aza indirmeyi başardım. 8. Hayatıma  “özel eğitim” diye bir şey girdi, birbirinden önemli ve hayatî 50 civarında  seminere (Genç Beyin Seminerleri) katılarak okumakla beraber dinlemenin de  eğitimdeki etkisini yaşadım, yaşıyorum. 9. Genç Beyin’i tanıttığım kişilerle  çok sıcak ve faydalı ahbaplıklar kurduk; içlerinde bir tekstilci var ki, onun  dostluğu için canınızı seve seve verirsiniz! İnsanın sadece böyle bir dostu  olsa, Allah’tan başka kimseye ihtiyaç duymaz! (Not: Daha farklı değişimler de  yaşadım ama bazı sebeplerden dolayı onları burada yazmaya cesaretim yok!)  Rumuz: Gümüşhacıköylü
• İnsan hayatında asla unutulmaz bazı değişim milatları vardır: Evlilik, ilk çocuğun dünyaya gelmesi, iş görüşmesi, en yakınların ölümü, deprem vs. Abarttığımı düşünebilirsiniz ama Genç Beyin “beni en fazla etkileyip değiştirenler” listesinin en başındaki yerini almıştır. Peki, neden? Çünkü eşinizi, ailenizi, çocuklarınızı, işinizi, problemlerle başaralı mücadeleyi, kısaca sizi ve hayatınızı topyekün etkileyip değiştiren birşey elbette liste başını hak etmektedir. Genç Beyin olmasaydı birçok bakımdan yanlış kararların girdabında sürünüyor olabilirdim, kendi işimi kurmak yerine hiç ama hiç sevmediğim emlâkçıda çalışmaya devam ediyor olabilirdim; daha neler ve neler... Bu dergiye denizde boğulmakta olan birinin kendisine fırlatılan can simidine sarılması gibi sarıldım, umduğumdan fazlasını aldım. Her harfine tıklayan parmaktan, onu bulandan, düşünenden, yayınlayandan, yıldızdan güneşe varıncaya kadar bütün emeği geçenlere sonsuz teşekkürler... Sibel Gülgün/Kemeraltı-İzmir
• Bu hazine dergi bende 2 büyük değişikliğe sebep oldu: 1- Sigarayı bıraktım. 2- Hayata olumlu bakma alışkanlığı kazandım, bu alışkanlık sadece 3 yıl 7 ayda beni neredeyse istediğim herşeye kavuşturdu. Muzaffer Utkan/Soma-Manisa
• Çok düşük reytingi sebebiyle yayından kaldırılmak üzere olan, radyodaki 43 program arasında 38. sırada yer alan programım Genç Beyin deryasından faydalanmaya başladıktan sonra hızla yükselişe geçti ve 2009’da “Yılın kültürel programı ödülü” aldı. Şu anda yeni programların da eklenmesiyle 55 program arasında 5. sıradayız. Hemen şunu belirteyim: Önceleri yönetim tepki gösterdi ama ben ısrar edince razı oldular; içinde Genç Beyin’in adı ve kısa tanıtımı (www.gencbeyin.org) geçmeyen, Türkiye genelinde bütün gazete bayilerine yönlendirmediğim hiçbir program yoktur. Zira bir programın reytingi artacak, daha fazla reklam cirosu yapacağız diye bütün hakların âhirete kalmasına asla razı olamazdım. G. Ç.
• Genç Beyin beni değiştirmedi, altüst etti. Çok kalıplaşmış fikirleri, ilginç saplantıları, asla vazgeçemeyeceği görüşleri olan emekli bir bankacıyım. Sanırım böyle bir dergi 35 yıl önce karşıma çıksaydı şu anda olduğumdan çok farklı yerlerde olurdum ve en önemlisi iç huzuru yaşardım. Bendeki ciddî değişim hayata bakışım oldu, bambaşka bir benim artık ama yaşım hayli geçti. Hiç değilse ömrümün kalan kısmını yüzümde ve ruhumdaki yüzlerce maskeden arınmış halde kendimle ve hayatla barışık yaşamak istiyor, sizlerin manevî desteğini her an arkamda hissetmeyi arzuluyorum. Berna Nahide Yıldırım/Antalya
• Genç Beyin’le yaşadığım değişimleri 3 madde halinde sıralıyorum: 1. Daha iyisini aramaktan, mükemmele odaklanmaktan vazgeçtim; mevcut alternatifler içinden en iyisine karar verip evlendim. Çok mutluyum. Allah ağzımızın tadını bozmasın, şu iki günlük dünyada daha iyisini bulamam! 2. Eşim, annem ve babamla geçen yıl hacca gittik; sanki yeniden doğduk. 3. Dergide okuduğum yazı üzerine 14 yıldır hergün kullandığım bir torba ilacı artık kullanmamaya başladım, bir sürü hastalığımdan kurtuldum. Demek ki neymiş? Asıl mesele kurtarıcılardan kurtulmakmış! (Not: Yine de bu hayatî kararı doktor kontrolüyle vermenizi tavsiye ederiz. GB)
• Beyim lise 1’e giden kızımın ısrarıyla her ay eve Genç Beyin getiriyor, fakat kendisi “okuma”yla uzaktan yakından ilgisiz. Böyle şeylere asla vakit ayırmaz, ilgi göstermez. Kızım çok ilginç (Zaten derginin hepsi böyle yazılarla dolu maşallah!) kısımları bir yolunu bulup babasına okumayı başarır. Ben de bu gelişim ve değişimi yakından gözlemleyen, okumayı çok seven ve Genç Beyin’i her ay hasretle bekleyen bir anneyim. Diğer 3 oğlum evlenip gittiler. Kızımla üçümüz kaldık. Beyimdeki 4 yıllık değişimi 5 maddeyle özetliyorum: 1- Okumayı veya kendisine okunan birşeyi dinlemeyi “işkence” sayarken şimdi bazı yerleri kızıma 2-3 defa okutturuyor, “Harikaymış! Çok etkilendim harbiden!” diyor. 2- Kendisinin görebileceği kişisel işler için bize emretmiyor, kalkıp bizzat kendisi yapıyor! (En önemlisi de bu! Çünkü neredeyse çorabını bile bize giydirtecek!). 3- TV alışkanlığı %85 azaldı, biraz seyredip kalkıyor. 4- Son 4 yıldır 15 günlük kaplıca tatili için şehir dışına çıkıyoruz. 5- Bana “Şşşşşt!” diyordu, artık “Halime!” diye sesleniyor. Rumuz: Halime
• Bendeki değişimlerin en önemlisi şu: Çevremdeki  olumsuz konuşmalardan, felâket haberlerinden, frene basanlardan eskisi kadar  çok etkilenmiyorum; hatta onlara acıyorum, çünkü kendileri de milim mesafe  alamıyor ve hep olumsuz düşünüp konuşmakla vakit katliâmı yaşıyorlar. İbrahim  Halil Büyükçebi 
   
   • Resmî nikâha (düğüne) 4 gün kala herşeyi bitirdim,  çünkü eş adayım bana “Ailenin, özellikle annenin kültür seviyesi çok düşükmüş!  Onunla geçinebileceğimi hiç sanmıyorum!” dedi ve iş o anda bitti! Kararım çok  isabetli oldu; sadece 17 gün sonra şu anki eşimle evlendim, iki oğlumuz var. O  bayanın evlenip boşandığını duydum, hakikaten üzüldüm ama yanlış bir karardan  son anda beni vazgeçirdiği için de Rabbime sonsuz hamd ü senâlar ediyorum. E.  Ç.       • Eskiden “Birgün kullanırız!” diye ayırdığım kıyafet,  mobilya, malzeme gibi birçok eşyayı artık hemen dağıtıp elden çıkarıyorum.  Çünkü bize yaramayan birçok şey başkasına ilaç gibi geliyor, ihtiyaç sahibini  sevindirip mutlu etmek de inanılmaz bir iç huzuru veriyor insana. Geçen  sayılardan birinde bu sayfada bir kardeşimizin dediği gibi: “Yığan” olmak  yerine “dağıtan” olmak zor ama müthiş güzel bir duygu. Bunu herkesin tatmasını  isterim. Bir gerçek daha var: Verdiğiniz, dağıttığınız herşeyin çok daha iyisi  ve hayırlısı size mutlaka ihsan ediliyor; yani aslında vererek kazanıyor ve  berekete boğuluyorsunuz. Âh! İnsanların çoğu maalesef bunu bilmiyor, vermeyi  “kaybetme” olarak görüyor! Adnan Özsoy/İzmir
• Genç Beyin’i 11. sayıda tanıdık ailece ve 8 yıldır değişe değişe bugünlere geldik. Kısa bir özet sunayım: Hanım, 2 kızım, 2 oğlumla beraber gümüş atölyesi işletiyorduk. Fakat karmakarışık, darmadağınık, dolayısıyla huzursuz bir hayatımız vardı. Birşeyler kazanıyorduk ama herkes yorgun, argın, dargın haldeydi. Ev (aile) hayatımız yoktu neredeyse, çünkü hepimizin pili bitiyordu akşama kadar. Genç Beyin’in bilinçlendirip uyandırmasıyla radikal adımlar atmaya başladık: Önce hanıma, sonra 2 kızıma işten el çektirdim. Sudan çıkmış balığa döndüler ama kısa süre sonra eve yoğunlaştılar ve nihayet yıllar sonra biz de “aile” olduk. M. A.
 • “Çalışıyor  görünüp” kendimi aldattığımı farkettim, hemen o işten ayrılarak 6-7 ay kadar  boşta kaldım, daha doğrusu kendim ve geleceğim hakkında değerlendirme fırsatı  buldum. Sonra evimizin tam önünde 2 yıldır camında “sahibinden kiralık” yazan  ama bir türlü tutulmayan dükkânı 700 liraya kiraladım. Hediyelik eşya diye  başladım, değerli taşa kaydım. Allah kem nazarlardan saklasın, sadece benim  gibilere motivasyon olsun diye yazıyorum: Günlük 4-5 bin lira ciro yaptığım  oluyor. Taş deyip geçmeyin, Allah hiçbirşeyi lüzumsuz yaratmamış! Şimdi yeğenim  de yanımda, ikimiz bütün işi götürüyoruz. Bu noktaya %95 Genç Beyin’deki  tutuşturan yazılar vesilesiyle, %5 de mahalleden arkadaşım Aytekin’in itici güç  olmasıyla geldim. Gençlere, işsizlere, işini sevmeyenlere 3 tavsiyem var: 1-  Kendi işini yapmanın verdiği bereket, haz ve doyum hiçbirşeyde yok. 2- Ürün ve  hizmetinizle ilgi çekmezseniz, müşteri gelmez. 3- Size kaynak, danışman ve  teşvik edici olarak Genç Beyin yeter (okunması gereken belli başlı temel  eserler dışında); bu müthiş dergiyi her ay titizlikle takip edin, muazzam  bereketi görün. Selami Gediz 
   
   • Ben değiştim mi, değişmedim mi, ne kadar değiştim; doğrusu henüz kesin birşey  diyemem ama babamın eve ekmek, peynir, pirinç, bulgur alıp getirmek kadar  “zarurî ihtiyaç” olarak gördüğü ve her yeni sayıyı tarif edilmez bir hasretle  beklediği, bazen bayi bayi dolaştığı, eve getirince 7 kişilik aile ferdinden  kimseyi yanına yaklaştırmadığı, ancak günler sonra okuma sırası bize gelen Genç  Beyin annemle 2 kız kardeşimi çok değiştirdi. Özetlersek: * Annemle babamın  iletişimi güzelleşti. * Küçük kız kardeşimin anlamsız mızıltıları kesildi. *  Büyük kız kardeşim “Abi!” demeyi nihayet kabul etti ve bana saygısı arttı. *  Babam 23 yıldır küs olduğu dayımla barıştı (Bu son değişim çok önemlidir! Çünkü  dayım için “Dünyada bir tek o kalsa, yine konuşmam!” demişti bir keresinde...).  E. B.
  
   • Çevremde Bay Fıkra diye bilinirdim, Genç Beyin’le tanışalı komiklik yanım bitti  denilebilir. Ne bileyim? Daha ciddî hikâyelere, kıssadan hisselere yöneldim.  Hanım “Ayarını buldun!” dedi. Demek eskiden ayarsızmışım! Tebessüm elbette güzeldir  ama çevrede komiklik yapan biri olarak tanınmak hiç hoş değilmiş. Hanımın  deyişiyle Genç Beyin bana “ayar” verdi. Rumuz: Eski komik
  
   • Bendeki değişimleri 7 madde halinde sıralamak istiyorum: 1- 7-8 saat yerine  birkaç saat TV seyreder oldum (Bunu daha da azaltacağım!). 2- Günde 2 paket  kadar içtiğim 28 yıllık kötü arkadaşım sigarayı terkettim (4 yıl geçti, bir  fırt dahi çekmedim. Şu anda kokusunu duyunca bile iğreniyorum!). 3- Eşime  “Canım!” demeye başladım, bu hitabım çok hoşuna gidiyor. Yapı itibariyle asabî  olmama rağmen benimle iyi geçinmeye başladı (Sadece bir kelimenin inanılmaz  etkisi!). 4- Hep başkasından bekleyen bir tiptim, artık elimden gelenleri  kendim yapıyorum. 5- Halil Hoca adında biriyle tanıştım, o da Genç Beyin  tiryakisiymiş. Kendisi benim âdetâ şarj cihazım gibi. 6- Dergideki bir yazı  vesilesiyle teheccüd (gece) namazlarına başladım (Bu ifademi Allah ihlâssızlık  saymasın ama teheccüdde ettiğim halde kabul edilmeyen hiçbir duam olmadı  elhamdülillah!). 7- Bizimle kalan ve çok konuşup her işimize karışan, maalesef  karıştıran yaşlı anneme bakışımız değişti; artık onun hiçbir sözü ve davranışı  bizi üzmüyor! Osman Nuri Dilek
  
   • 17 yaşındaki oğlumu “Baskın yeteneği bulma yolu” seminerine getirdim. Daha  sonra kendi isteğiyle gitmeye başladı. Yıllardır annesinin ve benim  anlattığımız ama etkisini göremediğimiz birçok konuda esaslı değişimler  gözlemledik oğlumuzda. Tavsiye ederiz. İhsan E.
  
   • Yayınladığınız şu söz beni hayli değiştirdi: “Dün yaptığınız şey size hâlâ çok  iyi görünüyorsa, bugün yeterli değilsiniz demektir.” Earle Wilson 
  
   • Kimseye derdimi  anlatamıyor, içimi dökemiyor, derin bir ruhsal sıkıntı yaşıyordum. 34’ümdeyim,  kendimi bildim bileli böyleydim. Genç Beyin’den sonra tam olmasa da %30-40’lık  bir “açılım” gerçekleşti ruhumda. Bu defa da eşim “Fazla konuşmaya başladın!”  diyor. “32 yılın kazasını yapıyorum!” gerekçeme şu karşılığı verdi: “Kazasını  yaparken bol yaralı ve ölümlü kazalardan kaçın!” Eşim Türkçe öğretmeni. Galiba  yaralılardan biri kendisi, ölülerden biriyse kayınbirader... Şaka bir yana,  “ruh açılımı” beni öyle rahatlattı ki! Rumuz: Tireli (İzmir)
  
   • Bendeki  değişimleri özetliyorum: * Dişlerimi yaptırdım, üst ön dişlerim yarım santim  ayrı olduğu için beni drakula gibi gösteriyordu ve özgüvenim dip yapmıştı  yıllardır... Nihayet normal bir görünüm kazandı ve hayata yaklaşımım değişti,  daha olumlu oldu. * Annemi dinliyor, eşimle çatışıyordum; şimdi annemi dinliyor  görünüyor ama eşimle iyi geçiniyorum. * 2006 model bir otomobil aldık, bazı  masrafları var ama çoluk çocuk belediye otobüslerinde sürünmekten kurtulduk. *  İşyerinin (vilâyet) telefonuyla özel görüşme yapmayı terkettim, bu hususta  büyük vebal olduğunu dergideki bir yazı vesilesiyle idrâk ettim, eski  borçlarımı ödemek için de 4 aydır akşam mesaisine kalıyorum ama mesai ücreti  almıyorum. Hedefim bir yılı böyle tamamlamak. * İnterneti evden kaldırdım,  yeniden doğmuş gibi oldum. M. E.
  
   • İstanbul  Hukuk’u dereceyle bitirdim; İngiltere’de uluslararası bir hukuk bürosunda staj,  Bilkent’te master, Boğaziçi’nde doktora yaptım. Halen bir holdingin yön. kur.  başkanının özel avukatıyım. 2004’te tanıştığım Genç Beyin’in bir sayısında “40  yıllık evlilerin 40 sırrı” yazısından etkilenerek çevremde fır dönen kızların  yüzlerine bile bakmadım, annemin özel araştırmasıyla yaklaşık 2 bin km. ötedeki  köyümüzün 18 yıllık imamı Mehmet Hoca’nın kızıyla evlendim. Çevremde herkes  “Denk değilsiniz!” dedi ama bal gibi de denkmişiz ve şu anda (evliliğimizin 5.  yılında) elhamdülillah çok mutluyuz. 2 oğlumuz var, hanım ilkokul mezunu ama  hem ailesinin yetiştirmesi hem de Genç Beyin’den aldığı birikimle emin olun  benden daha bilgili, birikimli, seviyeli maşallah! Av. Aydın Cebe 
• İsmini  veremeyeceğim çok hassas bir görevde çalışan 63 arkadaşız, âmirlerimiz de dahil  100 civarında seçkin ve bilginin kıymetini bilen kişiye hediye olarak yolladığınız  Genç Beyin’leri tek tek (elden) dağıttım. Özellikle âmirlerimiz dergiyi “Müthiş  bir kaynak!” şeklinde değerlendirdiler. Birim âmirimiz “Herkes işini bu  kalitede ve mükemmeliyette yapsa -ki mümkün değil!- 3 ayda süper güç oluruz!”  dedi. Yeni sayıları isteyenleri gazete bayilerine yönlendirdim. Herşey için  teşekkürler... Rumuz: R04KyX 
   
   • Lâleli’de perde  işi yapıyoruz, 4 kardeş üniversiteyi bitirdik ama babamın yanında çalışmayı  sürdürüyoruz. Babam sektörde çok tecrübeli, 1954’ten beri bu işte. Fakat hâlâ  56 yıl önceki kuralları işletiyor. Yeni nesil olarak elimiz kolumuz bağlı yani.  Daha doğrusu Genç Beyin’i 33. sayıda tanıyana kadar öyleydi. Babam 8 yıl kadar  öğretmenlik de yaptığı için okumayı çok seven biri ve dergideki bilgilerin  kıymetini galiba sizin kadar takdir ediyordur. Ne zaman ki eve ve özellikle  dükkâna bu dergi girdi, babam bambaşka bir kimlik kazandı. Bize daha çok yetki  verdi, artık yenilik kelimesini sıklıkla kullanıyor. İlk ciddî hamleyi o yıl  yaptık, markalaşma yolunda adımlar attık. Ardından kurumsallaştık kısmen de  olsa. Şimdi neredeyse babam sırf gelmek için işe geliyor, herşeyi devretti  bize. Doğrusu bu süreçte büyük birkaç hata yaptık, biri hiç affedilmezdi ama  babam onu da anlayışla karşıladı. Eskiden olsaydı ne yapardı? Düşünmek bile  istemiyoruz. Uzatmadan, babamın işin %90’ını bize devretmesiyle (Genç Beyin’i  okumaya başladıktan sonra) birçok hatamıza rağmen geldiğimiz noktayı rakamsal  olarak aktarmak istiyorum: 3 yılda babamın 20 yılda yaptığı ciroya eşdeğer  cirolar yaptık. Bunu babam da farketti, şu anki durumumuzdan çok memnun. Rumuz:  Perdeci
• Bendeki değişim şöyle oldu: Öteden beri okuyarak bir yere varılmayacağına dair kesin inancım vardı, o yıkıldı. Gördüm ki: Okuyarak harddiskinizi faydalı birikimle doldurursanız daha cesaretli oluyor, hızlı ve isabetli kararlar alıyorsunuz; yorum yeteneğiniz gelişiyor, daha etkili problem çözüyorsunuz. Hatta bir sayınızda “Okumak gereksiz olsaydı Allah’ın bize ilk emri ‘Oku!’ değil de, başka şeyler olurdu. Meselâ ‘Düşün!’ fiili tercih edilebilirdi. Kaliteli düşünebilmek için de okumaya ihtiyaç var” demiştiniz. Gerçekten öyle. Hele Genç Beyin gibi etki ve tutuşturma gücü çok yüksek bir dergi insanda ihtilâl meydana getiriyor. www.GencBeyin.org sitenizde belirtmişsiniz: “Genç Beyin’i tanıdıktan sonra hayatınızı 2’ye ayıracaksınız: Genç Beyin’i tanımadan önceki siz, tanıdıktan sonraki siz...” Bende de aynısı yaşandı. Her sayınızla başarı ve mutluluk yolunda daha ötelere doğru gelişip değişiyorum. Mustafa Eray/Mersin
 • 2 çocuğumuz  olduğu halde “Bu adamla evlilik yürümez, yürütülmez!” düşüncesiyle kesin  boşanma fikri aklımdan geçiyordu. Birkaç evlilik terapistiyle, sayısız denecek  kadar çok uzmanla görüştüm; evliliğimizin “Asla yürütülemez!” kategorisinde  olduğunu söylediler. O sıralar Genç Beyin’de bir yazı okudum, “bizimkine” bütün  bakış açım değişti. Değişimi ondan beklerken kendim değiştim, ateşe körükle  gitmedim; elbette herşey gülgülistan olmadı ama en azından şu anda kesinlikle  boşanmayı düşünmüyorum. N. Ç.
   
   • Genç Beyin  bende 2 değişime yol açtı: 1- En yakınlarım da olsa başkalarından beklemek  yerine kendi kanayan yaralarıma hiç vakit kaybetmeden kendim neşter vurma  becerisi edindim. 2- Küçük büyük ne iş yapsam mutlaka “bana has” bir fark katma  hassasiyeti sergilemeye başladım. Mehmet Özdemir
  
   • Ben daha çok  başkalarının akıl ve kalp değişimi yaşamalarını sağlamakla ilgili bir  görevdeyim, Genç Beyin’le artık bendeki değiştiricilerin de değişmesi  gerektiğini farkettim. Dolayısıyla başkalarını iyiden, güzelden yana  değiştirmeye uğraşırken kendimin aslında değişime fevkalâde direndiğimi görünce  dehşete düştüm. Ve elbette bir değiştirici olarak DEĞİŞTİM! Rumuz: Bolu
• Genç Beyin beni şöyle değiştirdi: “Mutsuz tembel”dim, “mutlu tembel” oldum; fakat tahmin ediyorum, öğrendiklerim sayesinde vermeye başladığım kararlarla bu yıl “mutlu çalışkan” mertebesine çıkacağım. Hedefim “mutlu ve başarılı” olmak. Şefik Bodur/Manisa-Akhisar
• Öğretmeni kızıma tavsiye etmiş, hatta “Mutlaka alın!” demiş. Önce kızdım, “mutlaka”yı fazla bulup işin içinde başka menfaatler aradım. Gazete bayiinde en öne konmuş halde görünce kapağındaki başlıklar ilgimi çekti, aldım ve kısa sürede “mutlaka”nın önemini kavradım. Bendeki değişim şu: Çok şüpheci biriydim, Genç Beyin’i 4 yıldan beri okuduktan sonra ondan bundan şüphelenmeyi bırakıp kendi işime bakmaya yöneldim. Artık çok şüphe uyandıran birinden bile fazla etkilenmiyor, kendi işime bakıyorum. N. Ş.
• Hanımla hergün çok ağır ve sancılı bir sürü tartışma yaşamadan geçen günümüz yoktu. Genç Beyin eve girmeye başlayınca hanım daldı o ummâna... Artık tepem atsa bile karşılık vermiyor bana... Süper gelişme bence! İ. R.
• “Tebessüm”le “sırıtma” arasındaki farkı dergide okuduktan sonra her gülümseyiş öncesinde derhal toparlanıyorum, çevremdekiler (başta beyim) gülmemin değiştiğini, güzelleştiğini ve anlam kazandığını söylüyorlar! Rumuz: 44
• Hamdolsun iyi yetişmiş biriyim, fakat uygulama faaliyetinde neredeyse sıfırdım! Genç Beyin’le bilgiyi kullanmayı öğrendim, birşeyler üretmenin zevkine vardım. Tabiî girişimcilik için çok geç kalmışım maalesef... Ü. G.
• Genç Beyin müthiş ya! 30 yıldır düşünüp de bir türlü kesin karar verip atamadığım hayatî adımların %80’ini bu derginin verdiği iştiyakla ve cesaretle son 4 yılda attım, önemsiz sayılacak biri hariç hepsinde de isabet kaydettim çok şükür... Hanım “30 yıldır sana söylüyorum, beni bir kere dinlemedin ama Genç Beyin’de okuyunca değiştin! Teeessüf ederim Mehmet!” şeklinde teessüflerini belirtti ama sonuçtan o da çok memnun... Rumuz: Oflu
   
   • Geçmişte bazı büyük hata ve yanlışlar yaptım, aşırı üzüntüden depresyona girdim ve 5-6 yıl tedavi gördüm. Doktorlar bu halimle evlenmemin yanlış olacağını söylediler, sevdiğim biri olmasına rağmen endişeliydim. Genç Beyin’de bir kutucukta yayınlanan küçük bir hikâyeyi okudum, bana ilaç gibi geldi. Kararımı verip evlendim, çok mutluyum. Zihnimin derinliklerinde yer eden inatçı bir düşünceyi kökünden söküp attı o hikâye. Değişim buna deniyorsa, gerçekten çok değiştim! Y. A.
  
   • Lise 3’te babam ÖSS’yi kazanayım diye Boğaziçi mezunu özel bir hoca tuttu. Adam konuları öyle karmaşık anlatıyordu ki, okulda öğrendiklerimi bile karıştırmaya başladım. Üzülmesin diye onun kötü anlatımından duyduğum rahatsızlığı babama söylemiyordum. Sınava 2 hafta kala bana Genç Beyin hediye etti, “Bu dergiyi gölgen seni takip ettiği gibi takip et!” dedi. İçinde ÖSS şampiyonlarının başarı taktikleri vardı, acayip etkilendim ama   sınava günler kalmıştı. O yıl ÖSS’yi kazanamadım, bir yıl çok sıkı çalışarak (Artık özel hoca istemiyordum!) 2. tercihime girdim. Hâlâ her ayın ilk günlerinde Genç Beyin bulabilmek için bayi bayi dolaşıyorum. Bende değişen o kadar çok şey var ki, hangisini aktarayım? Bu arada o özel hocayı da affettim; tamam, anlatımı karmaşıktı, bana ÖSS’yi kazandıramadı ama Genç Beyin’i kazandırdı! D. Ş.
  
   • Allah’ın yarattığı herşey en güzeldir, buna bütün zerrelerimle inanıyorum; fakat nefis ve şeytanın yoğun çabasıyla aynaya her baktığımda kendimden nefret ediyordum. Burnum büyük ve burun kemiğim çok barizdi. Bir arkadaşın espri yollu söylediği gibi “terörist kılıklı”ydım, tipim pek iç açıcı değildi. Kafam da uzun ve hayli yassıydı. Elbette anneme göre “anka kuşu”ydum ama bendeki bakış açısı çok farklıydı. Genç Beyin’de karakter ve tip analizi üzerine bir yazı okudum. İlginçtir, aynen benim tipimin anlatıldığı paragrafta öyle güzel ve ideal yorumlar vardı ki; hayretler içinde kaldım! İşte o saliselerde kendime bakışım değişti. 3 yıl önce evlendim, bir oğlumuz var. Berrin Hanım (eşim) beni çok karizmatik buluyor! Rumuz: Ziya
  
   • Çok yoğun biriyim; avukatlık bürosunda 5-6 kişilik işi bana yüklemişler, hergün 15 saatten fazla çalışıyorum. Genç Beyin beni bilinç anlamında uyarıp yavaşlattı ve eşimin, çocuklarımın, okuyup öğrenmenin, aklımı ve kalbimi doyuracak birşeyler yapmanın önemini farkettim. Yani çok derin bir değişim benimkisi... Rumuz: Suat 
• 2005 Eylül’ünde keşfettim Genç Beyin’i; sonra baktım işyerindeki bütün ekip harıl harıl okuyor, hatta tanıtım ve reklam ajansı olmamıza rağmen dergi internetten bile çok ilgi görmeye başladı. Arkadaşlara “Genç Beyin’in nesi sizi çekiyor?” diye sordum, “Hemen bütün yazıların ilginç ve dikkat çekici olması!” dediler. Bu gerçek beni, ardından firmamızı değiştirdi. İşimizin cansız, cazibesiz, verimsiz kısımlarını budamaya karar kıldık ve daha etkili alanlara kaydık. Şimdi hem daha verimliyiz, hem de ciromuz yüksek. B. Y. 
   (Mecidiyeköy’deki yeni yerinizi internet sayfanızdan inceledik, hayırlı olsun, tasarımı ve düzeni çok güzel! GB)
• Bendeki değişim, üniversiteyi bitirdiğim 2003’ten beri bir türlü peşimi bırakmayan psikolojik problemlerle ilgili. Genç Beyin’i okumak bana psikoterapi etkisi yaptı, okudukça öğrendim, öğrendikçe uygulamaya çalıştım, uyguladıkça rahatladım, rahatladıkça şükrettim, şükrettikçe nimetler ziyadeleşti ve neticede evlendim, küçük çaplı da olsa kendi işimi kurdum. Allah bu dergiye zerre kadar da olsa emeği geçenlerden razı olsun. Rumuz: Merzifonlu
• Genç Beyin beni değiştirmedi, altüst etti! Yüzyılın başlarında (2000’de) yaptığım kariyer plânımı bozdum, çünkü yola eğitimsiz çıktığımı farkettim ve gerekli donanımı edinmeden başarılı olamayacağımı gördüm. Son 7 yılda 
   belli başlı resmî ve özel eğitimleri aldım, beni en çok “Etkili hitabet (konuşma) ve diksiyon”la “Etkili satış teknikleri” eğitimi tutuşturdu. Herkese mutlaka tavsiye ederim. İnternette bir paylaşım sitesi kurdum, günde 30 bin civarında tekil tık alıyorum, aylık 15 bin liraya yakın reklam gelirim var ve bunu 100 bine taşımak için adımlar atmak üzereyim. Anasayfamızda Genç Beyin (gencbeyin.org) linkini ilk günden beri ücretsiz yayınlıyorum, bundan sonra da vefa borcu olarak yayınlayacak ve sizi hiç unutmayacağım. F. S. 
 • Değişen ama kısa süre sonra eski alışkanlıklarına dönen biriydim, bu özelliğim beni çok rahatsız ediyordu. Genç Beyin’i nişanlımı trafik kazasında kaybettiğim 19 Ocak 2008’den bir hafta kadar sonra tanıdım; o günden beri öyle bir değişim başladı ki bende, elhamdülillah şu ana kadar hiç geriye dönüş yaşamadım. Bunu Genç Beyin’in kalpten kalbe kurduğu köprünün çok sağlam olmasına bağlıyorum. Ahmet Sarı
   
   • Bu dergi nasıl dergiciliğin hakkını veriyor; kendisini baştan sona, hem de defalarca okutmayı ve etkileyip tutuşturmayı başarıyorsa ben de işimi Genç Beyin gibi en iyi şekilde yapmaya karar verdim 4 yıl önce. 10 metrekarelik bir dondurmacı dükkânını 400 metrekarelik lüks bir pastaneye çevirmeyi başardım. Bendeki harika değişim bu. N. Y.
  
   • (...) Tembellikle ilgili bir sayınız elime geçti, ilgiyle okudum ve 26 yıllık kahvehane alışkanlığımı bitirdim. Buna en çok hanım sevindi, çünkü artık çoluk çocuğumla daha fazla birlikte oluyor ve çeşitli sosyal faaliyetlere katılabiliyorum. Darısı kahvehane adlı o “tembelhâne”lerde vakit öldüren diğer tembellerin başına... Rumuz: Ses Kıraathanesi
  
   • Yapı itibariyle çok sıkıntılı biriydim, ayrıca girdiğim her toplulukta mutlaka problem çıkaran kişi ben olurdum. Sırf bu sebeple evlenmeyi 37 yaşına erteledim ki, zavallı hanımefendinin başına belâ olmayayım! Genç Beyin’i 2003 yazında tanıdım, o zamandan bu zamana çok değiştim ve evlendim. Hanım bana diyor ki: “Genç Beyin’den önce evleneydik, yanardık!” E. İ. 
  
   • Bendeki değişim; acayip derecede korkak, yani cesaretsiz biri olduğumu farketmemdir. Bunu anlamama Genç Beyin vesile oldu ve derhal tedavi sürecine geçtim. Birçok sertifikalı eğitim aldım, devletten emekliliğime 7 yıl kalmasına rağmen memuriyetten istifa edip pizza-pide-lahmacun işine girdim. Şu anda 6 şubemiz var ve açılışlarımıza şehrin en üst düzey bürokratları katılıyor. Meğer bende müthiş derecede potansiyel bir cesaret bulunuyormuş ama ortaya çıkıp verimliliğe dönmesi için Genç Beyin’e ihtiyaç varmış. H. A. 
  
   • Ben ve eşim günde 2 paketten fazla sigara içiyorduk; hatta “içmek” denmezdi bizimkisine, sigarayı âdetâ “yiyorduk.” Şimdiye kadar bırakmak için çok niyetlendik ama bırakıp tekrar başlayanları görünce ümidimiz kırıldı, doğrusu çok güçlü bir motivasyon desteği bulamamıştık; Genç Beyin bize o desteği verdi. 8 ay önce ben, 1.5 ay sonra da eşim sigarayı bıraktık. Nazar değmesin, içimizde böylesine güçlü bir iradenin varlığından bile haberdar değildik. O günden beri sigaraya elimizi sürmedik inanın! Yıllardır bizi zehirleyip çürüten sigaradan tiksiniyoruz artık! S. D.
  
   • 6-7 yıldır göz koyduğum bir dükkânı kirası fazla diye tutmuyor, tutamıyordum. Genç Beyin’deki başarı hikâyelerinden biri beni sanki çarptı, dergiyi hemen elimden bırakıp gittim ve o yeri tuttum! 450 lira kira yerine 1750 lira vermeye başladım ama cirom aylık taş çatlasa 15 bin liradan 150-200 bin liraya çıktı! Birçok insan riskten korkar, halbuki benim bizzat yaşadığım gibi aslında risk arttıkça kâr da artıyor; çünkü “Büyük kârlar büyük risklerin arkasında gizlidir.” Hasan Ali Saruhanlı 
  
   • Şahsımdaki değişimleri saymakla bitiremem ama en önemlisi bence şu: Kendime inanmaya başladım, özgüvenim arttı; Genç Beyin’le tanıştıktan bu yana geçen 5.5 yılda geçmiş dönemlerin toplamından kat kat fazla başarı ve mutluluk yaşadım elhamdülillah! Nezdimde bir eşimin yeri ayrı, bir de Genç Beyin’in... İkisi de beni ihya etti. C. Ş. 
  
   • Herşeyi okul idaresinden ve devletten bekleyen inanılmaz derecede durgun, ukalâ ve tembel bir öğretmendim. Genç Beyin çantama girdi gireli bir füze gibi ateşlendim. Halen okulumuzda veliler çocuklarını ısrarla benim sınıfıma yazdırmak için yarışıyorlar, çünkü 87 kişilik sınıf ve mahrumiyet bölgesi olmasına, notumun da kıtlığına rağmen 5 öğrencimden 4’ü teşekkür veya takdir aldı. Çünkü artık dersler daha eğlenceli geçiyor, çocukların ilgi ve dikkatini çok kısa sürede çekmeyi başarabiliyorum. Her sayınızda öyle hikâye, örnek ve nükteler var ki; anlat anlat bitmiyor. Bilhassa eğitimciler için “olmazsa olmaz” bir kaynak olan dergiyi elimize alınca müthiş emeğinizi somut şekilde görüyoruz. Metehan Uğurluer/İzmir 
  
   • Bende 2005’te ayrıldığım eski şirkete tekrar dönmem şeklinde bir değişim oldu, oysa “Hayatta hiçbir iş kalmasa bile o şirkette çalışmam!” diyordum. Kendimi gözden geçirince farkettim ki, hatanın %81.7’si bendeymiş! S. Ç. 
  
   • Hanım yıllardır “Gözlük çerçeveni değiştir artık!” deyip duruyordu. Neymiş? Kalın plastik çerçeve beni yaşlı gösteriyormuş, ince metal (tel) çerçeve kullanmalıymışım! Bir seminerinizde “Tenkit için en uygun yer aynanın karşısıdır” demiştiniz, ben de uzun aradan sonra aynaya bakınca hakikaten gözlük çerçevemin beni 15-20 yıl yaşlı gösterdiğini gördüm; değiştirdim! Mehmet D. 
  
   • Genç Beyin beni henüz değiştirmedi. Eee! 67 yıllık alışkanlıklar hemen değişir mi? Ama sevindirici haberi vereyim: Sarsıntı ciddî şekilde sürüyor, yakında büyük değişimler yaşanabilir! İ. A. 
  
   • Dergideki gerçek başarı hikâyelerinden etkilenip köyde babamdan kalma tarlaları sattım, biraz ekleyerek İstanbul’da cadde üzerinde dükkân aldım. 2007’de 85 bin lira ödediğim yer şu anda 300 bin TL ve 2.250 TL kira getiriyor. Allah sizlerden razı olsun! M. Y. 
  
   • Genç Beyin 6 nüfuslu evimize ilk sayısından beri giriyor. Bu sürede yaşanan gelişim ve değişimi özetleyeyim: 28 yıllık hanım dahil, hepimiz girişimci olduk. En küçük oğlum Enes 3 kardeşiyle simit kafe açtı, ben emeklilik sonrası hanımla ev yemekleri lokantası işine girdim ve hayli büyüdük. Bir tek ortanca oğlum Fatih 40 bin TL civarında zarar etti, bizi hayli üzdü ama yavaş yavaş toparlıyor kendini. Merak edenler için söyleyeyim: Çocuklarımın hepsi de üniversite mezunudur, yani Genç Beyin’de okuduğumuz uyarılar çerçevesinde eğitimi ihmal etmedik. Selim Aydın 
  
   • “Anne karnında zekâ gelişimi” sayınızdan sonra bir oğlumuz oldu: Abdülkadir. Dergideki tavsiyelere uygun yetiştirdik, 5 yaşına girdi. Tek kusuru, çok fazla soru sorması. Bir sayınızda sorulara uygun cevap vermenin yollarını ele alırsanız memnun oluruz. Feride N. 
  
   • Bendeki en önemli değişim, tırnaklarımı yemeyi bırakmamdır. 6 yıl oldu bu kötü alışkanlığı terkedeli. Sonra sigarayı da bıraktım. Sadece gıybet etmeyi bırakamadım, dua edin. İsa Gürbüz 
  
   • Herkesin ağzının payını veren, bu yüzden de çok başı ağrıyan biriydim (3-4 
   defa bıçaklandım, 5 ay hapiste yattım, bir kişiyi ölümüne dövdüm ama ölmedi çok 
   şükür!). Şehirlerarası otobüste yanımda oturan kişinin de az kalsın ağzının 
   payını verecektim ama adam çok sabırlı, tatlı dilli çıktı; bana “Okumak ister 
   misin? İçinde acayip şeyler var!” diyerek Genç Beyin hediye etti. “Acayip 
   şeyler” tabiri beni acayip etkilemişti, 2.5 saat boyunca derginin yarısını 
   bitirdim. Kalanını da evde tamamladım ve artık her ayın başında gazete bayiine 
   ilk gidip dergiyi soran ben oluyorum (Bayi Şemsettin öyle diyor!). İşte o gün 
   kimyam değişti, kişiliğim tersyüz oldu; Allah nazardan saklasın, 63. sayınızdan 
   beri hiçkimsenin ağzının payını vermedim, kimseyle de tartışmaya girmedim; 
   dolayısıyla kafam çok rahat... Hanım bana “Başına Genç Beyin düştü!” dedi bir 
   keresinde. Az kalsın orada kuralı bozacaktım ve “Hanım! Tekrar başlatma beni! 
   Ağzının payını vermeyeyim ha!” dedim ama hamdolsun irademe hükmetmeyi 
   başarabildim. Fikri O. 
   
   • Okulda “not cimrisi öğretmen” lâkabımı Genç Beyin sayesinde değiştirdim. 
   Elbette bilen kazanmalı ve sınıfını geçmeli ama öğrencilerin bilhassa günümüzde 
   motivasyon problemi var, herkes ve herşey yükleniyor onlara. Not verirken 
   milimetrik ayar yapmak yerine 5-10 puan motivasyon payı eklemek isabetliydi. 
   Öyle de yaptım, kötü imajımı düzelttim ve bu yıl öğrencilerimi geçen yıllara 
   nisbeten biraz daha fazla mutlu ettim. Halil Yüter 
   
   • Hanımla günde 15-20 defa tartışıyorduk, Genç Beyin’kolik olduktan sonra bu 
   sayı haftada 3-5’e indi. Hedefim ayda 1’e düşürmek. Rumuz: Akhisarlı
   
   • 83. sayıda yer alan “Karakter üzerine en etkili 101 söz”den 99. söz yıllardır 
   kin beslediğim birini affetmeme vesile oldu: “Karakterin zirvesi, intikam 
   alabilecekken affedebilmektir.” Engin İ. 
   
   • Garibim yıllardır istiyordu ama oralı olmuyordum. Hanım eğitmenlik yaptığı 
   kreşe 8 yıldır yarım saat yürüyerek ya da otobüs bekleyerek gidiyordu. Genç 
   Beyin’de okuduğum evlilikle ilgili bir yazıdan sonra karar verdim, dişimi 
   sıkarak 8 bin liraya ona 1999 model araba aldım. Aramızdaki iletişim öylesine 
   değişti ki! Rumuz: Huzur
   
   • Çok ünlü ulusal bir kanalın arşivinde çalışıyordum. Genç Beyin’i 2 yıl önce 
   tanıdıktan sonra “TV kanalı”nda değil, “kanalizasyonu”nda çalıştığımı farkedip 
   maalesef artık iyice kanıksadığım o “et teşhircisi” ortamdan ayrılarak adam gibi 
   bir kanala geçtim. Çok değiştim, içim rahatladı ve âdetâ kendimi buldum. Ersin 
   Türegün
   
   • Genç Beyin vesilesiyle 6 yılda (Maalesef 2 yıl geç tanıdım bu hazineyi!) bakın 
   neleri terkettim: * Sigarayı, * Ağzı ve yaşantısı bozuk arkadaş çevresini, * Hep 
   başkasından beklemeyi, * Bencilliği (Henüz tam değil ama %45-50 oranında!), * 
   Olumsuz düşünmeyi ve karamsarlığı, * Burada yazıp da başkalarını şahit tutmak 
   istemediğim önemli bir günahı. Rumuz: Ofluoğlu
   
   • Annem babam ben küçükken ayrılmışlar, mahkeme beni annemin yanına vermiş; 
   yerini bildiğim halde babamla hiç görüşmemiştim. Genç Beyin’de “baba sevgisinin 
   insan karakterine etkisi” üzerine bir yazı okuyunca annemden gizli olarak 
   babamla buluştuk. Sonra inanılmaz ama ikisini de buluşturdum ve barıştırdım. 
   Geçen 17 yılda annem tekrar evlenip sadece 4 ay evli kalarak boşandığı için 
   babamla evlenmesine engel kalmamıştı. 2004’ün 8 Haziran’ında evlendiler, 
   hamdolsun şu anda çok mutlu bir aileyiz. Şebnem S.
   
   • Bir konu açıldığında ilk olumsuz fikirleri, olayın felâket boyutlarını en önce 
   söyleyen kişi mutlaka bendim. Nişanlım Esra Genç Beyin’in 46. sayısını verdi 
   bana, o sayıdan sonra bu derginin tiryakisi oldum ve artık bir konu açıldığında 
   ilk olumlu fikirleri, felâket haberlerini açıklayan kişi değilim; en azından 
   sessiz kalmayı tercih ediyorum. Yine de kendime ve Genç Beyin’e haksızlık 
   etmeyeyim, şayet ukalâlık sayılmazsa olumlu fikirlerimi de söylediğim yerler 
   oluyor. Enes Ertaş/Merzifon
   
   • Bendeki değişim kadınların “dokunsal” olduklarını keşfetmemdir. 13 yıllık 
   eşime hep hariçten gazel okuyan, uzaktan birkaç iltifat patlatıp geçen biriydim. 
   “Bir kimse hanımının elini sevgiyle avucuna alır, o da buna yine aynı sevgiyle 
   mukabele ederse; ikisinin de günahları parmaklarının arasından kayar, gider” 
   meâlindeki mukaddes tesbiti ilk defa Genç Beyin’de okudum. Bu tavsiyeyi çok kere 
   denedim, eşimle iletişimim harika boyutlara ulaştı. Belki ses tonum, biraz 
   kabalığım, paldır küldür yapım değişmedi ama “dokunsal” yaklaşımım eşimi 
   rahatlatıp mutlu etmeye yetti. İnşallah zaman içinde diğer hal ve hareketlerimle 
   de eşime lâyık bir eş olmayı başarabilirim. D. Y.
   
   • “Benden tüccar olmaz!” fikri iliklerime kadar işlemişti, çünkü el attığım 
   herşey çok kısa sürede fiyaskoyla neticeleniyordu. Genç Beyin’de “Hayattan 
   gerçek başarılar” başlıklı bir yazıda okuduğum girişimcilik hikâyesi beni 
   değiştirdi, ünlü deterjan markalarından beşte bir fiyatına toptan defolu 
   deterjanları alıp %300 kârla satma düşüncesi doğdu ve 5.5 yıldır bu işi 
   başarıyla yürütüyorum. Engin Söylemez/İstanbul
   
   • Genç Beyin ailemizde herkesi değiştirdi: Babam eski işine döndü, şube müdürü 
   oldu. Annem babama daha ılımlı ve sevecen davranmaya başladı. 30’dan fazla kızla 
   görüşüp hiçbirini beğenmeyen abim bir akrabamızın kızıyla evlendi. Bazı 
   sebeplerden dolayı üniversiteden ayrılmıştım, uzaktan eğitimi keşfedip ev 
   ortamında internetten dersleri takip ederek psikolojiyi bitirdim ve geçen yaz 
   diplomamı aldım. Bir tek babaannem değişmedi veya çok az değişti, o da artık en 
   azından annemin ev işlerine fazla karışmıyor. Tuba A. / Yalova
• “Bir ömür boyu en çok yapılan 10 hata” sayınız (79. sayı) beni küçük büyük 
   bütün hatalarımla yüzgöz etti. Sonuçta 2 şeye karar verdim: 1- Arkadaş çevremi, 
   muhitimi yeniden yapılandırmalıyım. 2- Boyumu aşan sorumluluklar almalı, büyük 
   risklere girmeliyim (Riski sıfıra yaklaştırmak veya küçük risklere talip olmak 
   başka büyük riskler doğuruyormuş!). Ali Uca
  
   • Başkalarının başarılarını haddinden fazla büyütüyor, kendimi de haddinden 
   fazla beceriksiz görüyordum. Genç Beyin’den sonra 10 bin TL sermayeyle Kıbrıs'a 
   has bir peynir türü 
   olan hellim peyniri işine girdim. 10 ayda 130 milyar liralık ciroya ulaştım. 
   Özgüvenim zincirden boşanmış gibi arttı. Bendeki müthiş değişim bu. İ. H.
  
   • Bendeki değişim, eşimin ve çocuklarımın benim psikolojik desteğime ihtiyaç 
   duyduklarını farketmek oldu. Köy ortamında yetiştiğim ailem bunu bana yapmamıştı 
   ama şehir ortamında kesinlikle böyle bir desteğe ihtiyaç var. Bütün babalar 
   göreve! Süleyman Karataş 
  
   • Genç Beyin’le bendeki benden öte beni gördüm, cehaletimden dolayı (Estağfirullah! 
   GB) şimdiye kadar hiç ilgilenmediğim “içimdeki ses” kavramı hayatıma girdi. Dr. 
   Yeliz Asımbeyli
  
   • Bu sayfayı her ay sinirle okuyorum; Genç Beyin herkesi değiştirdi 
   ama bana neden hiç dokunmadı? Değişime çok dirençli biri olduğumu farkettim, bu 
   da bir değişimdir inşallah! M. S.
  
   • (...) Bunu makaslamayıp yayınlamanızı özellikle rica ediyorum: Ana-babam, 
   diğer aile büyüklerim, en yakın dost ve arkadaşlarım dahil 37 yıllık ömrümde 
   hiçbirşey beni Genç Beyin kadar etkileyip yönlendiremedi. A. Y.
  
   • Yakın çevresinden çok fazla etkilenen, dolayısıyla hep erteleyen ve frenine 
   basılan biriydim; Genç Beyin tiryakisi olunca yalnız ve yalnız içimden gelen 
   sese göre hareket ediyorum. S. Ç.
  
   • Babamla annem ben 4 yaşındayken ayrılmışlar, 26 yıldır yaşamadığım sıkıntı ve 
   üzüntü kalmadı, ağır psikolojik travmalar geçirdim. Nişanlım Zeynep’in verdiği 
   Genç Beyin’i içercesine okudum; sanki sihirli bir el sinir sistemimdeki taşları 
   (nöronları) tekrar yerine yerleştirmiş gibi rahatlayıp kendime geldim. Allah 
   razı olsun. Esin Gök
  
   • “Üstüne vazife olmayan işe karışma!” sloganını hayat felsefesi yapmış asker 
   kökenli babanın sımsıkı gözetiminde, dolayısıyla kışla gibi bir evde büyüdüm. 
   Gerçekten de üstüme vazife olmayan hiçbir işe karışmadım ama bu arada üstüme 
   vazife olan işlere de elimi sürmedim. Babam işin bu yanını görememiş; %100 
   korkak, asalak, başkasından bekleyen, kabuğuna çekilmiş, hayata ve olaylara 
   kapalı, agresif, depresif çocuklar yetiştirmişti. Maalesef 3 kardeş de böyle 
   büyüdük. 1.5 yıllık Genç Beyin tanışıklığından sonra açıldım, kısmen normale 
   döndüm. Ö. G.
• Bu dergide çok ciddî bir samimiyet var; işin hakkını verme azmi, cehdi ve 
   kararlılığı ileri boyutta. Genç Beyin’den sonra aynı şeyi ben de kendi işimde 
   (perakende ve toptan et satışı) uygulamaya başladım, 4.5 yılda kendimde ve 
   firmamda inanılmaz değişimler yaşadım. Süleyman Aydın/Gaziantep
  
   • 8 yıllık eşimi dünyanın en düzelmez, yola gelmez, değişmez hanımı 
   zannediyordum; Genç Beyin’de mutlu evlilikle ilgili okuduğum yazılar vesilesiyle 
   (sunulan taktikleri uygulayarak) eşimin aslında dünyanın en iyi niyetli, 
   değerli, sevgi dolu biri olduğuna inanmaya başladım. Bütün problem şu: Bakış 
   açınızı değiştirin! Yani bencilce bakmayın, empati yapın, o olmazsa başka 
   alternatiflerin bambaşka problemleri olabileceğini düşünün ve dolayısıyla size 
   nimet olarak ihsan edilen bu nâdîde hayat arkadaşınızın kıymetini bilip şükrünü 
   eda edin. E. Z.
  
   • Genç Beyin’le tanışalı henüz 4 ay oldu, davranış ve uygulamalarım maalesef 
   değişmedi ama niyetlerimin değiştiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Zaten 
   önce niyeti değiştirip ıslâh etmek gerekirmiş, sonra uygulamalar değişirmiş. Şu 
   anda gıda mühendisliği 3. sınıftayım. Önceleri insanın en temel ihtiyacı olan 
   gıda sektöründe büyüyüp zengin olmak niyetine sahiptim, şu andaysa Türkiye’de ve 
   dünyada açlıkla savaşan insanlara faydalı projeler geliştirmek niyetine sahibim. 
   İnşallah başarılı olurum. Emre Özden/İzmir
  
   • Yayıncılık harikası Genç Beyin’i “içi yazılarla dolu bir dergi” olarak 
   görüyordum en başlarda. Zamanla nasıl bir hazine, başarı ve mutluluk sermayesi 
   olduğunu keşfedince bendeki değişimler de ortaya çıkmaya başladı. Bu arada 
   şirketin genel müdür yardımcılığına terfi ettim, maaşım %60 arttı. Olaylara, 
   tekstil sektörüne, işime, kendime, geleceğe bakışım değişti. D. N.
  
   • Bir kuyrukta, toplulukta yaşanan haksızlığa tahammül ve sabır gösteremeyip 
   hemen parlıyor; ortamı iyice geriyordum maalesef. Bu kötü huyum beni 5-6 defa 
   karakolluk bile etti; başıma çok işler açıldı, hatta ağır bir kavga yüzünden 
   ölümden bile döndüm. Genç Beyin’i 52. sayısında tanıyıp okumaya başladıktan 
   sonra sanki otomatikman frenlendim, artık öyle durumlarda bir el beni tutup 
   tartışmadan uzaklaştırıyor âdetâ! Hasan Yeğin/Afyon
  
   • Dinî sorumlulukları sadece aşırı dindarların ekstra yaptıkları işler tarzında 
   algılıyordum 29 yaşıma kadar... Genç Beyin’de maneviyatı geliştirmeye yönelik 
   bilgilerle donandıktan sonra bunların her Müslüman için yapılması elzem 
   farizalar, vecibeler olduğunu farkettim. Yaklaşık 6 yıldır bu çizgide yaşıyorum, 
   herşeyim değişti. Yani Genç Beyin’le sadece şu fanî dünyam değil, iki dünyam da 
   değişti. Sizlere her fırsatta duacıyım. Çetin Korkmaz/Buca-İzmir
  
   • İnsanlara eğitimsiz, görgüsüz, kişiliksiz, kalitesiz vs. gözüyle bakıyordum; 
   çünkü hep bu düşüncemi besleyen tiplerle karşılaşıyordum hayatta. Genç Beyin 
   okudukça içebakış yeteneğim gelişti; başkaları yerine aslında kendimin o vahim 
   özelliklere sahip olduğumu anladım ve çeşitli kişisel gelişim eğitimleri almaya 
   karar verdim, 4.5 yılda 8 sertifikalı eğitime 6.300 YTL harcadım! Keşke bunu 
   33’ümde değil de, 23’ümde yapabilseydim! Yine de zararın neresinden dönülse 
   kârdır. Abdullah Tuncer/Sıraselviler-Ankara
  
   • Emekli öğretmendim, evde tembel tembel oturup hanımla ikidebir kavga 
   ediyordum. Genç Beyin’deki bir iş fikrinden ilhamla çorap imalatı işine atıldım, 
   2 yılda 4 personelden 76’ya çıktık. Allah nazardan saklasın, tahdîs-i nimet 
   olarak söylüyorum: Modanın devlerinin bulunduğu Fransa ve İtalya’ya bile üretim 
   yapar hale geldik. E. D.
  
   • Ben özel bir üniversitede doçentim, eşimse kuaför... Bilimsel olmadığını 
   biliyorum ama yine de söyleyeceğim: Birçok maddî ve manevî problemi beraber 
   yaşayan, yıllardır gitmedik doktor ve danışmadık uzman bırakmayan benim ve 
   eşimin birçok yarasına neşter vuran cerrah Genç Beyin’dir. Üstelik ben de, eşim 
   de değişmemekte hayli inatçı yapıya sahibiz ama değiştik. Kanaatimce doktorlar 
   ve uzmanlar da Genç Beyin kadar içten, dopdolu, sıcak, öz, etkileyici, motive 
   edici, harekete geçirici olsalar “şifa” daha çabuk gelir ve operasyon etkili 
   olur. İ. Ö.
  
   • Bendeki değişim; şu an itibariyle 24 yıl, 8 ay, 3 gün, 14 saat, 27 dakikalık 
   hayat arkadaşım olan eşimin aslında çok iyi biri olduğunu farketmemdir. Seni çok 
   seviyorum Feyza! Osman Eren
  
   • 13 çalışanlı bir dış ticaret firması sahibiyim. Genç Beyin’de okuduğumuz 
   yazılar elemanlarımızın gaz pedalına olabildiğince kuvvetli basmamıza vesile 
   oldu. Sonuçta 2006’ya göre %67, 2007’ye göre %381 büyüdük. Değişim bu olsa 
   gerek. Sebahattin Çiçek
  
   • Kendimi bildim bileli yanında (aile şirketimizde) çalıştığım babam, 
   bağımsızlığımı ilân edip bütünüyle bana ait bir iş kurmama hep soğuk bakar ve 
   “Deliliği sen yapacaksın, ceremesini ben çekeceğim! Burası neyine yetmiyor?” 
   derdi. Genç Beyin’le 3.5 yıl önce tanıştıktan sonra babamı zorla da olsa ikna 
   edip kendi kumaş baskı şirketimi kurdum, çok şükür şimdi siparişlere 
   yetişemeyince artan müşterileri babama yolluyorum. Hanefi Karataş/Tokat 
  
   • 76. sayıdaki şu söz beni değiştirdi, 2 aydır çok mutluyum. Kafam öyle sakin, 
   psikolojim öyle yerinde ki, anlatamam: “Asla aptallarla tartışmayın; sizi önce 
   kendi seviyelerine çeker, sonra da tecrübeleriyle yenerler.” Filozen Dilbert
  
   • Çok aksi, ters, kaba saba biri olduğum söylenir; yalan da değildir, hakikaten 
   böyle biriyim. Genç Beyin okumaya başladıktan sonra kısmen daha “kibar bir kaba” 
   oldum. Artık tam bağırıp çağıracak, ortalığı birbirine katacakken karşıma çıkan 
   kurbana “Haksız mıyım beyefendi?” diyebiliyorum. Kurban da bu kibarlığıma 
   mukabil haksız da olsam bana karşı yumuşuyor, dolayısıyla muhtemel meydan savaşı 
   yaşanmıyor. Şaka değil, bendeki değişimin gerçek boyutu bu. İ. Z./İstanbul
  
   • Genç Beyin’le tanıştıktan sonra bir plân yaptım, en kötü ve âcilen değişmesi 
   gereken 20 özelliğimi liste halinde çıktı aldım. Kesin bir karar vererek her ay 
   bir kötü özelliğimi terkediyor, yerine bir iyi özellik ediniyorum. Şimdiye 
   kadarki başarı oranım %80 civarında. Meselâ “bencillik” bende tavan yapmış 
   durumdaydı; eşimin tesbitiyle bu kötü özelliğimden %80-85 oranında vazgeçmişim 
   ki, kendi açımdan süper bir sonuç bu. Rumuz: Muhsin
  
   • Genç Beyin’deki bir tavsiye üzerine henüz 20 günlük evliyken eşimle umreye, 
   ertesi yıl da hacca gittik. Aşırı dindar bir aile olmamamıza rağmen Genç 
   Beyin’deki samimî tavsiye bizi etkileyip harekete geçirdi, ailemizin fazla hoş 
   karşılamamasına rağmen yaptığımız bu ibadetler hayatımızı %100 değiştirdi, 
   dualarımızın istisnasız hepsinin en güzel şekilde kabul edildiğini 
   söyleyebiliriz. Hayatımızdaki çok olumlu gelişim ve değişimleri hayretle 
   gözlemleyen aile büyüklerimiz şimdilerde “Size ne oldu yahu?” diye soruyorlar; 
   biz de işin sırrını, yani dualarımızın kabulüne vesile olan şeyleri bir bir 
   anlatıyoruz. En katımız teyzemdi, bizden etkilenip bu sene Ramazan umresine 
   gitti. İsterseniz siz de gidin, ibadetlerinizi yapın, dualarınızı edin, 
   sonuçları görün ve bize hak verin. Dr. Çağatay-Dr. Arzu Özden/Bafra-Samsun
  
   • 76. sayıda “Sadece 3 kritik adımda NİTELİKLİ anne ve baba” bana nasıl zayıf ve 
   hatta perişan bir baba olduğumu gösterdi. 5 çocuğum var (3 erkek, 2 kız), fakat 
   işin ciddiyetinin farkına o yazı vesilesiyle vardım. Yani biri başıma yumruk 
   indirip beni uyandırmış gibi oldum. Sözkonusu yazıyı bütün ana-babaların 
   dikkatle okumalarını tavsiye ederim. Rumuz: Andelib 
  
   • Genç Beyin’in bana katkısı, istikrarı yakalamamı sağlamasıdır. 4 yıl önce 
   tanıdım bu dergiyi. Daha evvel yılda birkaç iş değiştirirken Genç Beyin’den 
   aldığım birikim sayesinde son işimde sebat ettim. Diğerlerine göre daha az ücret 
   alıyordum (450 YTL) ama işime canla başla sarıldım. 1.5 yıl geçtiği halde hâlâ 
   işimdeydim, ayrılmamıştım. Patron beni Üsküdar Şube Müdürü yaptı, maaşım 900 
   YTL’ye çıktı. Ve bugün itibariyle tam 4 yıldır aynı işteyim; maaşım çok iyi, 
   evlendim, her ay 600 YTL taksidini ödediğim kendi evimde oturuyorum. Bence 
   gelişim için temel slogan 3 kelimedir: İstikrar, istikrar, istikrar. Engin 
   Bilgiç
  
   • Bendeki değişim, benim de bazı kötü huylarımdan kurtulup değişebileceğime 
   inanmam oldu. Yakın zamana kadar “7’sinde neysen, 70’indeyse osun!” diyor ve 
   değişime inanmıyordum. Halbuki bir kitapta rastladım, üstteki sözden maksat 
   şuymuş: “7’sinde hangi kabiliyetlere sahipsen 70’inde de onlara sahipsin!” Yani 
   anlamı şöyle: “Benden geçti artık!” deme, içindeki cevhere inan ve güven; hangi 
   yaşta olursan ol çalış, başarırsın! D. F.
  
   • Engelli biriyim, Genç Beyin’le kazandığım müthiş özgüven ve motivasyon 
   sayesinde belediye santralinde memur oldum. Başkan diyormuş ki: “Bizden bütün 
   elemanlarımızı alabilirsiniz ama telefonlarımızı cevaplayan Dilek Hanım’ı 
   vermeyiz!” Dilek Şeyma Maden
  
   • Kötü bir alışkanlığım vardı, yıllardır birçok kere onu terketmeye karar verdim 
   ama kısa süre sonra tekrar başladım. Genç Beyin’in 55. sayısında yer alan bir 
   söz beni değiştirdi, şu anda elimde 75. sayı var. Demek ki 20 aydır o kötü 
   alışkanlığı tekrarlamamışım. E. R. 
  
   • 14 yıl aradan sonra çoluk çocukla memlekette geçirdik bu yaz tatilini... Genç 
   Beyin’de hısım akraba ziyaretiyle (sıla-i rahim) ilgili bir tesbit beni 
   tutuşturdu ve bu kararı verdim. Ne kadar isabetli olmuş, anlatamam! Hem 
   köyümüzün yaylalarında hakikaten dinlendik, hem birçok akrabamızı görüp 
   sevindirerek hayli duâ aldık. Davut Çelik
  
   • Asker kökenli amcam 3. evliliğini de “şiddetli geçimsizlik” gerekçesiyle 
   boşanarak bitirdi. Şimdi biriyle 4’üncüyü denemek üzere. Olan farklı annelerden 
   toplam 4 çocuğa oldu. Neyse... Amcamı Genç Beyin’le tanıştırdım, 5-6 aydır 
   dergiyi bayiden alıyor. Geçenlerde bana bir itirafta bulundu: “Bu dergi 16 yıl 
   önce elime geçseydi, ilk eşimden ayrılmazdım!” Rumuz: Son pişmanlık
  
   • Üniversite yıllarından beri midemde şiddetli yanmalar oluyordu. Genç Beyin’in 
   ilk sayılarından birinde asitli içeceklerle (özellikle kolayla) ilgili bir yazı 
   okudum, o günden beri asitli hiçbirşeyi ne içiyorum ne de eve sokuyorum. Evet, 
   tahmin ettiniz: Mide problemim bitti! Maddî bir değişim ama netice itibariyle 
   “değişim!” Ali Gökmen
  
   • Patronumuz muhatabı dinlemeden söze dalan “dinleme özürlü” biriydi. Bu huyuna 
   benim gibi şirketteki istisnasız 85 kişi gıcık olurdu. Genç Beyin’in bir 
   sayısında sözkonusu probleme dikkat çeken gayet uyarıcı bir yazı vardı, onu 
   takma mail adresiyle patrona gönderdim. Artık konuşacak gibi oluyor ama birden 
   susuyor. Bu hususta başka etkili yazılar yayınlamanızı merakla bekliyorum. 
   Rumuz: Patron
• Bugüne dek birçok kitap, yazı okudum; maalesef çoğunun etkileyiciliği uzun 
   sürmedi. Genç Beyin’in bendeki yegâne etkisi, kanımı kaynatarak harekete geçirip 
   adım attırmasıdır. Yasin Çelebi
  
   • Kısmet bu ya, çok dırdırcı olduğunu sonradan yaşayarak öğrendiğim bir hanımla 
   evliyim. Öyle ki; onun çene kabiliyeti, kafa ütüleme becerisi taksim edilse 
   bütün Türk halkına yeter. Genç Beyin’in 68. sayısındaki bir yazıyı okuduktan 
   sonra ilginçtir, bizim hanımın dırdırlarını işitmez oldum. Sanki bir el 
   kulaklarımı onun sözlerine tıkadı. Aslında olan şuydu: Şimdiye kadar hanımın 
   dırdırlarına odaklamıştım kendimi, odak noktamı başka şeylere kaydırınca o çuval 
   çuval lâfları duymaz oldum. Rumuz: Sağırzâde Celâl
  
   • Bendeki değişim, kriz durumlarında vaziyete göre ânında taktik 
   geliştirebilmem... Eskiden bir çare, neşter, yardım peşine düşerdim; şimdi deyim 
   yerindeyse birkaç dakikada her çeşit kanayan yarayı ameliyat edebiliyorum. İbn-i 
   Sina’nın “Herkes kendisinin hekimi olmalıdır” sözünün bende milat olduğunu 
   belirteyim. Hamdi Tekiner
  
   • Genç Beyin beni 5 alanda değiştirdi: 1. Başarısızlık halinde yeniden deneme, 
   daha ısrarcı olma özelliği kazandım. 2. “Bu devirdeki kızlarla evlenilmez!” 
   düşüncesine sahip olduğum halde annemin yıllardır benim için gözüne kestirdiği 
   bir kızla evlendim, çok mutluyum. 3. Başkalarını affetmenin en büyük öç alma, 
   rahatlama ve erdem olduğunu öğrendim; sıklıkla uyguluyorum. 4. Girişimciliği 
   denedim, ilk yıl büyük şok yaşadım ama 2. yıl toparladım, şu anda çok iyi 
   durumdayım. 5. Özel eğitimlerin önemini kavradım, 15’ten fazla sertifikalı 
   eğitim aldım. R. M.
  
   • Aylardır bu sayfadaki değişim örneklerini okudukça “Yahu ben niye 
   değişmiyorum?” diye soruyordum kendime. 2 sayı önceki bir yazıda düğümü çözen 
   cümleyi buldum: “Ancak kendinden birşeyler verebilen kişi zenginliği hakeder.” (Erich 
   Fromm) Baktım ki; başarı ve mutluluk yolunda hep başkalarından bekleyen biriyim, 
   gözüm çevremdekilerde. Riske girmek, kendinden birşeyler vermek anlamında taşın 
   altında zerrem bile yok! Bu sonuç beni önce zihnen, sonra da fiilen değiştirdi. 
   Elektrikle şarj olan jeneratör işine el attık bir arkadaşımla. Eylül’de piyasaya 
   gireceğiz. Artık sloganım şu: Değişim, değişim, değişim! Feridun Çetiner
  
   • Babam öğretmen emeklisi. İletişim tekniklerini iyi bilip uygulaması lâzım ama 
   benim ve iki ağabeyimin her işine karışıyordu. Genç Beyin okumaya başladıktan 
   sonra değişti; artık bir kere uyarıyor, sonra sesini kesiyor. Son aylarda hiç 
   uyarmıyor, “Ne haliniz varsa görün!” diyor. Acaba bu yaklaşım olumlu mesaj mı 
   taşıyor, olumsuz mu? Anneme sordum, “Baban hiç olumlu cümle kurmaz ki!” dedi. 
   Sağol baba! Teşekkürler Genç Beyin! R. Y.
  
   • Şimdiye kadar kararlarımı sadece aklıma danışarak verdim, maalesef neredeyse 
   hepsi de hatalı çıktı. Genç Beyin’le yaşadığım değişimden sonra kararlarımı akıl 
   ve kalp süzgecinden geçirmeye başladım. Yani işe kalbimi de kattım. %50-%50 
   kaldığım durumlarda kalbimin sesini dinledim. İnanın şimdilerde (Allah nazardan 
   saklasın!) öyle isabetli kararlar veriyorum ki. Vicdanen öyle müsterihim ki. 
   Şemsi Uygun
  
   • Bendeki değişimin adı “iyilik yapmaya odaklanmak.” Ne zaman birilerine 
   iyiliğim dokunuyor, mükâfat misliyle geliyor. Tavsiye ederim. İ. F.
  
   • Genç Beyin hayatımıza, evimize girdi; bize çok somut 3 değişim yaşattı: 1. 
   Şiddetli geçimsizlik yaşadığım eşimle “boşanma, ayrılma” lâfları yerine “sevme, 
   sevilme” muhabbetlerine başladık (Gidişat iyi maşallah, flört yıllarımızdaki 
   gibiyiz!). 2. Hiperaktif oğlumuzu özel bir eğitim kurumuna verdik, gelişmeler 
   sevindirici. 3. “Ayrılsam mı, kalsam mı?” diye 6 yıldır düşündüğüm işimden 
   ayrılmaya karar verdim; asıl mesleğim olan dış ticaret danışmanlık bürosu 
   kurdum, 5 yılda aldığım maaşı şimdi bir ayda nasip ediyor Allah... Selahaddin 
   Eryaman/Antalya 
  
   • Babamdaki değişim çok komik, anlatayım da gülün: Eskiden iyi kötü herşeye 
   olumsuz, sert, kaba saba tepki veren uyumsuz biriydi. Genç Beyin’i biricik kızı 
   (ben, Reyhan) sayesinde tanıyıp okuma delisi olduktan sonra iyi kötü herşeye 
   tebessüm etmeye başladı bu sefer. Biraz sırıtma, azıcık da alay karışımı 
   gülümseme tabiî. Annemi bir telâştır aldı; “Ben eski, kızgın, asabî, sinirli 
   kocamı istiyorum!” diye söylenmeye başlamaz mı? Çünkü babamın akıl sağlığını 
   yitirdiğini filân düşünüyordu. Geçenlerde baktım, telefonda bir doktor 
   yakınımıza babamın bu problemini (!) anlatıyor. Gizlice dinledim. Diyordu ki 
   zavallı: “Bizimki gayet normal; yani kızgın, kaba saba, sinirli bir adamdı. 
   Şimdilerdeyse herşeye gülümsüyor. Ne yapalım?” Kanaatimce Genç Beyin’den sonraki 
   bu “anormallik” aslında “normallik.” Babam hasta filân değil, sadece geçiş 
   dönemi yaşıyor. Rumuz: Reyhan
  
   • 14 eleman çalıştırdığım atölyem var. Daha önce işçilerle fırçalama, işten 
   ayırmayla tehdit, bağırıp çağırma tarzında iletişim kuruyordum! Genç Beyin’den 
   sonra onları “dinlemeye” ve onlarla “konuşmaya” başladım. N. A.
  
   • Genç Beyin’de horlamayla ilgili yazı eşimin de, benim de irademize hükmedip 
   kilo vermemize sebep oldu. İkimiz de ileri derecede horluyor, birbirimizi hayli 
   rahatsız ediyorduk. Ben 118’den 93’e düştüm, eşim 96’dan 78’e geriledi. Bunu 
   sıkı ve tavizsiz rejimle 4 ayda başardık. Yani Genç Beyin bizi önce fizyolojik 
   olarak değiştirdi, diğer türlü değişimleri zaten her yaşayıp sürdürmeye 
   çalışıyoruz. N. F.
   n Karadenizli’yiz, çok sert mizaçlı ve aşırı öfkeli bir babamız var. Ben 7 
   kardeşin en küçüğüyüm. Babam beni özellikle sever. Her ay babama 
   Peygamberimiz’le (sav) ilgili sayfaları ve “Büyüklerden unutulmaz sözler ve 
   hatıralar” sayfalarını okuyorum. Artık dergiyi alır almaz babam hemen beni 
   çağırıp o yazıları kendisine okumamı istiyor, bazılarını birkaç kere okutuyor. 
   1.5 yıldır böyle gidiyor ve babamda inanılmaz değişimler var. Eskiden hatalı bir 
   söz ve davranış sergilediğinde özür dilemek şöyle dursun, bir de kendini müdafaa 
   ederdi. Şimdi hatasını kabul edip özür diliyor, hatta sıkıntısından gözleri 
   dolduğu da oluyor. Geçen akşam “Okudukların bana çok yaradı!” diye itiraf bile 
   etti. Rumuz: 17
  
   • Yeminli malî müşavirim, 5 çalışanım var. Genç Beyin bana neredeyse işimi 
   bıraktıracaktı. Çünkü birgün nefis muhasebesi yapınca işlerimizin çoğuna helâl 
   olmayan, dürüstlüğe sığmayan şeyler karıştığını farkettim. Sonra düşündüm ki, 
   cepheyi bırakıp gitmek marifet değil; hemen toparlandım ve kanayan yaralarımız 
   sayılan gidişata son verdim. 20 yıllık 5-6 müşterimiz değişimler kendilerine 
   dokununca bizi terketti, varsın etsinler. Şimdi içim daha rahat ve huzurluyum. 
   Belki bir miktar az kazanıyorum ama inanılmaz derecede mutluyum. Ayrıca 14 
   yıldır yüz milyar liraları harcayıp tedaviler gördüğümüz halde çocuğumuz 
   olmuyordu, helâl yönündeki değişimden bir yıl kadar sonra sağlıklı bir oğlumuz 
   dünyaya geldi. Yani Allah hemen mükâfatı gönderdi. (...) Rumuz: İbrahim Halil
  
   • İletişim fakültesinde öğretim üyesi (doçent) olan, fakat 14 haneli apartmanda 
   herkesle kavgalı ve geçimsiz akademisyen komşumuza Genç Beyin hediye ettim. 
   İnanın zerre kadar mübalağa yapmadan sıralıyorum onda sadece bir haftada yaşanan 
   değişimleri: * Merdivenden inerken bizlerden biriyle karşılaşınca selâm vermeye 
   başladı. * 1.5 yıldan beri biriken, mahkemeye vermeye hazırlandığımız apartman 
   giderlerinin hepsini ödedi; üstelik yöneticiyle hepimiz adına helâlleşmiş! * Eşi 
   Aşure Günü’nde 8 yılda ilk defa olarak komşulara aşure yapıp dağıttı, böylelikle 
   Neslihan Hanımefendi’yle (ablamızla) müşerref olduk! Rumuz: İletişim
  
   • Bu sayfa Genç Beyin’in en fazla ilgimi çeken sayfasıdır, dergiyi okumaya 
   buradan başlıyorum. Çok hızlı ve tepetaklak bir değişim süreci yaşadım 
   sayenizde... Ben biraz değil, hayli sert mizaçlı ve asabî biriyim. Ne yalan 
   söyleyeyim? Böyleyim! Aslında genetik benimki; çünkü babam da çok asabiymiş, 
   annemi vermemekte direten kayınpederini tokatlamış; adamcağızın, yani dedemin 
   alt dudağına 6 dikiş atmışlar! Hiç duymadınız değil mi böyle birşey? Fakat sonra 
   ikisi öyle dost olmuşlar ki, hayret edilecek boyutta... Dedem der ki: “6 dikişle 
   başlayıp 36 yıl süren dostluk bizimki!” Velhâsıl ben de çok kavgacı bir tipim, 
   haksızlığa hiç tahammül edemiyorum, kendime asla hâkim olamıyorum; daha doğrusu 
   4 yıl öncesine kadar olamıyordum. Genç Beyin’i (20. sayı) işyerimizin 
   karşısındaki gazete bayiinde gördüm. Kapakta ne yazsa beğenirsiniz? “Asabîlerle 
   nasıl geçinilir?” İşte o sayıdan beri fanatik derecede Genç Beyin’kolik oldum 
   çıktım. Hanım diyor ki: “Genç Beyin antibiyotiği kullanmasaydın, belki ben de 
   artık sana dayanamazdım!” Çünkü hanımı çok üzdüm, biliyorum ama her sayıdaki o 
   evlilik, mutluluk yazıları başıma balyoz gibi indi. Hanım sizi asla unutmayacak, 
   tabiî ben de... Fakirinki “değişim” değil, kelimenin tam anlamıyla “mum gibi 
   olmak.” Ben de bu hâle geldim ya, inanın herkes değişir! Necmi T.
  
   • Lise son sınıfta tanıştığım Genç Beyin üniversite ve yüksek lisans eğitimim 
   süresince benim tek danışmanım oldu, her adımımı Genç Beyin’deki tavsiyeler 
   çerçevesinde attım ve hiç ama hiç yanılmadım. Birçok bakımdan değiştim tabiî bu 
   arada. En önemlisi: Kendi kararlarımı vermem hususunda inanılmaz bir hız 
   kazandım. Bu özellik beni benden daha zeki, yetenikli, çalışkan vs. kişilerin 
   önüne geçirdi. Halbuki aile büyüklerimden basit bir kararın çıkması bile bazen 
   yıllar sürer. Genç Beyin “hızlı” ve “isabetli” karar verebilme yeteneğimi 
   geliştirdi. Kanaatimce üstün yetenekli ve eğitimli birçok insan sırf zor ve 
   yavaş karar vermenin (veya verememenin) bedelini ödüyor. Engin Öztürk/Eskişehir
  
   • Genç Beyin’i tanıdığımda 8 aylık evliydim, evliliğe ve eşime “bir yığın hayal 
   kırıklığı” şeklinde bakıyordum. Genç Beyin’deki evlilik ve mutluluk konulu 
   yazılarla, İzmir’den özel olarak gidip katıldığım “Eşinizi DAHA İYİ nasıl 
   tanıyabilirsiniz?” başlıklı seminer bütün bakış açılarımı değiştirdi. Evliliğe 
   ve özellikle eşime değer vermeye başladım, sahip olduğum nimetlerin farkına 
   vardım ve edindiğim farkındalıkları hayata geçirerek tarif edilmez mutluluklar 
   yakaladım. Ö. R./İzmir
  
   • Bu harika dergi beni 2 bakımdan değiştirdi: 1. İnsan isterse ve çabalarsa her 
   kötü özelliğini iyisiyle değiştirebilir. 2. Eğitimi ve öğrenmeyi sürekli hale 
   getirmez, bilinçli olarak “hayat boyu” sürdürmezseniz şimdi ne kadar iyi noktada 
   olsanız da çabucak eski kötü durumlara dönebilirsiniz. Ali Mert/İstanbul
  
   • “Yenilik” yapmayı ileri derecede ve herşeyden fazla önemser hale gelmemi 
   sağlayan Genç Beyin’dir. Ancak ve sadece böylelikle “farklı” olabildiğimi, 
   yüzlerce rakibin benzeri veya kötü bir kopyası olmaktan kurtulup ilgi ve 
   dikkatleri üzerime çekebildiğimi farkettim bu dergiyle. Bence bütün problem, 
   cazibe merkezi oluşturamamaktır. Çekim gücünüzü ne yapıp edip artırmalı, 
   mıknatısınızın gücünü yükseltmelisiniz. “Neden başkalarına gidiyorlar da size 
   gelmiyorlar?” Bu soru en hayatî sorudur; siz de kendinize sorun, farklı olun. 
   Ertem Yükselen/İzmir
  
   • Asla affetmeyen tipte bir yöneticiydim, 6 yılda bu özelliğimle hayli fazla 
   düşman edindiğimi gördüm. Genç Beyin’de okuduğum Hz. Mevlânâ’dan bir söz beni 
   temelden değiştirdi: “Başkalarının kusurlarını görmekte gece gibi ol. Kendi 
   kusurlarını görmekte gündüz gibi ol.” Bunun tam tersini yapmakta olduğumu 
   hayretle gördüm ve gidişatı tersine çevirme kararı aldım. Sonuçlar 4 yıldır 
   gayet iyi. N. E.
  
   • 18 yıllık evlilikten, 6 çocuktan sonra beni aileme yönlendiren ve aile 
   mutluluğunu en önemli hedef olarak görmeye sevkeden bu dergidir arkadaşlar! 
   Huzur ve mutluluk birinci hedeftir, herşey onun için vardır. “Başarıyı 
   mutlulukla beraber” yakalayamadıysanız pek bir yere varmış sayılmazsınız. Evi, 
   aileyi, evliliği, çoluk çocuğu ıvır zıvır şeyler zanneden; hatta ayak bağı gören 
   zihniyet er geç iflâsını ilân edecektir. Doç. Dr. Murat E. Soylu/Eskişehir 
  
   • Kârla zarar kardeştir. Zarar etmemeye, riskten mümkün mertebe kaçmaya 
   odaklananlar kârdan mahrum kalırlar. Genç Beyin’le riski sevdim, cesaretim 
   arttı; daha ötesi, “yüksek kâr için yüksek risk” diye bir felsefe oluşturdum 
   kendime. Çünkü “Büyük karlar büyük risklerin arkasında gizlidir.” Küçük risk, 
   küçük kâr demektir. Genç Beyin dergisiyle beraber Abdülkadir Akgündüz Bey’in 
   “Kendi işini kurma sanatı” isimli semineri 5 yıl kadar önce çizgimi “riski 
   sevme” istikametinde değiştirdi. Mehmet Ersin/İstanbul
  
   • Değişimim çok sancılı geçiyor, zira haddinden fazla zor ve geçimsiz biriyim. 
   Genç Beyin sayesinde önce bu özelliklerimin farkına vardım. İlk büyük değişimim 
   bu. Sonra şimdiye kadar defalarca kırdığım, incittiğim, zedelediğim, illallah 
   dedirttiğim kimselerin kalplerini kazanmaya başladım. Özellikle bu süreç çok 
   sancılı geçti. Çünkü kimse inanamadı bendeki değişime, şeyin altında şey aramaya 
   başladılar ve “Vardır bunda da bir hinoğlu hinlik!” nazarıyla baktılar. Fakat 
   sonra samimiyetimi farkettiler elhamdülillah... Sıradaki adımım, her ay bir kötü 
   özelliğimi terkedip bir iyi özellik kazanma plânımı gerçekleştirmek olacak. 
   Teşekkürler Genç Beyin! E. D.
  
   • Aşırı ümitsiz biriydim, Genç Beyin’den sonra umut deryasında yüzer oldum. 
   Çevremdekiler aşırı iyimserliğim yüzünden beni uyarır oldular. Çünkü onlar tam 
   bir “felâket tellâlı” olduklarından “umutlu” birini gördüler mi kafayı yiyorlar! 
   Umut tek başına yeter mi? Yetmez ama harekete geçmenin %50’sidir bence. Türkiye 
   ve bizim gibi ülkelerde halka en lâzım şey umuttur. Umudunu kaybeden, herşeyini 
   kaybetmiş sayılır. Mehmed Âkif ne diyor: “Âtîyi (geleceği) karanlık görerek azmi 
   bırakmak / Alçak bir ölüm varsa emînim budur ancak.” Ekrem Zilan
  
   • Peşinen belirteyim: Yüz ve fizik güzelliğiyle seçtim eşimi. Fakat daha 
   evliliğimizin ilk günlerinde baktım ki, bizim hanımefendi bu özelliklerine 
   güvenip birçok şeyi ihmal etmiş, gelişimi yaşamamış, eğitimi almamış... Herşey 
   kaldı mı bana? Bir süre işleri ben götürdüm ama iç ve dış işleri uzun süre 
   beraber yürütemedim. Kendini misafir odasında, sehpanın üzerinde yer alan 
   kristal vazonun içindeki süs bitkisi olarak gören eşimin çok ciddî değişimlere 
   bir an önce başlaması farz-ı ayn olmuştu ki; Genç Beyin imdadıma hızır gibi 
   yetişti. Diğer yazılarla beraber özellikle evlilik yazılarını hanıma tekrar 
   tekrar okuttum. Şimdi 11. ayımızdayız ve artık birçok iç işi hanıma devrettim. 
   Gidişat muazzam, değişim harika! Öyle müsterihim ki, anlatamam! Rumuz: 24
  
   • Genç Beyin Seminerleri’nden birinde geçen “Dehâ çilenin arkadaşıdır” sözü beni 
   değiştirdi. Çok sıkıntılı bir işim var, fakat firma büyük marka. “Bir çalışan” 
   olmak fikrinden kurtulup daha geniş açıyla bakmaya başladım işime. Kararlıyım: 
   Yakın gelecekte bu markanın en büyük rakibi olacağım, hatta onu geçeceğim. Çünkü 
   herşeyi inceden inceye öğreniyorum. K. Ç.
  
   • Her ay bu sayfada Genç Beyin’le değişenlerin kısa değişim ve gelişim 
   mesajlarını yayınlıyorsunuz ama ben 4 yıldan beri derginizi okuduğum halde hiç 
   değişmediğimi düşünüyorum. Acaba şimdiye kadar değişime direnerek kendimi 
   inadına kasmış mıyım ve bundan dolayı mı ciddî gelişim gözlemleyemedim kendimde? 
   Aaaa, bakın ben de değişiyorum galiba? Değişime direnme düşüncemi değiştiriyorum 
   şu anda! Evet, evet! İşte tam şu saliselerde büyük bir zihinsel değişime şahit 
   oluyorsunuz! D-e-ğ-i-ş-i-y-o-r-u-m bakın! Ve değiştim! Oh be! Öyle rahatladım 
   ki! Nasıl da kasmışım kendimi yıllardır! Biliyorum, biraz deli dolu biriyim ama 
   değiştim işte! Tüy gibi hafifledim inanın! Helâl olsun size arkadaşlar! Benim 
   gibi bir inatçıyı da değiştirdiniz ya! (Not: İnanıp inanmamanız önemli değil; bu 
   sayfaya yazmak için bilgisayarın başına geçtiğimde, hatta ilk cümleyi yazana 
   kadar asla değişeceğime ihtimal vermiyordum. Deyim yerindeyse az önce “canlı 
   yayın”da bir değişim izlediniz! Vatana, millete hayırlı olsun!) Cevdet 
   Şirvan/Eskişehir
  
   • Çalıştığım işyerinde kafayı cidden taktığım, onsuz olmaz sandığım bir kız 
   vardı. Genç Beyin’deki yazılar ve Abdülkadir Akgündüz’ün “Eş seçiminde püf 
   noktalar” kitabı sayesinde kendime gelip durum değerlenmesi yaptım, bu bayanın 
   bana hayat arkadaşı olamayacağına kanaat getirdim ve onu zihnimden %99.3, 
   kalbimden %99.1 oranında sildim. Bence önemli bir değişim yaşadım, daha doğrusu 
   yaşattınız bana... “İşyerinde fazla yüzgöz olduğunuz kişilerle evlenmeyin!” sözü 
   pusula görevi icra etti, talihsiz bir maceraya sürüklenmekten kurtuldum. Ç. T. 
  
   • Değişimden kasıt eski kötü alışkanlıkları terkedip yeni iyi alışkanlıkları 
   edinerek sürekli uygulayabilme başarısıysa, böyle iddialı bir değişim 
   yaşayamadım henüz... Fakat Genç Beyin’den önce bu denli şümullü bir değişimin 
   ütopik olduğu inancındaydım, şimdiyse gerçekleştirilebileceğine inanıyorum. 
   “Büyük zaferler küçük bir adımla başlar”sa ben değişim yolculuğunda hayli küçük 
   adım attım. İnşallah santim santim de olsa mesafe alacağım. Artık nereye kadar 
   giderse... Dr. Ali Mert
  
   • Her problemde hayatı veya başkalarını suçluyordum, şimdi çuvaldızı kendime 
   batırıyorum. Gerçekten de birçok sıkıntıda doğrudan veya dolaylı olarak suçlu 
   biziz aslında... Rumuz: 32
  
   • Kişisel gelişime peşin fikirle yaşklaşan biriydim, “Allah insanı geliştiriyor 
   işte! Kişisel gelişim de neymiş?” anlayışındaydım. Elbette Allah geliştiriyor 
   ama bizim de birşeyler yapmamız, harekete geçmemiz lâzım... Genç Beyin’le gerçek 
   gelişimi farkettim, okudum, ufak ufak uygulamalara başladım, hayatımda birçok 
   şey değişti. Meselâ: Babamın dükkânında getir götür işlerini yapan bir çırak 
   olmaktan kurtulup kendi işimi kurdum. Önemli şahsiyetleri arayıp bularak onların 
   muhitine gidip gelmeye başladım (vasıflı çevre). Artık aşırı asabî (sinirli) 
   olan babam beni idare etmiyor, ben ona yardımcı olmaya çalışıyorum. N. E.
  
   • Bu müthiş dergi bana cahilliğimi farkettirdi, kulaktan dolma bilgilerle 
   büyüyüp kaliteli nesil yetiştiremezsiniz! İster inanın, ister inanmayın: Hanımla 
   ben Genç Beyin’in bütün sayılarını 2’şer defa okuduk ve birbirimize anlattık. 
   İlkokul mezunu olan eşime şimdi apartmanda “Hoca Hanım!” diyorlar, öyle hoşuna 
   gidiyor ki! Bana henüz birşey demiyorlar, eşim kadar dikkatle ve yoğunlaşarak 
   okuyamadım galiba! Velhasıl Genç Beyin bizi üniversite gibi eğitti. Rıza-Zeynep 
   Altun/K. Maraş 
  
   • Çevremde kafa şişirecek kadar fazla konuştuğum söylenirdi hep. Çok okudukça, 
   öğrendikçe daha fazla konuşkan biri olacağımı düşündüm başlangıçta, fakat öyle 
   olmadı. Genç Beyin beni dut yemiş bülbüle çevirdi. Artık daha az ve dikkatli 
   konuşuyor, “Acaba farklı birşey öğrenebilir miyim?” diye muhatabı titizlikle 
   dinliyorum ve en önemlisi, kimsenin sözünü kesmiyorum. Böyle biri olabileceğime 
   doğrusu inanmazdım. Hülya Özgüner/Van 
  
   • Öğretmenlik yaptığım lisede öğrenci anketi düzenlendi, ders anlatımında ikinci 
   ama sevilip sayılmakta 17. sırada yer aldım. Bu beni aylarca düşündürdü. Birgün 
   Genç Beyin elime geçti, “eğitim” sayfasındaki bir hikâye beni esastan değiştirdi 
   diyebilirim. İyi bir ders anlatıcı olmanız yetmez, öğrencilerin kalbinde taht 
   kurmayı başarırsanız öğrettiğiniz ders zihinle beraber kalbe de kazınır. 
   Neslihan Yüce
  
   • Aşırı yaramaz, enerji deposu, herşeyin altını üstüne getiren oğlumun aslında 
   potansiyel bir deha olabileceğini Genç Beyin’de okuyunca “başımın belâsı” diye 
   baktığım oğluma önemli bir şahsiyet nazarıyla bakmaya başladım. Öyle rahatladım, 
   motive oldum ki! G. Y. 
  
   • Ben henüz kendimi değil ama yanıbaşımızdaki caminin imamını değiştirdim. 
   Baktım ki, hep silik soluk vaazlar veriyor; heyecan yok, ruh yok, etkileyicilik 
   yok... Hocamıza 48. sayıyı gazete bayiinden özel olarak alıp hediye ettim. Sonra 
   kendisi takip etti ve tamamen değişti, cemaat aklında çok şey kalmış olarak 
   çıkıyor artık cumadan... Hocanın maşallahı var, mizah sayfasındaki Temel 
   fıkralarını bile anlatıyor cemaate! Bilhassa eğitimci yanı olanlara bulunmaz 
   kaynak Genç Beyin! İnanıyorum ki birgün ben de değişeceğim, sıra bana da 
   gelecek. E. D.
  
   • Herşeyi fazla inceleyen, bu yüzden de hiçbir iş başaramayan tuhaf huylu 
   biriydim. 2.5 yıldır Genç Beyin okuyorum, inceleme uzmanlığımı dergiye 
   yönelttim. Geçmişteki bir kötü huyumun günün birinde böylesine hayırlı sonuç 
   vereceğine inanmazdım. Çünkü artık daha hoşgörülü ve geniş gönüllüyüm, fakat 
   kardeşim bu dergi de incelemekle bitiyor ki! Metin Sayın
  
   • Bir şirkette personel müdürüyüm, akşama kadar insanlarla uğraşmaktan beynim 
   patlayacak gibi oluyor; eve gelince de bu defa hanım başlıyor ve susmak 
   bilmiyordu. Genç Beyin evimize girmeye başlayalı eşim dut yemiş bülbül kesildi; 
   bir köşeye oturmuş, bazen aynı sayıyı defalarca okuyor. Sevgili eşime de 
   müteşekkirim, Genç Beyin’e de... Hiç değilse evde sükûneti az da olsa 
   yakalayabiliyorum. S. F.
  
   • Genç Beyin evimizde TV alışkanlığını bitirdi diyebiliriz. Günlük 7-8 saat olan 
   süreler 1-2 saate düştü. Artık dizileri bile seyretmiyor kimse, herkes deli gibi 
   Genç Beyin okuyor. Dergimiz ilginçlikte TV’nin önüne geçebildiği için bütün Genç 
   Beyin ekibini kutlarım. 
  
   • Bende 3 değişimden bahsedebilirim: 1- Okumayı yeniden keşfedip sevdim. 2- 
   Eşimi sanki düşman olarak görürdüm, şimdi en yakın hayat arkadaşım olarak 
   görüyorum. 3- Özel meslekî eğitimler almaya başladım (2’si yerli, 6’sı yabancı 
   eğitmenden sertifikalı). Ali İnce
  
   • İnanamayacaksınız belki ama Genç Beyin benim 36 yıllık siyasî görüşümü bile 
   değiştirdi. Meğer ne boş şeylerin peşine düşüp kendimi heba etmişim, asıl önemli 
   işlerimi aksatmışım yıllardır... Demek insan istemeye görsün, mutlaka ve 
   muhakkak değişip değiştirebilir. Mehmet Rifat Özbudun/Ankara 
  
   • Önce derginizle tanıştım, sonra seminerlerinize katıldım, şimdi de ben 
   Mersin’de hem dergi çıkarıyorum hem de seminerler veriyorum. Bu değişim değil de 
   nedir? Teşekkürler... Sabri Erdem
  
   • Sebebini bilmiyorum, okumaya en fazla 2 dakika dayanabilen biriyim; hemen 
   bunalıyorum ve içim daralıyor. Fakat beyimin her ay başında heyecanla alıp eve 
   getirdiği Genç Beyin’i hiç değilse kendi isteğimle karıştırıyorum, bazı yazıları 
   (meselâ mizah sayfasını ve evlilikle ilgili yazıları) okuyorum. Fakat bu dergi 
   kocamı çok etkiledi, âdetâ genetik olarak değiştirdi! Aile huzurumuza çok olumlu 
   katkı sağladı. Sırf bu yüzden her elimi açtığımda size de mutlaka dua ediyorum. 
   Fadime Şenler
  
   • (...) Şirkette bana “Bay Olumsuz” diyorlardı, şimdi “Azgın Bilge” diyorlar. 
   Değişimin türünü ve seviyesini siz değerlendirirsiniz umarım. Ferdi Taşdemir 
  
   • 55 kişilik şirkette haftasonu toplantılarında patron kimseyi konuşturmazken 
   bana 10 dakikalık söz hakkı veriyor, Genç Beyin’den toparladıklarımı 
   aktarıyorum. Ben de değiştim, patron da, herkes de... Ekrem L.
  
   • Genç Beyin hayata bakışımı değiştirdi. Diyarbakır’da öğretmenim, mâlûm 
   sebeplerden dolayı (klâsik Güneydoğu şartları) çok bezgin, kızgın ve yılgın 
   biriydim. Bu dergi gözlerimi açtı, bakış açımı değiştirdi, problemleri fırsatlar 
   olarak görmeye başladım. 3 yıl öncesine göre bugün daha mutlu ve başarılıyım. 
   %100 gerçek bir tesbitim daha var: Eğitime katkı olarak buraya gönderdiğiniz 
   onbinlerce Genç Beyin dergisinin, tek tek ellerine verdiğimiz kişileri de 
   değiştirdiğine kesin kanatim var. Seçimlerde Doğu’nun sürpriz yapmasında 
   insanların kendilerine ve hayata olumlu bakmalarının büyük payı var. Dolayısıyla 
   Genç Beyin’in etkisi tartışılmaz. Toplum olarak felâket gözlüklerini çıkarmalı, 
   ne yapabileceklerimize karar verip somut adımlar atmalıyız. Konuşmak kolay, 
   icraat zor. Mümkün olsa da devletimiz aracılığıyla bütün Doğu insanının eline 
   tek tek Genç Beyin verilse... Bakın işler ne kadar kolaylaşacak! Bu yörede 9 
   yıllık öğretmen olarak şahsî tesbitlerim bunlardır. Engin Yılmaz/Diyarbakır
  
   • Bir işadamı dostumuza “eğitime katkı” fonundan ücretsiz gönderdiğiniz 2000 
   dergiden biri de bana ulaştı, Genç Beyin’le bu şekilde tanıştım. Kendim dershane 
   sahibiyim, 4 şubemiz var. Proje anlamında zihnimde çok yenilik ve değişime sebep 
   oldunuz. Meselâ yaklaşık 8 yıldır hiç somut bir yenilik yapmadığımızı farkettim. 
   Hep aynı sistem, mantık, gidişat... Yenilik satar ve hakikaten çok önemli. 
   Özellikle gençler için. Ferruh Sabri Öztemiz-Antalya
  
   • Son dönem Türk toplumu değişime direniyor, alıştığı düzenin bozulmasını 
   istemiyor. Genç Beyin’in bana katkısı, aile şirketimizdeki geleneksel kurallara 
   fazla bağlılığımızı farkettirmek oldu. Şirketin başındaki isim babam maalesef, 
   ailevî ve uhrevî engeller bulunmasaydı çoktan kendi markamı meydana getirmiştim. 
   Rumuz: Baba A. Ş.
  
   • (...) Eşimle, 26 yıllık hayat arkadaşımla çok zor yıllarımız oldu; birkaç defa 
   boşanmanın eşiğine bile geldik. Genç Beyin sayesinde yaptığım durum 
   değerlendirmelerinden sonra aslında çok sabırlı ve iyi niyetli biriyle evli 
   olduğumu anladım. Bu bir değişimse, ki öyledir, önemli ölçüde değiştim. O. Ç.
  
   • Halihazırdaki işimden ayrılıp daha iyi bir işe girmek istiyordum. Genç 
   Beyin’deki bir yazıyla bu hırstan vazgeçtim, şu andaki işimde çok iyi noktalara 
   gelebilmek için kolları sıvadım. Artık yaptığım işten zevk alıyorum, Mimar Sinan 
   gibi işimi önemsiyor ve nimet biliyorum. Bendeki gelişmeye patron da şaşırdı, 
   neler olduğunu merak etti, ben de kendisine Genç Beyin hediye ettim. Şimdi o da 
   çok farklı bir patron: Paylaşımcı, merhametli, saygılı, anlayışlı, cesur, 
   kararlı. Nevzat Girgin
  
   • (...) Büyük oranda sizinle aynı düşünce yapısında değilim. Fakat Genç Beyin’de 
   çok farklı ve başka dergilerde rastlayamadığım bir içtenlik hissediyorum. Sanki 
   birisi bana samimiyetle yardımcı olmak için elini uzatmış... İşte ben de o eli 
   geri çevirmedim, 2.5 yıldır okurunuzum. Beni henüz aksiyon olarak değiştirmedi 
   ama zihinsel bakımdan daha elastikî bir hal aldığımı söyleyebilirim. Bu da bir 
   değişimse, doğru, değiştim. Çünkü bir güç beni her ayın ilk gününde gazete 
   bayilerine çekip Genç Beyin aldırtıyor. Kimse zorla yapmaz bunu... Katkılarınıza 
   teşekkür ederim. Alparslan Dizdar/Samsun
  
   • Dergimiz sadece beni değil, bütün aile fertlerimizi derinden etkileyip 
   değiştirdi. 4 aylık kızımız Rahmet henüz bu cevherin farkında değil. İnşallah 
   ona da miras kalmak üzere takım halinde Genç Beyin’i alıp kütüphanemize 
   yerleştirdik. Bendeki temel değişim, okumaktan âdetâ nefret eden biriyken şimdi 
   okuma delisi olmam... Eşimin aşırı sinirli hali yatıştı, oğlum Ahmet lise 2’de 
   girişimciliğe soyunup bilgisayar malzemeleri dükkânı açtı. Şaka maka 2 eleman 
   çalıştırıyor, ben hiç karışmıyorum, kendisi gayet iyi götürüyor. İhsan Aktaş/İzmir
  
   • Gönderdiğiniz 1000 civarında dergiyi arabamın bağajına yerleştirip bizzat 
   elden tek tek öğretmenlere, müdürlere, dershane hocalarına, işadamlarına, 
   üniversite öğrencilerine dağıttım. Aldığım geri dönüşler mükemmel! İçlerinden 
   biri ilginç: Karşımızdaki lisenin müdürü Aytekin Bey dedi ki: “Bu dergi insanı 
   başarı ve mutluluktan yana mahv u perişan eder! Birşey ancak bu kadar dikkat 
   çekici olur!” Ömer Yıldırım/Bursa
  
   • Değişime inanmayan biriydim, “İnsan 7’sinde neyse, 70’inde de odur” 
   felsefesinden sapmazdım. Genç Beyin’le değişime inandım, şimdilik bendeki 
   değişim sadece bu inançtır. Umarım ileride uygulama anlamında da değişirim. 
   Abdullah Ersöz-Balıkesir
  
   • Beyim yıllardır hemen hiçbir tavsiyemi tutmadı, “Ukalâlık yapma!” deyip 
   reddetti. Mehmet Bey diye samimî arkadaşı ona Genç Beyin hediye etmiş. O gün 
   bugündür (2005 Ramazan’ının 4’ünden beri) hiç değilse beni aşağılamıyor. Hatta 
   bir defa “Aslında senin çok hakkın geçiyor bana!” sözünü bile kullandı. Yani 
   gidişat iyi! E. D.
  
   • Genç Beyin’deki yazılardan ilk zamanlarda çok rahatsız oluyordum, çünkü ne 
   kadar yamuk tarafım varsa hep o konulara emas ediliyordu. Bazen “Bu dergide beni 
   yakından tanıyan biri mi var acaba?” diye aklımdan geçirirdim. Tek gerekçesi 
   “samimî” olan üslûp ve yaklaşımınız sebebiyle (Her satırda bu kendini 
   hissettiriyor!) daha fazla direnmeyip değişim ve gelişime teslim oldum. Şimdi 
   çok iyi ve rahatım. A. H.
  
   • Herkesin “kör” dediği sokakta 600 YTL işyeri kirası ödeyerek (Cadde üzeri 5-10 
   milyar lira!) yüksek ciro yapmamın Allah’tan, annemin ve eşimin dualarından 
   sonraki vesilesi Genç Beyin’dir. Cadde üzerinde dükkânı olanlar benim gibi kafa 
   yorup gayret gösterseler 10-20 kat fazla ciro yaparlar. İnşallah onlar da birgün 
   Genç Beyin’le tanışırlar! Remzi Aktürk-İzmir
  
   • Çalışan bir anneyim. 2 küçük çocuğum var, babaanneleri bakıyor ama inanın 
   aldığım maaş burnumdan geliyor. Zaten maaş iş yolunda gidiyor, hatta ilâve etmek 
   durumunda bile kalıyorum. Açıkçası doğru dürüst aile yaşantımız yok, eşim “Kuru 
   ekmek yiyelim ama çocuklarla sen ilgilen!” diyor. O da haklı, ben de kendimce 
   haklıyım. Çünkü Boğaziçi Bilgisayar Mühendisliği’ni ikincilikle bitirdim, 
   uluslararası tecrübem var. Bu düşünceler içinde bocalarken Genç Beyin bazı 
   hayatî kararları vermemi hızlandırdı. 59. sayıda yer alan “Çalışan bir annenin 
   ibret veren çırpınışı” başlıklı yazıdan çok etkilendim. Dr. N. Ö.-İstanbul
  
   • 12 yıldır, daha doğrusu boşanalı beri psikilojim bozuk; hatta psikiyatri 
   kliniğinde de yattım. Doktorlar, ilaçlar, psikoterapiler fayda sağlamadı değil 
   ama kalıcı bir iyileşme olmadı. Genç Beyin’i gazete bayiinde gördüm, kapaktaki 
   bir başlık dikkatimi çekti: “Kendinizin psikoloğu olmanın yolları.” O sayı bana 
   gerçek bir terapi etkisi yaptı. Hayli toparladım kendimi... En azında bazı saçma 
   ve kötü düşünceler yaşamıyorum, kendimi hayli iyi hissediyorum. Neriman 
   Subaşı-Kocaeli
  
   • Üniversitede az daha beni intihara sevkettirecek görevimden ayrılarak 
   Gaziosmanpaşa’da işyeri açıp ticarete atılmam Genç Beyin sayesinde yaşadığım 
   önemli bir değişimdir. Bilim adamlığını zaten Hak getire! Filim adamlığından 
   işadamlığına geçiş benim için yeniden doğuş gibi oldu. T. E.
  
   • Bu inanılmaz dergide onca güzel, tutuşturan, ilgi çekici sayfa ve yazı varken 
   her ay Genç Beyin’i bayiden alır almaz 64. sayfayı okurum. Şaşıracaksınız ama 
   beni diğer yazılardan çok bu sayfadaki değişim örnekleri değiştirdi. Hep 
   başkalarını düzeltmeye uğraştığımı farkettim, halbuki işe evvelâ kendimden 
   başlamalıydım ve bu en garantili değişimdi. “Değişmez huyları değiştirme sanatı” 
   başlıklı son derece ilginç bir Genç Beyin seminerine özel olarak Yalova’dan 
   gelip katıldım. Hatip ısrarla ve sıklıkla gözlerimin içine bakarak konuşuyordu. 
   O akşam karar verdim ve: * Ukalâlığı, * Tenkidi, * Ertelemeyi, * Olumsuz konuşup 
   düşünmeyi, * Başkasından beklemeyi, * Bencilliği, * Rahatına düşkünlüğü, * 
   Patlamaya hazır bomba gibi en bariz kötü özelliklerimi önce farkettim, sonra da 
   azaltmaya başladım. Dikkat ediyorum, inadına bunlardan kaçınmaya çalışıyorum. 
   Bazen kuralları çiğniyorum ama %50-60 bir değişimden sözedilebilir. Suat 
   Ateş/Yalova 
  
   • Dergide gördüğüm “Şirkette birinci müşteri çalışanlardır, onların kalbini 
   kazanmadan diğer müşterilere ulaşılamaz” meâlindeki söz beni değiştirdi. Geçen 
   yıl şirkete bir nöbetçi koyup 23 kişilik ekiple 3 günlüğüne Akçay’a gittik, 
   beraber denize girdik, güneşlendik, dinlendik. Sahilde kumlara uzandığımız bir 
   saatte A takımımızdan İhsan Bey “Kalem kutularını neden dolu vaziyette 
   satmıyoruz?” şeklinde pat diye birşey attı ortaya... Ve firmamız için milat oldu 
   bu fikir... 2005’ten beri kalem kutularına öğrenciye gerekli herşeyi en 
   kalitelisinden doldurarak satıyoruz. 2.5 yıllık ciro farkı yaklaşık 15 milyon $. 
   Bunun üzerine daha bir aşka geldik, İhsan Bey arabayı kaptı: Volkswagen Passat 
   1.9. Tamamen şirketin hediyesi. Sonraki gelişmeleri de yazacaktım ama nazar 
   değmesinden çekiniyorum. Siz siz olun, şirkette birinci müşterileriniz olan 
   çalışanların kalbini kazanmayı ihmal etmeyin. Osman Yüter-İstanbul 
  
   • 16 yıllık öğretmenim ama son yıllarda mesleğimi tam anlamıyla severek 
   yapamıyordum. Genç Beyin’deki orijinal eğitim öğretim teknikleri mesleğe 
   bakışımı değiştirdi. Kişisel gelişimci gibi öğrencileri lif lif işlemeye 
   başladım; öğrencilerimden biri geçen yıl OKS’de il birincisi oldu ki, bu öğrenci 
   sınıfın en yaramazıydı. Değişince, odaklanınca, uğraşınca oluyor. E. K.
  
   • Çevremden hep şu sözü duyar ve kendimi frenlerdim: “Kısmetinde yoksa olmaz, 
   boşuna uğraşma!” Genç Beyin’deki maneviyat ağırlıklı gelişim yazıları bakış 
   açımı değiştirdi. Elbette Allah herkesin kaderini tayin etmiş ama bizim elimize 
   de cüz’î bir cüz’-i ihtiyarî vermiş. Diğer ifadeyle vesile olmayı, sebep teşkil 
   etmeyi, seçme iradesini bize bırakmış. Aksi halde imtihanın hükmü kalmaz, 
   hepimizi ya cennete ya da cehenneme doldururdu; yahut insan ve dünya diye birşey 
   yaratmazdı. Bu zihniyet değişiminden sonra üstüste 3 defa girip kazanamadığım 
   üniversiteyi kazandım, nisbeten ileri yaşıma rağmen 2. sınıfa geçtim. Ayrıca 
   evlendim, bir dershanede rehber öğretmen yardımcısıyım. Hatta bir söz de buldum, 
   tamamen bana aittir: “Talihe kızanlardan tarihe geçene rastlanmamıştır!” Mehmet 
   Avcı-İzmir 
  
   • “Değişmek” kelimesiyle küs biriydim. Çünkü babam ve ailemin diğer ileri 
   gelenleri çok katı, memur zihniyetiyle yetişmiş kimselerdi; maalesef ben de 
   basmakalıp ve standart bir mantıkla yetiştim. Genç Beyin’le sanki beyin ve kalp 
   ameliyatından geçtim, yani tam bir operasyon geçirdim. Resmî eğitimlerim dışında 
   özel eğitimlere yöneldim, kendimi ve hayatı yeniden keşfettim. Rıdvan Namlı
  
   • Beyim bana başkalarının yanında “bizimki” diyordu, şimdi “Özlem Hanım” diye 
   hitap etmeye başladı. Genç Beyin sadece onu değil, 6 kişilik ailemizin bütün 
   fertlerini değiştirdi. Meselâ ben artık beyimi “helâl kazanç” hususunda çok 
   sıkıştırıyorum; elbette kazancımız helâl hamdolsun ama dergide sıklıkla verilen 
   mesajlar dolayısıyla “şüpheli şeylerden kaçınmak” bakımından alârm vaziyetine 
   geçtik. Bir defa iş seyahati diye şirketin bütçesiyle hem işe hem tatile 
   gitmiştik, artık benzer fırsatlar çıksa da “helâl” hassasiyetinden dolayı 
   kesinlikle ve hemen reddediyorum. Çünkü o iş seyahati kılıfındaki tatilden hemen 
   sonra iki defa düşük yaptım, 25 gün hastanede yattım. Allah hepimizi haram ve 
   şüpheli kazançlardan korusun. E. Ç.
  
   • Önce Genç Beyin Seminerleri’yle tanıştık; Yalova’dan seminer için özel olarak 
   İstanbul’a geldik. “Eşinizi DAHA İYİ nasıl tanıyabilirsiniz?” seminerinde beyler 
   ve hanımlar öylesine etkileyici tahlil edildi ki, beyime “nimet” olarak bakmaya 
   başladım; yani perspektifim değişti. İnsan eşinin birçok hayırlı, iyi, güzel 
   yanını normal zamanlarda görmüyor; ancak kafasını ellerinin arasına alıp 
   değerlendirdiğinde nimetlerin içinde yüzdüğünü anlıyor. Teşekkürler Genç Beyin! 
   V. A.
  
   • Kendime bir kural koydum: Nasıl ki her ay mecburî olarak ekmeğe, peynire, ete, 
   yağa, pirince, bulgura, mercimeğe vs. belli bütçe ayırıyorum; maaşımın %10’unu 
   da seçkin kitapları satın almaya ayırmaya başladım. 4 ayda 100’e yakın faydalı 
   kitap aldım, büyük kısmını okudum, ailece okuyoruz. Midenin gıdası olur da ruhun 
   gıdası olmaz mı? Bize kitap alıp okuma alışkanlığı kazandıran Genç Beyin’i zaten 
   her ay içercesine okuyor, okutuyoruz. Okumazsak canımıza okurlar, okudular. Türk 
   insanının okuma alışkanlığı Genç Beyin’le değişti. Selami Esin
  
   • Felâket haberleri, dedikoduları, komplo teorileriyle hiç ama hiç ilgilenmeme; 
   onları merak bile etmeme; tamamen kendi faaliyetimdeki başarıya odaklanma 
   yönünde büyük değişim yaşadım geçen yıl... Genç Beyin’i sözlüm bana hediye etti, 
   evlilikle beraber bende temelden değişim başlattı. Aynı değişimi herkese tavsiye 
   ederim. Çünkü vakit az, yapılacak işler çok! D. H.
  
   • Lise edebiyat öğretmeniyim. Tek başına bir okul kadar problemli öğrencimiz 
   Yılmaz’a çaresiz kaldığım birgün Genç Beyin hediye ettim. İlgisiz davrandı ama 
   ertesi gün yanıma gelip o meşhur üslûbuyla “Hocam! Manyakça bir dergi bu ya! 
   Nereden buldunuz? İnsanı okuma delisi yapıyor! Hastası oldum!” dedi. Bunun 
   üzerine okuyup iade etmek üzere eski sayılardan da verdim, şimdi artık %85 
   itibariyle Genç Beyin sayılarıyla ilgilenip duruyor. Değişim adına çok önemli 
   bir adım Yılmaz gibi serâpâ problem biri ve bizler için... Mehmet Ünal-Manisa 
  
   • 13-14 yaşlarından beri kızımla hiç yıldızlarımız barışmadı; o hep muhalif ve 
   depresif, bense tavizsiz ve dediği dedik... “Genç kız yetiştirme sanatı” 
   başlıklı sayınız kızımla bizi barıştırıp buluşturdu. Bendeki değişim ona dikatör 
   bir baba gibi değil, arkadaş gibi yaklaşmak oldu. N. A.
  
   • Genç Beyin’deki yazıları okudukça internette, TV’den, boş şeylerden soğudum. 
   Kendime geldim diyebilirim. Günde 16-18 saat internette olan arkadaşlarım var. 
   Bir nesil heba ediliyor maalesef... Gençler neden böyle oluyor? Onları gerçekten 
   meşgul edecek ilginçlikte faydalı şeyler bulunmadığı için... Genç Beyin’in bütün 
   gençleri, genç beyinleri az veya çok değiştireceğine inanıyorum. Ali Sılay
  
   • Bende neler mi değişti Genç Beyin’le? Bazılarını sayayım: 1- Eskiye nazaran 
   daha az sinirleniyorum. 2- Erken yatıp erken kalkıyorum, seher vaktinde %90 
   itibariyle uyumuyorum. 3- İyilik yapma yeteneğim gelişti, durduk yere insanlara 
   bir faydam dokunsun diye çırpınmaya başlıyorum. 4- Başka faydalı kitapları temin 
   edip okumaya başladım. 5- İki yüzlü davranmalarımı azalttım. 6- TV’yi nokta 
   esaslı izliyorum; yani önceden hangi kanalda, neyi izlemem gerektiğini tesbit 
   ediyorum. 6- Sırf renkli gözleri için (Lens değil, orijinal!) ilgilendiğim 
   bayanın hiç ama hiç bana uygun bir hayat arkadaşı olamayacağına kesinlikle 
   inanarak bu sevdadan vazgeçtim (O henüz vazgeçmedi ama ben defteri %1000 
   kapattım!). 7- Annemle babam tartışırken asabîleşmiyorum, “Olur böyle vak’alar!” 
   deyip olay mahallini terkediyorum (İyi geçinmeleri için dua ediyorum, dualarım 
   da çok şükür hep kabul ediliyor, barışıyorlar!). 8- Oflu komşumuz olan hacı 
   amcayla söz dalaşına girmiyorum (Beni hâlâ çocuk sanıyor!). 9- Üniversite 
   sınavına tekrar gireceğim, işi daha bir ciddiye aldım, bol bol test çözüyorum. 
   10- Çok uzun aradan sonra babama ilk defa adam gibi sarıldım, o da beni 
   kucaklayıp alnımdan öptü! (Babam çok katı biridir, kasırfa gibi eserhep ama 
   yumuşatınca pamuk kalpli oluveriyor!). Furkan Demirci-İstanbul
  
   • Yaklaşık 10 aydır okuyucunuzum, Genç Beyin’i her ay sabırsızlıkla bekliyorum. 
   Emeğinize sağlık, gerçekten dopdolu bir dergi. Aslında size bir konuda teşekkür 
   etmeliyim. Önceden çok agresif bir insandım. Gerçi hâlâ tam olarak bu eksikliği 
   giderebilmiş değilim ama Genç Beyin’le cidden kendimi frenlemeyi başardım. Belki 
   de geri dönüşüm diyebilirim. Herşeyde hissedilir bir değişme var. Bakış açım 
   tamamıyla değişti. Çok karamsardım, şimdi en azından biraz da olsa hayatıma ışık 
   düşüyor. Çevremdekilerle paylaşacak daha çok şeyim var. Dostlarımla beraber her 
   ay sizi sabırsızlıkla bekliyoruz. Herşey için teşekkür ederiz. İyi ki varsınız! 
   Emine 18
  
   • Yıllarını eğitime vermiş ihtiyar bir genç beyinim. İhtiyarım ama çok şükür 
   bahtiyarım! Küçük torunum Zeynep bu hazineyle beni tanıştırdı. Size bu mektubu 
   da o yazıyor şimdi. “Değer”i çok yüksek bir neşriyat yapıyorsunuz. Bakıyorum 
   “okuma” fiiline tamamen kapalı yeni gençliğe birşeyler okutmayı başardı Genç 
   Beyin... Zeynep, ağabeyi, annesi, babası, ben, bize gelip giden herkes heyecanla 
   okuyor. Hatta ilk okuyan olma tartışmaları kaçınılmaz hale geldi. Sizleri hem 
   tebrik ediyor, hem de hususî dualarımla kucaklıyorum. Daha birçok insan Genç 
   Beyin’le değişecek inşallah! N. S.
  
   • Tepe yönetici olarak çalıştığım şirkette beni en tepeye ulaştıran başta Allah, 
   sonra annemin duâsı, sonra da Genç Beyin’dir. Bağımlılık meydana getiren çok 
   yönlü bir kaynak Genç Beyin... İnsanı akıl ve kalp olarak mıknatıs gibi çekiyor 
   her sayfasıyla... Böyle edebî cümleler kurmayı da 37. sayfa yazılarından 
   öğrendik. Bendeki en önemli değişim, sigarayı bırakmak ve problem çözme 
   yeteneğimi geliştirmektir. Eskiden problemlere kızıyor, bağırıp çağırıyor, iyice 
   felâket rüzgârları estiriyordum; şimdi en kritik problemi bile bol alternatifli 
   olarak 5 dakikada çözebilirim. (...) Behiç Güven
  
   • Biraz sert bakışlı, kalın kaşlı, uzun yüzlü ve gözlüklü biri olduğum için 
   herkes beni itici bulurdu. Ben de bunu ahlâkî bir meseleymiş gibi algılar, 
   kendimi yalnızlığa mahkûm ederdim. Genç Beyin’deki birçok yazı vesilesiyle 
   kendime ve hayata bakışım değişti, sîretime ve sûretime renk ve neşe geldi. 
   İnanır mısınız, çevremdekilerden yüzüme estetik yaptırdığımı iddia edenler bile 
   çıktı. Evet, Genç Beyin estetiği yaptırdım. Herkese de tavsiye ederim efendim! 
   Serdar İnan
  
   • (...) Beyim seminerlerinizle ve derginizle tanıştıktan sonra muazzam bir 
   değişim yaşadı. Beni ve ailesini daha bir ciddiye alır oldu. İlk defa bana çiçek 
   alması, “Seni seviyorum!” demesi, sürpriz yapıp bizi dışarıda yemeğe götürmesi, 
   tatile çıkmamız, çocukları alıp dolaşması vs. Genç Beyin’den sonra yaşadığımız 
   güzelliklerdir. Eğitimin, okumanın, dinlemenin önemi işte! Rüyamda dahi 
   göremeyeceğim uygulamalara şahit oldum. (...) Rumuz: Sema
  
   • Genç Beyin beni kendimle tanıştırdı, iyilik olarak bu yeter bana! Ö. A.
  
   • Mimarım. Zor beğenen, kılı kırk yaran, aşırı inceleyen, iciğini biciğini 
   çıkaran biriyim; daha doğrusu “biriydim.” Genç Beyin’i bir müşterim sayesinde 
   tanıdım; Ahmet Yurtseven Bey’e bilvesile teşekkürlerimi sunarım. İtiraf edeyim: 
   Eşim, arkadaşlarım, çevrem “zor” ve “aşırı hassas” bir tip olmamdan dolayı çok 
   çektiler benden... Genç Beyin’deki hemen her yazı beni beyin ve kalp olarak 
   dürtükledi, hatta iğneledi. Nasıl iğne yersiniz, ağrınız sızınız geçer; ben de 
   Genç Beyin iğnesi vuruldum diyebilirim. İ. H.
  
   • Değiştiğimi nasıl anladım? Herkesin bana kaba saba değil, kibar davrandığını 
   gördüm. Demek ki çevreniz sizin aynanızdır, aynadaki görüntünüze kızmak yerine 
   değişimi yakalayın. Genç Beyin’in çok yüksek bir harekete geçirme gücü var. 
   Meselâ takip ettiğim başka birçok yayında bu etkinin onda birini göremiyorum. 
   Süleyman Gök
  
   • Öğrencilerimden biri aşırı sinirlenip bütün sınıfı fırçaladığım o talihsiz 
   derste cesaretini toplayarak bana dedi ki: “Öğretmenim! Özür dileyerek birşey 
   söyleyeceğim, lütfen beni yanlış anlamayın. Bazen sınıfça sizi üzüyoruz ama 
   unutmayın ki; aslında siz bizi eğitiyorsunuz, biz de sizi... En iyisi iki 
   tarafın da birbirine faydalı olması için gelin sinirlenmeyelim, kızmayalım!” Bu 
   uyarıdan sonra Genç Beyin’in de tesiriyle %60-70 oranında değiştiğimi 
   farkediyorum. Tahir Yüce
  
   • Kötü alışkanlıklarımı “en kötüler” ve “kötüler” diye 2’ye ayırıp listeledim. 
   Bu sistematiği Genç Beyin’deki bir yazıdan öğrendim. Benim için çok faydalı 
   oldu. Fotoğrafı karşımda net halde görmek operasyonu kolaylaştırdı. “En kötüler” 
   listesindeki 8 madde 5’e düştü, “kötüler”deki 27 madde 22’ye düştü. Sakın 
   küçümsemeyin! Bu gelişme ve değişme 52 yıllık alışkanlıktan sonra kazanılmış 
   büyük bir zaferdir. İçimdeki rahatlığı, ruhumdaki ferahlığı anlatamam! 
   Operasyonlarım sürüyor, 2007 sonunda 2 listeyi de temize çıkarmaya kararlıyım. 
   “Alışkanlıkların zincirleri önce duyulamayacak kadar hafif, sonra kırılamayacak 
   kadar güçlü olurlar” diyor Benjamin Dizraelli. İnşallah hedefime ulaşırım. Siz 
   de deneyin! Y. K.
  
   • Birçok insan değişmek istemediği için değişmez. Bunu farkettim Genç 
   Beyin’le... “Zorla güzellik olmaz” demiş atalarımız. 650 atasözün yer aldığı “il 
   il atasözleri” yazısından bana bakan 15 atasözü çıkardım. Herkes bunu yapmalı 
   bence... Seçtiklerimi çıktı alıp panoma astım. Zihnimde değişime karşı istek 
   belirdi. Baktım bana birşeyler oluyor, hareketlilik var. Çok kullandığınız 
   ifadeyle “tutuşmuşum.” Derken tutuşturmalar geldi peşi sıra... İnsan değişime 
   inanınca çevresini daha kolay değiştiriyor, çünkü iyi model olma mecburiyeti 
   doğuyor. Nevzat Üstün
  
   • Kendimle başbaşa kalmayı, nefis muhasebesi (otokritik) yapmayı öğrendim. Bence 
   asıl mesele budur. İnsan kendini dinleyip sorgulayabildiği sürece gelişir, 
   tekâmül eder. “Kişisel gelişim nasıl uygulanır?” başlıklı 34. sayınız bendeki 
   değişimi ateşledi. T. A. 
  
   • Değişim lâfını kuru bir edebiyat olarak görüyor, değişimi çok dayatan olursa 
   “Can çıkar, huy çıkmaz” atasözünü söylüyordum. Birgün Genç Beyin’de “İnsan 
   değişmez, değişemezse Allah 124 bin peygamberi ve 124 milyon evliyayı (ruh 
   mimarını) neden gönderdi o halde?” sorusuyla karşılaştım. Bu hakikaten 
   önemliydi. Demek insanların gidişatlarını hayra yönlendirmek için Allah 
   böylesine önemli şahsiyetleri tabiri caizse birer uzman olarak göndermişti. 
   Nitekim birçok insan onlar sayesinde değiştiler, kızını diri diri toprağa gömen 
   canavar ruhlar karıncayı bile ezemez derecede merhamet âbidesi oldular. Peki, 
   ben nasıl değiştim? İnatçı biriyimdir ama sayenizde önce değişime inandım; sonra 
   da eşimin başıma belâ biri değil, hayat arkadaşım olduğunu keşfettim. Kendisine 
   dedim ki: “21 yıllık evliliğimizde bütün problemlerin kaynağı benim, sana çok 
   çile çektirdim, hakkını helâl et!” O da sanki hiçbirşey olmamış gibi “Helâl 
   olsun hayatım!” dedi. Şimdi çok farklı bir koca ve babayım. 17 yaşındaki kızım 
   Esra boynuma ilk defa Genç Beyin’den sonra sarıldı, benimle şakalaşmaya başladı. 
   Halbuki evde her an patlamaya hazır bomba yahut dinamit gibi biriydim, etrafıma 
   kimseyi yaklaştırmazdım. Geçen günlere yazık! İki günlük şu fanî dünyada hayatı 
   kendine ve başkalarına zindan etmenin ne faydası var ki? Sözün özü: Ben bile 
   değiştim ya, inanın herkes değişebilir! N. A.
  
   • (...) Yani ortaya şu çıktı: Şirkette herkes yemekte, molalarda, kendi 
   aralarında patronun (benim) aleyhimde konuşuyormuş. Elbette dedikodu ve gıybet 
   çok kötü birşey ama buna büyük ölçüde ben zemin hazırlıyormuşum meğer... Genç 
   Beyin’in bana farkettirdiği şey buydu. Derhal bilgisayarda isim belirtilmeyen 
   bir anket düzenledim, herkesin şirketle ilgili bütün sıkıntısını tarafsız ve 
   sansürsüz yazmasını istedim. Gerekli çözüm yollarını belirtmelerini de şart 
   koştum. Öyle tesbit ve eleştiriler geldi ki! Hepsini listeledim, bir hafta 
   kendimle başbaşa kalıp bunları iç dünyamda yorumladım. Bana bakan eksiklerimi 
   tesbitten sonra değişim için düğmeye bastım. Çeşitli yeni ve motive edici 
   uygulamalar başlattım. Aradan 4.5 ay geçti. Aynı tarafsızlıkta ve sansürsüz bir 
   anket daha yaptık. Sonuçlar %100 farklıydı. Ben değiştim, yöneticilerim değişti, 
   elemanlar değişti, hatta müşteriler bile değişiyor. Bu anket sorularına ulaşmak 
   isteyenler “Çalışan memnuniyeti anketi” diye arama yapabilirler. (...) K. Ö. 
  
   • (...) Çok çilekeş bir ev hanımıyım, Genç Beyin’i ÖSS’ye hazırlanan büyük oğlum 
   alıp eve getiriyor; dershane hocaları tavsiye etmişler. Derginin oğlumdan fazla 
   bana faydası oldu. Bir yazıda geçen “Beyinize problem çıkarma hakkı tanıyın! 
   Yoğun iş hayatı stresinde buna ihtiyacı var!” gibi bir cümle geçmişti. “Fesübhanallah!” 
   dedim, müsade ettim, hatta sükûnetli zamanlarında bile eşime “Bugün hiç problem 
   olmadın canım! İstersen biraz problem çıkar!” diye takıldım. Bu sözüm üzerine 
   birkaç gün durgunlaştı, bana filozofvarî bir edayla yan yan bakmaya başladı. 
   Sonra büyük ölçüde değişti, sakin ve kendi halinde biri oldu. Allah nazarlardan 
   saklasın! S. Y.
  
   • Artık konuşurken kırıcı olmamaya çalışıyorum, en son söylenecek sözü en başta 
   demiyorum, kendimi frenliyorum. Çok zor ama insan biraz dikkat ederse alışıyor. 
   Mehmet Yaman
  
   • Başaramadığı herşeyi eleştiren, eli yetişmediği üzüme koruk diyen bir yakınım 
   Genç Beyin diye bir dergi yayınlandığını; bunu çıkaranların kafayı yemiş 
   olabileceklerini söyledi. Ben de “Eğer bu adam böyle söylüyorsa, o dergi eminim 
   çok faydalıdır!” diye düşünüp gazete bayiinden 12. sayıyı aldım. Herşey tam da 
   tahmin ettiğim gibiydi. “En etkili sevgi sözleri” başlıklı sayınızdan bu yana 
   sımsıkı bir Genç Beyin fanatiğiyim. Bu sürede sigarayı bırakarak “birinci sınıf 
   insan” kategorisine geçtim. Amerika’da sigara içenlere 2. sınıf insan muamelesi 
   yapıyorlarmış. Üniversiteyi bitirdikten sonra ne iş bulabilmiş, ne iş 
   kurabilmiş, ne de evlenebilmiştim. Bakırköy’de ilk havlu ve bornoz dükkânımı 
   açmama Genç Beyin sebep oldu. Şu anda önemli bir havlu markasının bölge 
   bayisiyim. Masrafları çıktıktan sonra aylık 7-8 milyar lira kazanıyorum 
   (Maşallah!). Genç Beyin bende gizlenmiş, hatta çürüyüp ölme noktasına gelmiş 
   yetenekleri tutuşturdu. Herkese tavsiyem: Ne yapacağını bilmeyen, çaresiz, 
   kararsız, cesaretsiz, özgüvensiz, ödlek tiplere Genç Beyin verin; gerisine 
   karışmayın. Ramazan Üstündağ / Soma-MANİSA
  
   • Gıcık biriydim, insanlar benden kaçıyorlardı. Konuşmaya başlayınca herkes 
   toparlanıyor, en sıkı ardakadaşlarım bile “Bir yere yetişmem lâzım!” diyerek 
   yanımdan ayrılıyorlardı. Abdülkadir Akgündüz Bey’in “hitabet ve diksiyon” 
   semineri hayatımda milat oldu. Genç Beyin’in “etkili hitabet özel sayısı”nı da 
   okuyunca çok değiştim. Dergideki birikimi iyice hazmedip çevremdekilere ufak 
   ufak anlatmaya başlayınca çevrem yenilendi ve değişti. Şimdi ben konuşunca bir 
   yerlerden kalem kâğıt bulup not alanlar bile oluyor. Gıcıklığıma son veren, 
   mıknatıs gücümü artıran Genç Beyin’dir. Adem Yaman
  
   • Öğretmen ve öğrencilerden soyutlanmış bir okul müdürüydüm; şimdi aynı öğretmen 
   ve öğrencilerle maç yapabiliyor, satranç oynayabiliyor, pikniğe gidebiliyor, 
   kırlarda güreş bile tutabiliyoruz. Genç Beyin’deki bir yazı önce beni kızdırdı, 
   sonra da düşününce anlatılanlara hak verdim. “Çalışmayan eleman yoktur, onları 
   çalıştıramayan müdür vardır.” Bu söz değişimimde anahtar cümledir. Rumuz: 42
  
   • Bedensel engelliyim. 6 yıl önce yüz felci de geçirdiğimden kimse bana bakmak 
   istemiyor, dernekte bile yalnızlığa itiliyordum. Dinî bilgilerim olmasaydı 
   çoktan hayatıma son vermiştim. Fakat ben bu canı Allah’ın bana verdiğine, alacak 
   olanın da ancak ve sadece Allah olduğuna bütün kalbimle inanıyorum. Şayet bu 
   halime sabredip şükredersem, isyan ve itiraz içinde bulunmazsam çok büyük 
   mükâfatlar kazanacağımı biliyorum. Genç Beyin’i dernekte tanıdım, dernek 
   başkanımız Celâl Bey tavsiye etti. Bu dergi hayatla aramda kablo görevi yaptı. 
   Genç Beyin’den aldığım elektrikle içim dışım aydınlandı. Kişisel gelişim dergisi 
   olmakta öte bir dergi Genç Beyin... Şimdi kimsenin benimle ilgilenmiyor olmasını 
   önemsemiyorum. Böyle davranınca daha fazla kişinin bana yakınlık kurduğunu 
   farkettim. Bu halimle daha nice uzun ömürler yaşamaya hazırım ve razıyım. 
   Necmeddin Tunç
  
   • Karakter testlerinizden çok düşük puanlar alıyorum, en kalitesiz gruba 
   giriyorum. Başta çok sinir oluyordum, baktım ki gerçek buymuş. Zor oldu ama 
   kendimle yüzleştim sonunda. N. İ.
  
   • Şirkette ekip arkadaşlarımla uyumlu çalışmama vesile, Genç Beyin’dir. Bir 
   uzman, danışman, arkadaş, dost deseydi reddedip inatlaşacağım hususlarda Genç 
   Beyin tereyağından kıl çeker gibi herşeyi halletti; yamukluklarımı düzeltti. 
   Eskiden dünyanın en cins ve gıcık elemanlarıyla çalıştığımı düşünürdüm, şimdiyse 
   zavallı arkadaşların dünyanın en cins ve gıcık patronuyla çalışmaya 
   çalıştıklarını düşünüyorum. Herkesten helâllik almalıyım, özür dilemeliyim. 
   Hakikaten çok çektirmişim onlara... Sinan Üstün
  
   • Katıldığım 3-4 seminer sonunda şunu farkettim: Acayip tembelim! Elâlem beni 
   çalışıyor sansa da aslında işyerine gezmeye gider gibi gidip gelen, firmaya 
   somut birşey katamayan, bedava internet ve eğlencenin üzerine bir de maaş alan 
   biri olduğumu %100 netlikle gördüm. Hesapladım, firma sahibi Necdet Bey’e 6 
   yılda boş geçen günler için 35 bin YTL borçluyum. Ben böyle düşünecek, bunları 
   yazacak adam mıydım Allahım? Düne kadar kendimi çok çalışan biri olarak 
   görürdüm. Allah beni de, benim gibi “çalışan tembeller”i de ıslâh etsin. Rumuz: 
   Ali
  
   • Psikologlar yapmaz benim yaptığımı ama saklamaya gerek yok: 2. evliliğim de 
   yürümedi, psikolojim inanılmaz derecede bozuk! Birikimim beni huzurlu etmeye 
   yetmiyor. Bu düşünceler içinde kıvranırken çocukluk arkadaşım Metin Genç Beyin 
   diye bir dergi verdi elime... İlginçtir, o sayıda yer alan yazıların hepsi benim 
   problemlerime çareler ihtiva ediyordu. Çok şaşırdım. Dergi beni şöyle 
   değiştirdi: “Muhabbetinize akıl katın! Akıl katılmamış muhabbetler insanı akıl 
   hastanesine götürür.” Tıpkı bende olduğu gibi... 2 evliliği de aynen böyle 
   yaptım. Hani 17 Ağustos 1999 depreminde ağır hasar görmüş, hatta yıkılma kararı 
   çıkan binaları rüşvetle makyajlayıp yepyeni diye satarlar ya! Ben de böyle 
   birilerine inandım; makyaj silinince, küçük sarsıntılar yaşanınca bina yıkıldı. 
   Abdülkadir Akgündüz Bey’le özel görüşmem, konuşmam lâzım. Anlayacağınız, 
   yangınlardayım. H. T.
  
   • Sigarayı bıraktım, biraz asabîleştim ama “Öfkeye hakim olma yolları” 
   seminerindeki notlar beni hayli frenledi. Henüz tam değişmedim, lâkin irademe 
   hakimiyet için direniyorum. B. H.
  
   • Bazı sebeplerden dolayı lise, üniversite eğitimim aksadı; depresyondaydım 
   resmen... Psikologlara filân da gittim, intiharı düşündüm ama denemedim çok 
   şükür... Genç Beyin’i tanıyınca asıl ve önemli meselenin kendini yetiştirmek 
   olduğunu keşfettim. “Köşe taşı yerde durmaz” sözünden etkilendim, kendimi daha 
   iyiye dönüştürebilirsem bunun Allah ve kul nezdinde mükâfatsız kalmayacağına 
   içtenlikle inandım. Annemin ifadesine göre “yeniden doğdum.” Rumuz: Şeyma
  
   • Kendi işimi kurdum, olmadı; eski işime geri döndüm. Sonra tekrar girişimciliği 
   denedim, yine olmadı. O zamanlar Genç Beyin’e kızmıştım. 3. denememde tuttu, 
   şimdi süt mâmullerinde marka olma yolunda ilerliyoruz. Beklemeyi bilen kazanır. 
   Engin Köse 
  
   • 44. sayısında tanıştım Genç Beyin’le, hayata ve insanlara kızgın biriydim; 
   şimdi kendime kızıyorum ve eksiklerimi hızla telâfiye başladım. Yaşım 41, biraz 
   geç de olsa kendime geldim. Bu dergi keşke 20 yıl önce elime geçseydi! C. Y.
  
   • İlköğretim okulu öğretmeni eşim Türkân Hanım sayesinde tanıştım. Eşim dergiyi 
   okumuyor, hazine avcısı gibi didik didik ediyor. Şayet bana aktardıklarını 
   öğrencilerine de veriyorsa, o çocuklar geleceğin harikaları olurlar. Mehmet 
   Sezgin
  
   • Bunu yayınlarken adımı apaçık şekilde yazın, çekinmeyin; herkes kim olduğumu 
   bilsin! Çünkü artık ben eski ben değilim: “Bir Selami var Selami’de, Selami’den 
   içeru.” Artık günlük hayatı yaşarken içimden biri dakika başı karşıma çıkıp “Dur 
   ve düşün!” diyor bana. Yanlış yapmama, kaytarmama izin vermiyor. O kişiyi bana 
   musallat eden Genç Beyin’dir. Hayırlı ve uzun yaşayınız, benim gibi daha 
   nicesini koskoca tıbbı okuduktan sonra sarsınız. Cerrahın elinde neşter neyse, 
   Genç Beyin de öyle aynen... İyi operasyonlar! Dr. Selami Zengin
  
   • Kütüphanesine 36 yıldır en seçkin kitapları dolduran, son sayımda 7.368 
   kitabın ismini bilgisayara da geçen emekli öğretmenim. İster inanın, ister 
   inanmayın; Genç Beyin’le tanıştıktan beri (yaklaşık 1 yıl) neredeyse hiç kitap 
   okuyamıyorum. Çünkü bu dergi “okuma” adına birçok şeyi sunuyor zaten... Şunu 
   söylemek için yazdım: Günümüz insanı benim gibi zengin bir kütüphane 
   oluşturamayabilir; Genç Beyin’i takip edip okursa bilgi, tecrübe ve uygulama 
   ihtiyacını fazlasıyla giderir. Av. Süleyman Güler 
  
   • Lütfen Türkiye’de yayınlanan aylık, haftalık vs. dergilere bakar mısınız? 
   Baştan sona okunacak ve okunması halinde sizi tutuşturacak kaç yazı 
   bulabilirsiniz bütün dergide? Bir de Genç Beyin’e bakın! Şayet bu mail’i 
   yayınlarsanız okuyanlar beni yanlış anlamasınlar, son derece bîtaraf söylüyorum: 
   Genç Beyin adı “dergi” diye geçen diğerlerine göre inanın 5 YTL değil, en 
   mütevazı hesapla 50 YTL eder rahatlıkla... Bir de çok titiz ve gayretli bir 
   ekibin yayınladığı belli; gidip bayiden almak kolay da, her ay böyle bir servet 
   hazırlamak kimbilir ne kadar emek ister! Ali Ersoy
  
   • 600 YTL maaşla çalışan bir tekstil işçisiyim. Genç Beyin’i patronun odasında 
   gördüm, o sayıyı (36. sayı) bana hediye etti; sonrakilerini her ay kendim gazete 
   bayiinden alıp eve götürüyorum. Yetişkin 2 oğlum, 2 kızım var. İsteyerek, can u 
   gönülden Genç Beyin’i her ay okuyorlar. Çok küçük bir bütçeyle her ay eve sanki 
   bir kütüphane götürdüğümün farkındayım. Fakat bizim patron alıyor ama okumuyor 
   ki değişsin, düzelsin! Keşke o da faydalansa bu dergiden... Allah ıslâh etsin! 
   Rumuz: Iğdırlı
  
   • Şimdiye kadar 35-40 kişiyi Genç Beyin’le tanıştırmışımdır. Karşılaştığımızda 
   hepsi de benim bu iyiliğimi asla unutmayacaklarını söylüyorlar. Rıza Palamut
  
   • 48. sayı hakikaten tam değişim için hazırlanmıştı sanki... “Değiştiren 65 
   söz”den 53’üncüsünü çıktı alıp panoma astım: “Ulaşmak istediği hedefi olana yol 
   vermek için bütün dünya ayağa kalkar.” Şimdiye kadar hep fırsatların ayağıma 
   gelmesini, adresimi bulup kapımı çalmasını beklerdim. Bunun hatalı olduğunu tam 
   farkettim ve artık kendim fırsat kapılarını zorluyorum. Eşim de seminerlerinizin 
   tamamına katılmış, “Bu kadar değişeceğimi tahmin etmezdim!” diyor. Sanırım bu 
   başarı dergideki samimî gayret atmosferinde yatıyor. Her sayının nasıl bir 
   inançla, içtenlikle hazırlandığını her satır bas bas bağırıyor. Genç Beyin 50. 
   değil, 50 bininci sayılara da ulaşacak inşallah... M. Hilmi Karataş-İskenderun 
  
   • Genç Beyin beni değiştirmedi, allak bullak etti. Bu bulanıklık dupduru bir 
   berraklığın habercisi. Allah bütün emeği geçenleri kem nazarlardan saklasın. 
   Bendeki son değişim, TV’nin düğmesinin yerini öğrenmek oldu. Artık kumanda beni 
   değil, ben onu kumanda ediyorum. Açık söyleyeyim, 8-9 saatten 2 saat civarına 
   düştü TV’yle beraberliğim. Büyük başarı benim için! Hedefim yarım saat! 
   Böylelikle nelere vakit bulmadım ki? Okumaya, sohbete, gezmeye, uyumaya, özel 
   eğitimlere... Cidden de “Televizyonlu odadan televizyonsuz odaya geçmek 
   hicrettir!” sözü doğruymuş. Kenan Özbek 
  
   • Dergiyi alınca bu bölümden başlıyorum okumaya. İnsanlar nasıl değişmiş, merak 
   ediyorum. Çünkü bilgi çok ama değişim (uygulama) yok denecek kadar az. Adam 
   sağlıklı zayıflama ve diyet kitabı yazmış, kendisi 70 kilo olacağı yerde 105 
   kilo. Hatta 15 kiloyu kitabı hazırlarken aldığını belirtiyor önsözde. Bendeki en 
   son değişim şu: Seviyeli arkadaşlarla 5 kişilik grup oluşturduk; Çanakkale’ye, 
   Edirne’ye (Selimiye’ye), Konya’ya, Bursa’ya, Göynük’e gittik. Bu ziyaretlerimiz 
   yurtiçinde ve dışında sürecek. S. Y. 
  
   • Gün içinde çok gıybet eden, 2 kişi biraraya geldik mi ölü kardeşinin etini 
   yemeye başlayan biriydim. Bu çok kötü özelliğimin farkındaydım ama dilime hakim 
   olmayı başaramıyordum. Genç Beyin’deki yazılar, özellikle büyük insanların 
   hatıraları ve öğütleri içimde dinamitler patlattı. Şimdi benim yanımda kimse ölü 
   kardeşinin etini yemeye cesaret edemiyor, hemen müdahalede bulunuyorum. 
   Söylenmez belki ama bu kötü alışkanlığı tamamen bırakalı 42 gün oldu, geçen 
   akşam Fatih Sultan Mehmed’i rüyamda gördüm; yüce fatih bana Kur’ân hediye etti. 
   İnsan kendini düzeltmeye başlayınca içi, dışı, bütün zerreleri bayram ediyor; 
   yepyeni sayfalar açılıyor. R. E.
  
   • Belki inanmazsınız ama burada sıralayıp sizi de şahit tutmak istemediğim 
   birçok huyumdan Allah’ın izni ve Genç Beyin’in vesile olmasıyla vazgeçtim. Beni 
   bu dergiyle tanıştıran nişanlıma teşekkürü borç bilirim. Artık o çok talihli, 
   hiç değilse en kritik kötü huylarını terketmiş biriyle hayat arkadaşı olacak! 
   Onu da tebrik ederim, kendimi de... Tabiî bu arada “motivasyon makinası” 
   dergimiz Genç Beyin’i de... R. Y.
  
   • Öğretmenler odasında, tarih öğretmeni arkadaşımız Enes Bey’in elinde görerek 
   tanıdım Genç Beyin’i... Bende özellikle üniversiteyi bitirip öğretmen tayin 
   edildikten sonra başlayan “Artık öğrenmem gerekenlerin büyük kısmını öğrenmiş 
   bulunuyorum, bundan böyle dergiyle kitapla fazla oyalanmayayım!” şeklindeki son 
   derece tehlikeli zihniyeti temelinden söküp atan dergidir Genç Beyin... Meğer 
   daha yemem gereken çok fırın ekmek varmış! S. A.
  
   • Bu ilginç dergi bana değişimi ileri düzeyde savunduğum halde aslında kendimin 
   değişime müthiş şekilde direndiğimi, yani değişmek istemediğimi farkettirdi. 
   Birçoğumuz böyle değil miyiz? Biliriz, söyleriz, uyarırız ama kendimiz 
   uygulamayız! “Türkiye’de eğitimcilerin eğitime ihtiyacı var!” denir ya hep... 
   Ben de bunu değiştirerek söylemek istiyorum: “Türkiye’de kişisel gelişimcilerin 
   kişisel gelişime ihtiyacı var!” İstisnalar hariç, durum böyle maalesef... 
   Beyefendi “kişisel gelişim uzmanı / NLP eğitmeni” diye kart bastırmış; fakat 
   günde 3 paket sigara içiyor, ikinci eşinden de ayrılmış, at yarışı oynuyor, 
   günde 7-8 saat TV seyrediyor vs. Genç Beyin’de “kişisel gelişimcilerin kişisel 
   gelişimi” başlıklı bir yazı bekliyoruz. Aksi halde “Himmete muhtaç bir dede, / 
   Kaldı ki gayrıya himmet ede!” durumu var. N. Ç.
  
   • Dergideki yazıları öncelikle çok samimî bur üslûpla hazırlanmış buldum, bu 
   samimiyet beni uygulama yönünde çok etkiledi ve değiştirdi. Kimya öğretmeniyim, 
   Kimya-yı Saadet’i de iyi okudum. Şunu gördüm ki, insanın kimyasında temel 
   element motivasyon... Yani itici güç olmaz, hocamın ifadesiyle “şiddetli arzu 
   uyandırmazsanız” sonuç alınmıyor. Yılmaz Uzundere 
  
   • Genç Beyin’i büyük oğlum eve getirdiğinden beri 12 yaşındaki kızım ansızın 
   odama girip “Babacığım, nasılsın?” diye boynuma sarılmaya başladı. Kızım 
   delicesine Genç Beyin okuyor. Demek ki çok etkilenmiş, babasını ancak keşfetmiş. 
   Niye “ancak” diyorum; çünkü çok içe kapalıdır ve sosyal ortamları, adımları hiç 
   sevmez. Sadık Aloğlu 
  
   • Kızgınlığıma hükmetmeme bu dergi vesile oldu diyebilirim. Parlayınca, 
   sinirlenince herkese ve herşeye büyük zarar veren biriydim; şimdi yine zararlı 
   oluyorum ama hızım %45 azaldı. Yani kendimi az da olsa kontrol edebiliyorum. 
   Ömer Öndeş 
   Kendi işinizi kuracaksanız, bu özel seminere katılın!
  
   • Burada yazıp başkalarını da şahit göstermek istemeyeceğim çok ama çok kötü bir 
   alışkanlığımı Genç Beyin sayesinde tamamen terkettim. 2.5 yıl geçti, o kötü 
   alışkanlığa hiç tevessül etmedim. Hayatımda bu derginin yeri ve önemi büyüktür. 
   Halil İ. Yıldız 
  
   • Hayatımdaki hiçkimse beni Genç Beyin kadar derinden etkileyip değiştiremedi. 
   Derginizle zihniyet değişimi yaşadım, herşeyimle yeniden yapılandım. 1.5 yıldan 
   beri şahsî, aile, sosyal ve iş hayatımda başlattığım bu gelişim ve değişimi 
   ömrümün sonuna kadar artarak sürdürebilmeyi umarım. Tuğrul Güntekin 
  
   • 9 yıllık eşim sıklıkla boşanmaktan bahseder, bunu sıradan bir kelime gibi 
   telâffuz ederek beni âdetâ çileden çıkarırdı. Bir sayınızda aynen bu konu 
   hakkında eşler uyarılmış, “herşeye ama herşeye rağmen mutlu olmak” için 
   çabalamak gerektiği belirtilmişti. Enteresandır, iletişim mezunu eşim bu yazıdan 
   çok etkilendi ve artık boşanma kelimesini ağzına sakız yapmaktan vazgeçti, 
   ikidebir “aslında nimetler içinde yüzdüğümüze, iki günlük dünyada neyi 
   paylaşamadığımıza” vurgu yapıyor. Yani şikâyetçilik yerine şükür ifadeleri 
   kullanıyor. 8.5 aydır böyle... İnşallah devam eder. M. L. 
  
   • Sigarayı Genç Beyin’deki ısrarlı yazılar üzerine bıraktım, 10 ay oldu ve şimdi 
   sigara dumanından nefret ediyorum. Sigara içenlere âcil ve klinik vak’a gibi 
   bakıyorum. Allah onları da bu illetten kurtarsın. Fikret Kandemir 
  
   • Genç Beyin’de bir farklılık var, insanı hamur gibi yoğurup şekillendiriyor. 32 
   yıllık ömrümde çok dergi tanıdım, fakat Genç Beyin’deki “itici güç olma” 
   özelliği bambaşka... İnsanı gerçekten “tutuşturan” bir dergi... Eeee, tutuşunca 
   da bu sefer başkalarını tutuşturmak istiyorsunuz. Mahmut Keskin 
  
   • Damadım derginiz sayesinde işini kurdu ve ilerletti. Şimdi 14 personel 
   çalıştırıyor. Başlarda ben de maalesef şöyle düşünmüştüm: “Bu dergi de insanı 
   hazır maaşından ediyor, maceralara sürüklüyor!” Yani biraz sitemliydim size... 
   Fakat şimdi bakıyorum, ne büyük bir hayır olmuş bizim için... M. Latif Önder
  
   • Eşime, çocuklarıma, aileme öncelik vermeyi Genç Beyin’le keşfettim. Kendimizi 
   aldatmayalım: Birçok işadamı, çalışan, müdür, işçi vs. bizi ruh ve beden sağlığı 
   yerinde olarak geleceğe taşıyacak yegâne gemiyi bakımsız bırakıyoruz. Beyler ve 
   hanımefendiler! Ailenizi yeniden keşfedin, huzursuz kalmayın! Engin Gürsoy 
  
   • Korkağın tekiyken risk adamı olup çıkmamda Genç Beyin’in %82.7 payı var. R. B. 
  
   • Nasıl değiştim biliyor musunuz? Yıllardır hep beraber olduğum pasif muhiti, 
   yani çevremi değiştirdim; değiştim! İşin sırrı buymuş, boşuna yorulmayın! Çünkü 
   kafanızın, kalbinizin, zihniyetinizin değişmesi çevreye bağlı. E. M. 
  
   • 8 yıldır küs olduğumuz üst komşumuzla Genç Beyin’den aldığım birikimler 
   vesilesiyle barıştım. Umreden gelmişlerdi, hoşgeldine gittik. 8 yıllık bütün 
   buzlar 8 dakikada eridi. Siz de bu tür küskünlüklerini hemen bitirin, yeniden 
   doğmuş gibi rahatlayacaksınız. İsmail Taşer 
  
   • 21 yıllık hayat arkadaşım, sevgili eşime her cuma hediye alma alışkanlığı 
   kazandım. Öğrendim ki, erkeklerin basit görüp önemsemedikleri küçük bir hediye 
   hanımların kalbini fethetmeye yetiyormuş! Tayfun Yenice
• Evimize mantar pano 
   aldık, maşallah üniversite gibi işliyor. Ailece birçok birikimi oğlumun ve 
   kızımın çeşitli yerlerden bulup panoya astıkları yazılardan edindik. Çok motive 
   edici oluyor. Denemenizi tavsiye ederim. Toplam 20 YTL’lik bir yatırım! Değmez 
   mi? Kâmuran Çevik
   
   • Saldırgan ve aşırı kızgın kişiliğimin yatışmasında, kısmen uysal biri olmamda 
   “Asabîlerle nasıl geçinilir?” sayınızın payı yüksektir. Engin Çetin 
   Genç Beyin dergisi ve seminerleriniz İstanbul’da 1500 civarında olan aile 
   çevremizde tıpkı bir üniversite görevini ifa etti. 1500 akrabamızın yarısından 
   çoğu Genç Beyin’i her ay alıyor; sizin ifadenize göre tutuşuyor ve tutuşturuyor. 
   Hemen söyleyeyim: Eskişehirli’yiz. Mehmet Gürünlü 
   
   • www.gencbeyin.org sitenizde Genç Beyin’in kapaklarını tek tek inceledim, 
   “Telefonda satış” sayısını (27. sayı) gazete bayiinden satın aldım; ondan sonra 
   tiryakiniz oldum artık... Ahmet Bol 
   
   • Beni bu dergiyle tanıştıran eniştemden Allah razı olsun. Ona ve size hep 
   duacıyım. Esin Çağan 
   
   • Hayatımdaki hiçkimse beni Genç Beyin kadar derinden etkileyip değiştiremedi. 
   Derginizle zihniyet değişimi yaşadım, herşeyimle yeniden yapılandım. 1.5 yıldan 
   beri şahsî, aile, sosyal ve iş hayatımda başlattığım bu gelişim ve değişimi 
   ömrümün sonuna kadar artarak sürdürebilmeyi umarım. Tuğrul Güntekin
   
   • 9 yıllık eşim sıklıkla boşanmaktan bahseder, bunu sıradan bir kelime gibi 
   telâffuz ederek beni âdetâ çileden çıkarırdı. Bir sayınızda aynen bu konu 
   hakkında eşler uyarılmış, “herşeye ama herşeye rağmen mutlu olmak” için 
   çabalamak gerektiği belirtilmişti. Enteresandır, iletişim mezunu eşim bu yazıdan 
   çok etkilendi ve artık boşanma kelimesini ağzına sakız yapmaktan vazgeçti, 
   ikidebir “aslında nimetler içinde yüzdüğümüze, iki günlük dünyada neyi 
   paylaşamadığımıza” vurgu yapıyor. Yani şikâyetçilik yerine şükür ifadeleri 
   kullanıyor. 8.5 aydır böyle... İnşallah devam eder. M. L. 
   
   • Sigarayı Genç Beyin’deki ısrarlı yazılar üzerine bıraktım, 10 ay oldu ve şimdi 
   sigara dumanından nefret ediyorum. Sigara içenlere âcil ve klinik vak’a gibi 
   bakıyorum. Allah onları da bu illetten kurtarsın. Fikret Kandemir 
   
   • Genç Beyin’de bir farklılık var, insanı hamur gibi yoğurup şekillendiriyor. 32 
   yıllık ömrümde çok dergi tanıdım, fakat Genç Beyin’deki “itici güç olma” 
   özelliği bambaşka... İnsanı gerçekten “tutuşturan” bir dergi... Eeee, tutuşunca 
   da bu sefer başkalarını tutuşturmak istiyorsunuz. Mahmut Keskin 
   
   • Damadım derginiz sayesinde işini kurdu ve ilerletti. Şimdi 14 personel 
   çalıştırıyor. Başlarda ben de maalesef şöyle düşünmüştüm: “Bu dergi de insanı 
   hazır maaşından ediyor, maceralara sürüklüyor!” Yani biraz sitemliydim size... 
   Fakat şimdi bakıyorum, ne büyük bir hayır olmuş bizim için... M. Latif Önder
   
   • Eşimle aramızda yeni bir mutluluk sayfası açtık, bunda Genç Beyin’deki evlilik 
   konulu yazıların etkisi büyük. 
   
   • Aşırı yaramaz oğlumuz Tuna’yı baskın yeteneğiyle ilgili yönlendirdik, çeşitli 
   kurslara gönderiyoruz, sonuçlardan çok memnunuz. 
   
   • Emeklilikle durağan bir hayatın içinde bulmuştum kendimi, dergideki 
   girişimcilik ve iş başarısı yazıları kendi çapımda müteşebbis yaptı beni... 
   
   • 17 yaşındaki kızım 8 aydır son derece iyi, depresif özellikleri iyice azaldı. 
   Genç Beyin dergisi kızımıza psikologdan daha etkili oldu. 
   
   • Asabî ve tam bir sinir hastası beyime “Asabîlerle nasıl geçinilir?” 
   yazınızdaki tavsiyeler ışığında davranıyorum; en azından şimdi çevresine fizikî 
   zararı dokunmuyor, bunu başardık. Size çok duacıyım. 
   
   • Merkez vaiziyim, dergideki bilgi hazinesinin çoğunu vaazlarımda kullanıyorum; 
   fevkalâde etkili oluyor. 
   
   • Şiir defterlerimin hepsini apartmanın kalorifer kazanında yaktım, çünkü 
   dergide okuduğum şiir tahlilleriyle gerçek şiiri tanıdım. Üzerinde çalıştığım 
   son (yani ilk) denememi size göndereceğim, hayret edeceksiniz. 
   
   • Bir seminerinize arkadaşımın aşırı ısrarı, hatta zoruyla geldim; ertesi gün 
   bütün hayat politikamı ve plânımı değiştirmek durumunda kaldım. Konuşmacı sanki 
   3 saat beni anlattı. 
   
   • Değişime kendimden başlayınca gördüm ki, ömrüm ancak kendimi değiştirmeye 
   yeter; belki buna da yetmez. 
   
   • Ortağım işleri kendi üstüne yıktığımdan şikâyetçiydi, Genç Beyin’deki 
   yazılardan sonra adam gibi ortaklığa başladım. Daha ilk ayda ciro %64 arttı. 
   Bütün ortaklara duyurulur. 
   
   • Baskın yeteneğimin avukatlık olmadığını, içimde müthiş bir ticarî deha 
   bulunduğunu keşfettim. 
   
   • Patron kıymet bilmese bile işimin kıymetini bilip elden geldiğince verimli 
   çalışmak... Bu prensibimi Genç Beyin’in 20. sayısına borçluyum. 
   
   • “Ailede HUZUR sanatı” seminerinden sonra, bütün evlilik döneminde ilk defa 
   hanımıma “Seni çok seviyorum!” dedim. Emin olun çok kolaymış, söylemeye 
   söylemeye kendimiz zorlaştırmışız işi... 
   
   • Tavsiyeniz üzerine her sayıda bizi yakından ilgilendiren bilgileri A4 haline 
   getirelim dedik; baktık ki, derginin neredeyse tamamını yazmak lâzım... Çâreyi 
   şöyle bulduk: En hayatî problemimizi ve çözümünü çıktı alıp başta beynimize, 
   sonra da evdeki panoya asmak... Acayip faydalı oluyor, herkes birbirinin 
   çözümünden faydalanıyor böylelikle... 
   
   • Öğrencilerim bu kadar “ilginç, orijinal, faydalı” bilgiyi nereden bulduğumu 
   merak ediyorlardı, kendilerine Genç Beyin’i tavsiye ettim. Ne oldu peki? İşim 
   kolaylaştı. Artık onlar anlatıyor, ben dinliyorum. 
   
   • Bu dergiye bazen çok kızıyorum, çünkü bende aşağılık kompleksine yol açtı. 
   Meğer dünyada ne güzel bilgiler varmış, bense bunlardan ne kadar bîhaber 
   kalmışım! (Değerli okuyucumuza not: Sizdeki bu durum, değişim ve gelişimin ilk 
   adımıdır. Eksiklerinizi tamamladıkça Genç Beyin’i cidden sevmeye 
   başlayacaksınız.) 
   
   • 14 yaşındaki oğlum dergiyi okudukça bana ve annesine sorular soruyor, o 
   sordukça biz de mecburen doğru cevapları araştırarak vermek zorunda kalıyoruz. 
   Böylelikle allâme olup çıkacağız galiba... 
   
   • Sayenizde bilgisayar aldım, baba yadigârı daktiloyu emekliye ayırdım. 
   Hakikaten dünya varmış! Fakat şimdi de başka bir problem çıktı. Çok yazı 
   yazıyorum! Kalitesini bilmiyorum ama yazıyorum ha yazıyorum. (Değerli 
   okuyucumuza not: Başlangıçta böyle olur hep, hızlı giden yorulur. Bilgisayar 
   rahatlığı sizi aşırı verimliliğe itti anlaşılan... Hemen kendinize seçeceğiniz 
   bir konuda enine boyuna araştırma yazısı hazırlamaya başlayın. Önce bunu makale 
   olarak yayınlatın bir yerde, sonra da ilgi görürse dosyayı genişletip 
   kitaplaştırırsınız belki...) 
   
   • Anlayarak hızlı okuma, hitabet ve diksiyon eğitimlerini tavsiyeniz üzerine 
   aldım. Herşey çok farklılaştı, teşekkürler... 
   
   • Beden dili sayısı beni cidden değiştirdi; dosyayı okuduktan sonra, eğitim 
   verdiğim şirket çalışanlarına karşı daha etkili olduğumu farkettim. Genç 
   Beyin’de hitabet ve diksiyon sanatıyla ilgili yeni araştırmalar görmek 
   istiyoruz. Metin YAR 
   
   • Ruhsal farkındalığı çok yüksek insanların yayınladığı bir dergi olsa gerek 
   Genç Beyin... Beni gerçekten sarstı diyebilirim. Bütün yazılar ilginç! Çok 
   müşkilpesend biri olduğum halde her ay bayi bayi Genç Beyin arıyorum, hem de 
   büyük zevkle... Sabri ÜNSAL 
   
   • Derginizi 21. sayısında bir markette farkettim ve mübtelâsı oldum. Özellikle 
   eşime karşı açıkçası katı ve kaba davranışlarım hayli değişti. Bunu eşim de 
   söylüyor. A. T. 
   
   • ÖSS hazırlık dershanesinde rehberlik öğretmenimiz Genç Beyin’i tavsiye etti, 
   hatta mutlaka alıp okumamızı söyledi. O günden beri her ay titizlikle takip 
   ediyorum Genç Beyin’i... Sınav yaklaşırken bir kapak dosyası daha hazırlamanızı 
   bekliyoruz. Kerim KALPER 
   
   • Genç Beyin’i yeni tanıdım, “İsabetli eş seçiminde püf noktalar” başlıklı 
   seminere evlenmeyi düşündüğüm kişiyle beraber katıldık, hayatımız şekillendi ve 
   bir kalıba oturdu diyebilirim. Şenay Gürel 
   
   • Sitemizin marketinde alışveriş yaparken eşim görmüş Genç Beyin’i, ayaküstü 
   birkaç dakika inceledikten sonra almış. Artık her sayısını büyük bir merakla 
   bekliyoruz. Bizdeki değişim, kendimizin ve iki çocuğumuzun gelecek plânlarımızı 
   netleştirmemiz oldu. Kararlarımız bulanık değil artık, açık ve net... Eşimle 
   03-06 yaş grubuna hitap eden bir eğitim merkezi açmak istiyoruz. Genç Beyin’deki 
   ateşleyici yazıları okuduktan sonra artık içimiz içimize sığmaz oldu. Çok 
   rahatladık. Çünkü böyle bir adım atmayı istiyorduk ama kararsızdık, inşallah 
   başaracağız. Dr. Soner Çelik 
   
   • “Yüksek tahsilli hanımla/beyle geçinme sanatı” başlıklı yazılarda tam 
   kendimizi bulduk. Öteden beri bazı problemlerimizin adını koyamıyorduk, artık 
   daha bir şuurla hareket ediyoruz. Hatta 6 yıllık eşim bana ilk defa “Bugüne 
   kadar seni çok üzdüm, hakkını helâl et!” dedi. Ben de çok duygulandım ve 
   etkilendim. Bazen bir cümle insanın kalbini fethetmeye yetiyor. Özellikle biz 
   hanımlar iltifatlara bayılıyoruz. Fakat beylerin çoğu eşlerinden küçük bir 
   tebriği, takdiri, özür dilemeyi, sevgi sözünü esirgiyor genellikle... Handan 
   Yılmaz 
   
   • 18 ailenin oturduğu apartmanımızda önceleri 10 komşumuza bizzat ben bayiden 
   satın alarak Genç Beyin hediye ediyordum. Şimdi kendileri ısrarla takip 
   ediyorlar bu hazine dergiyi... Her cuma bizde komşularla günümüz var. Orada 
   artık hep Genç Beyin gündemimizde. Gâh okuduklarımızla gülüşüyoruz, gâh derin 
   derin tefekkürlere dalıyoruz, gâh otokritik yapıyoruz. Boş şeyler konuşup bir 
   sürü gıybetlere girmektense böylesi daha hayırlı oluyor. Yani Genç Beyin bizim 
   apartmanın hanımlarını gıybet felâketinden kurtardı diyebilirim. Sakine Karataş 
   
   • Yazdığım şiirlerin tamamını yırtıp apartmanımızın kalorifer kazanına atarak 
   yakmama sebep olan dergi: Genç Beyin. Baktım ki, yapılan şiir tahlilleri ve 
   tavsiyeler çok doğru... Meselâ şiirlerimde yeni bir buluşun olmadığını gördüm. 
   Herkesin kolaylıkla yazıp söyleyebileceği şeyleri şiir diye altalta sıralamak 
   marifet değil elbette... Çok kalitesiz şeyler yazmışım, çünkü şimdiye kadar bir 
   uyaranla karşılaşmadım hiç... Sadece yazdım, aklıma geldikçe yazdım. Nasıl 
   yazmam gerektiğini, işin inceliklerini okumadım bir yerden... Hele Örneklerle 
   Türk Şiir Bilgisi kitabını alıp dikkatle okuduktan sonra eski yazdıklarımdan 
   utanmaya başladım. Böyle kalitesiz şeylere şiir demeyi kendime yakıştıramadım ve 
   iki kolilik çalışmamı önce parça parça ettim, sonra kalorifer dairesine indim ve 
   tamamının yanışını seyrettim. Şimdi çok rahatım. Hiç değilse ölsem, “Yahu bu 
   adam da şiir nedir bilmeden boş şeyler karalamış; zavallı bunları şiir 
   sanıyormuş!” demezler. Fakat şiiri bırakmayacağım, iyice dolduktan ve işin 
   tekniğini hazmettikten sonra herkes görecek nasıl şiirler yazdığımı... M. Emin 
   Dikmen 
   
   • 24 elemanın çalıştığı düğme fabrikam var Rami’de... Genç Beyin’i bir elemanın 
   elinde gördüm, önce ona “Sana dergi okuman için değil, iş yapman için maaş 
   veriyorum!” diye bir fırça çekecektim ama kendimi tuttum ve elindeki dergiyi 
   istedim. Zavallı çocuk korkuyla dergiyi bana verdi, odama gidip sayfaları 
   çevirdikçe “Bunlar ne ya?” demeye başladım. Artık danışmanım Genç Beyin. Her ay 
   25 adet alıp bütün elemanlarıma dağıtıyorum ve “Adam gibi okumazsanız maaş yok!” 
   diyorum. Ne faydasını mı gördüm? Anlatmayayım, bereketi kaçabilir. Nedim Mert 
   
   • Bana telefonda tavsiye ettiğiniz kitapları satın aldım ve dün akşam itibariyle 
   hepsini bitirdim. Şimdi bazılarını yeniden okuyacağım. 24 yıllık hayatımda ilk 
   defa bu kadar kitap okuyorum. Benim için çok büyük başarıdır bu... Nedendir 
   bilmiyorum ama daha sakin biri oldum. Turgay Topuz 
   
   • Size samimiyetle inanmak, güvenmek geliyor içimden... Genç Beyin’deki her 
   satırı sanki benim için özel yazılmış gibi değerlendiriyorum. Belki biraz safım, 
   doğrudur ama derginiz ruhumu yoğurup kalıba soktu. Saime Tezer 
   
   • Önemli bir şirkette sekreterim. Nisan sayısı beni temelden sarstı, 
   sekreterliği en fazla “s”sini bildiğimi farkettim, verilen tavsiye ve taktikler 
   ışığında kendime özel bir A4 hazırladım. Patronum da bendeki değişimi farketti 
   ve şunu söyledi: “İşine sahip çıkman, gönlünü katman senden en fazla beklediğim 
   şeydi.” Aslında bu söz, geçmiş dönemler için sitem itirafıydı. Olsun, zararın 
   neresinden dönülse kârdır. Problem şu aslında: İnsan işi parmaklarının ucuyla 
   tutunca bunu karşı taraf farkediyor. Dolayısıyla sizi kızağa alıyor, işten 
   çıkarıyor, maaşınıza beklediğiniz zammı yapmıyor. Herkes kabahati en başta 
   kendinde aramalı ve tedbirini almalı. Yani adam gibi çalışmalı, verimli ve hasbî 
   olmalı. Nesrin Uzun 
   
   • Seminerlerinize “beyin yıkama” ve “yeniden programlama” operasyonu olarak 
   bakıyorum. Her cumartesi-pazar katılıyorum neredeyse... Önce kafam çok karıştı, 
   huzursuzluk başladı; sonra kendime geldim yavaş yavaş... Hep yamuk yumuk gitmiş 
   düzeni oturtmak biraz sıkıntılı oluyor, benimki de böyle birşeydi. Seminerlerin 
   derhal televizyona taşınması, herkesin istifadesine sunulması gerekiyor. İnanın 
   ekonomik gücüm bulunsaydı, sırf bunun için bir TV kanalı kurmaya değerdi. 
   İnanıyorum ki, yakın gelecekte bu da gerçekleşecektir. Çünkü köşe taşı yerde 
   durmaz. A. Kerim Şumnu 
   
   • Genç Beyin’in hangi sayfasını hariç tutayım ki? Her sayfası “ilginç, orijinal, 
   faydalı.” Ben eğitimciyim, bilginin önemini bilirim ve çantama önce derginizi 
   bırakıyorum. Geçen ay finansman bularak bayilerden 100’e yakın dergi satın 
   almış, hediye etmişim. Nerdeyse hepsinin de bana dönüşü oldu, müthiş 
   memnuniyetlerini arzettiler ve şimdi bayilerden her ay dergi alıyorlar. Genç 
   Beyin değişim değil, deprem meydana getiriyor insanın kafasında ve kalbinde... 
   Büyük şiddette bir deprem! Felâket derecede etkili bir dergi... A. E. 
   
   • Bizim hanım size hep dua ediyor. Çünkü 12. sayınızı okuduktan sonra 28 yıllık 
   hanımıma “Seni çok seviyorum!” deme cesaretini buldum kendimde... Aslında onu 
   hep seviyordum, fakat demek ki insanlar kulaklarıyla duyup emin olmak 
   istiyorlar. Beni tanımışsınızdır, “Dâhî çocuk yetiştirme sanatı” seminerinden 
   sonra sohbet edip cevizli pestil yediğimiz Gaziantepli lokantacı... Size her 
   zaman duacıyız, buradaki bayilerde Genç Beyin hiç kalmıyor. Daha doğrusu 
   geldiğinin ertesi günü bitiyor. Merkezi aradık, civardaki bayilerden takviye 
   yapıyorlar her ay... Çünkü bir yere 100 adet geliyor, diğerine 20 adet... Hiç 
   iade olmaması için onları uyarmak, çok gelen yerden diğerlerine takviye 
   yaptırmak lâzım... 1-2 telefonla bunu başardık. Yine de en fazla bir haftada 
   tükeniyor ama hiç değilse her ay alanlar dergisiz kalmıyorlar. Eksik sayıları 
   zaten sizden istiyoruz, kargoyla geliyor. Yani Gaziantep’te şimdilik problem 
   yok, herşey iyi gidiyor. Lokman Torun 
   
   • Bizimki biraz kaba ve birşey beğenmeyen tiplerdendir. Üniversiteye giden 
   yeğenin elinde 23. sayıyı görmüş. İşte o günden beri bizimki âdetâ Genç Beyin’le 
   evli... Zaten emekli de, evde oturup harıltı gürültü çıkaracağına derginizi 
   okuyor. Birgün meraklandık, hiç sesi çıkmıyordu; öldü mü, nedir diye odasına 
   girdik ki derginin açık sayfası üstünde uyumuş kalmış... Benim gözlerim bozuk, 
   pek okuyamıyorum ama bizimkisi okuduğu bazı yerleri bana anlatıyor. Çok faydalı 
   bilgiler var maşallah... (Yazıya aktarıp gönderen: Filiz İnan) 
   
   • Emekli öğretmenim. Genç Beyin bu yaştan sonra beni değil sadece, ailemizin 
   bütün üyelerini değiştirdi. “Kararsız Kasım” diye bilinen oğlum karar verip 
   işini kurdu, sizden aldığı taktiklerle 14 eleman çalıştırır hale geldi. Bu dergi 
   öğretmenliğe ilk başladığım zaman elimde olacaktı ki... Halil Baykara 
   
   • Çevremle çok uyumsuzdum, ilk gördüğüm ve içercesine okuduğum 25. sayınız beni 
   değiştirdi. Ayrıca “Kendini doğru ifade etme sanatı” seminerine Manisa’dan gelip 
   katıldım, hayli meşakkatli geçen geçmişime sünger çekip herşeye sıfırdan başlama 
   kararı aldım. Genç Beyin’de insanı tetikleyen, harekete geçiren birşey var. 
   Hepinizi kucaklarım. A. Naim Altuğ 
   
   • Derginizin 26. sayısını gazetemizin ekonomi servisinde keşfettim. “Bu ne yâ 
   Rabbim?” demekten kendimi alamadım. İçinde hazine var. Okuyucu kitlenizin çok 
   büyüyeceğini, belki milyonla ifade edilen tirajlara çıkabileceğinizi şimdiden 
   söyleyebilirim. Zaten gazete bayilerinde en çok satan dergiymiş Genç Beyin... 
   Beni şöyle etkiledi: Bu kadar ilginç yazı yoğunluğunu farkedince sorumlu olduğum 
   gazete sayfasının çok sığ kaldığını anladım. Belki bu yüzden gazetemiz yıllardır 
   belli satışın üzerine çıkamıyor. Aslında bu yaptığınız gazetede de denense 
   başarılı sonuçlar verebilir. Belki ileride Genç Beyin diye böyle müthiş bir 
   gazete yayınlarsınız, kimbilir? Mehmet Yıldız 
   
   • Dergide yer alan evlilikle ilgili yazılar eşimin evden çıkarken kapıyı çekip 
   gitmek yerine (18 yıldır böyle yapardı!) ev halkıyla selâmlaşıp vedalaşarak 
   (Buna da alışmak zor! Adam sanki bir daha gelmeyecek gibi ayrılıyor hergün 
   bizden!) gitmesine vesile oldu. Bu tür yazılara devam! Fatma K. Özer 
   
   • Oğlum geçen gün geldi, “Baskın yeteneğim ne?” diye sordu. Bu konuyla ilgili 
   seminere ailece katılmaya karar verdik. İnşallah oğlumuz baskın yeteneğini 
   keşfeder. Bir de ben ev hanımı olarak klâsik ev işleriyle boğuşmaktan başka şey 
   yapmamak yerine zamanımı iyi plânlayıp bazı hayırlı faaliyetlere giriştim. Ruhen 
   dinlenmeye, hayattan lezzet almaya, yaşadığımı anlamaya, yoğunluğu sevmeye 
   başladım. Bu mail’i oğlumun yeni dizüstü bilgisayarından onun yardımıyla 
   gönderiyorum. Babasının oğlumuza bilgisayar alma kararında Genç Beyin’in etkisi 
   %95’tir, bunu da belirtelim. Başarılarınızın artması için duacıyım. Reyhan 
   Kızıltaş 
   
   • Tam işimi kuracağım günlerde “Maliyeti düşürme teknikleri” sayınız elime 
   geçti. İşe düşük maliyet stratejileriyle giriş yaptım, inşallah devamı gelir. 
   İnsanların iş kurarken çok müsrif davrandıklarını, daha baştan har vurup harman 
   savurduklarını gözlüyorum. İsrafla atılan adımda bereket olur mu hiç? Genç Beyin 
   evimizde bir üniversite etkisi meydana getirmiş durumda, her sayısını yeni ders 
   notları gibi merakla bekliyoruz. Babama geçen ayki sayınızı verdim, okudu ve 
   64’ten sonra bir iş yapmaya karar verdi. Başlattığınız değişim rüzgârının devam 
   etmesini ve kalıcı olmasını diliyorum. Dr. Ahmet Kayhan 
   
   • Bu mail’imi “Biz bize” sayfasındaki değişim örnekleri bölümünde yayınlamanızı 
   özellikle rica ediyorum: 16 yaşındaki kızım başımızın etini yercesine bir 
   ısrarla pahalı cep telefonu aldırtmıştı babasına... O ay Genç Beyin’le tanıştı, 
   arkadaşında görmüş ve bir daha bırakamadı. Çok fanatik bir okuyucunuz şimdi... 
   Ben bir kolejde rehber öğretmenim. Kızımda acayip değişimler oldu. Dergiyi tek 
   satır atlamadan, hem de birkaç defa okuyor. Geçenlerde geldi, cep telefonunu 
   önüme koydu. “Bunu satıp bana ve kardeşime normal bir telefon alacağız!” dedi, 
   çok etkilendim. Dediği gibi yaptık. Şimdi ikisinin de normal bir cep telefonu 
   var. Yeliz Töre 
   
   • Genç Beyin beni ütopik olmak yerine ayakları yere basan hedeflere doğru koşma 
   yönünde değiştirdi. Öğretmenlikte değil de, öğrenciyken böyle bir dergi elime 
   geçseydi; 54 yıllık hayatım çok farklı çizgide olabilirdi. Muhsin Yurter 
   
   • Her sayıda beni sinirlendirecek yazı buluyorum, o yazı sanki çok özel 
   zaaflarım biliniyormuş da doğrudan bana yönelik yayınlanmış duygusu oluşuyor 
   bende... Genç Beyin beni yansıttığı için ilginç... Bu dergi sayesinde 
   zaaflarımın birinden, çatışmacı kişiliğimden kısmen uzaklaştım. 20’ye yakın 
   zaafımı tesbit ettim. Onlarla tek tek ve kararlı mücadele edeceğim inşallah... 
   Zehra Akkuş 
   
   • İnsan değişimi cidden ve hakikaten istesin yeter ki... Herşey bize bağlı, 
   cüz’î cüz’-i ihtiyarımızla doğruları bulabiliriz aslında... Fakat nedense nefis 
   ve şeytana hemen teslim oluyoruz. Genç Beyin irade gücümü artırdı, artık daha 
   fazla farkındalıklar yaşayabiliyorum. Gülsen Tuna 
   
   • Eşime eskiden evimizdeki bir bayan gözüyle bakıyordum doğrusu, şimdi “hayat 
   arkadaşı” gözüyle bakıyorum. Evlilikle ilgili yazılarınız çok etkileyici, beni 
   derinden sarstı inanın... Murat Bostan 
   
   • Eş seçimi zaten zordur, 27. sayıdaki testle iyice karıştı herşey... Aslında 
   iyi oldu, çünkü ne yaptığını ve ne seçtiğini bilmeden yanlış adım atmaktansa bu 
   halimden memnunum. Levent Tunuslu 
   
   • Bazen başarıyı haketmediğimi düşünüyordum, Genç Beyin’deki örnekleri okuduktan 
   sonra artık başarının “b”sini bile telâffuz etmemem gerektiğine inandım. Bu bir 
   aşağılık kompleksine sürüklenmek değil, tembelliğimin tescili... Meselâ rahatına 
   çok düşkün biriyim, hiç çileye gelemiyorum, sıkıntıya katlanamıyorum. Eeeee, 
   bunlar olmadan da başarıyı hayal etmek gerçek bir hayal. Yaşar Sönmez 
   
   • Oğlumdaki saygısızca tutumların azalmasında, kızımın hüzün denizinde 
   boğulmaktan kurtulup kendine gelmesinde, göz doktoru eşimin göz göre göre 
   problem çıkarmayı terketmesinde Genç Beyin’in katkısı büyük... Fakat bir gerçek 
   var ki, geçen yılların hatalı birikimlerini bir kalemde silmek zor... Bunun için 
   ne yapmalıyız? Meselâ 16 yıllık evliliğimizde artık iliklerimize kadar sinen 
   bazı kötü alışkanlıklar var, acaba onları geriye atıp yeni bir sayfa mı 
   açmalıyız? “Zararın neresinden dönülse kârdır” diyerek... Herhalde doğrusu bu... 
   Genç Beyin’e müteşekkiriz ve daha iyi sayılar yayınlamanız için duacıyız. 
   Seyfeddin Uyar 
   
   • Şiirlerimi beğenmediniz, hiçbirini yayınlamadınız, âsabımı hayli bozdunuz ama 
   yine de size kırgın değilim. Çünkü lisedeki edebiyat öğretmenimiz de 
   yazdıklarımın “manzume” olduğunu, şiir sayılmayacağını söylemişti. Genç Beyin 
   sayesinde bendeki en önemli değişim, şairliği bırakmak... En azından haddimi 
   bilmek ve işin inceliklerini tam kavramadan yazmamak bir daha... Bu konulara 
   biraz fazla sayfa ayırmanız gerekir. Çünkü hayat şiirdir. Fakat “Genç Beyin 
   edebiyat dergisi değil!” diyeceksiniz, haklısınız ama yine de biraz daha şiir ve 
   edebiyat istiyoruz. Recep Turgut 
   
   • Kendimi en son ve zor değişecek kişi olarak görürüm hep... Çünkü direnen bir 
   karakterim var, herşeye direniyorum. Bunun zararlarını görüyorum açıkçası ama 
   vazgeçemiyorum. Genç Beyin direncimi zayıflattı, kafam karıştı, afalladım 
   gerçekten... Bu ne ya? Hangi yazıyı okusam bana dokunan yanı var. Demek ki bende 
   problem var. Bunu bilmek çözümü kolaylaştırır. İtiraf edeyim: Psikoloğum! Hatta 
   beni çok iyi tanırsınız, seminerlerinize birkaç kere geldim. Eskiden intiharı 
   bile denemiştim, şimdi daha tutarlıyım. Ne bileyim ya? Garip biriyim ben! S. A. 
   
   • Biraz inatçı tipim, bunun farkındayım; fakat Genç Beyin beni da sarstı. Bakın, 
   “etkiledi” demiyorum. Tebrikler! S. A. 
   
   • Eskiden çok hayal kuran, sadece uçuk hayaller kuran biriydim; şimdi daha az 
   hayal kuruyorum ama hayata geçirebileceğim hayaller bunlar... Genç Beyin 
   zihnimde yerleşik düzene geçmeme vesile oldu. Rumuz: Hayalci 
   
   • Kızım bazı sebeplerle eğitimini sürdüremedi, işte tam o sırada dergimiz 
   yetişti imdadımıza... Bol bol okuyor, araştırıyor, yazıyor, kendisini 
   geliştiriyor. Sanırım birkaç yazısını da yayınlamışsınız Genç Beyin’de. Bu, 
   kızım için büyük teşvik oldu. Size ailece teşekkür ve dua ediyoruz. Kızımızın 
   psikoloğu oldunuz sanki... Mehmet Sürer 
   
   • Genç Beyin’e çok kızgınım. 9.5 yıllık yüksek maaşlı işimden etti beni, kurulu 
   düzenim bozuldu. Sabah gidip akşam geliyordum. Kendi işimi kurduktan sonra ne 
   sabahım var artık, ne akşamım... Tabiî bunlar eşimin düşünceleri... Ben farklı 
   düşünüyorum. Artık daha hürüm ve atılım sergiliyorum. Memur zihniyetiyle 
   çalışmaktan kurtuldum. Eski işime beni 10 milyar TL maaşla çağırsalar, emin olun 
   gitmem. Çünkü şimdi aylık 6-7 milyar TL kazanıyorum ama huzurluyum, Allah’tan 
   başka kimseye hesap vermiyorum. İşim tekstil, gelişime müsait. Gerçi gecem 
   gündüzüm yok ama o kadar da olacak... Servet Karataş 
   
   • Genç Beyin’i okuyanların ruh hallerini merak ediyorum, çünkü bende acayip 
   duygular başgösterdi. Sükûnet mi desem, tefekkür mü desem, proje mi desem? 
   Aklından çok şeyler geçiren biri oluverdim. Mayıs 2004’e kadar aklımdan geçen 
   tek şey vardı: ÖSS’yi kazanmak. Kazandım çok şükür, ikinci tercihime girdim. 
   Fakat bundan sonra yapmak istediklerim öylesine çok ki... Allah hepimizin de 
   yardımcısı olsun. İbrahim Yılmaz 
   
   • “Kendini DOĞRU ifade etme sanatı” başlıklı seminerden sonra henüz kendime 
   gelebilmiş değilim. Konya’ya varır varmaz âcil eylem plânı hazırladım, 20 
   maddelik. 5’ini uyguladım, sonuçlar iyi. Sadece evlilikle aram yok, şahit 
   olduğum evlilikler cehennem havası estiriyor. Ayrıca sosyal hayatın içindeyim, 
   kızların çoğunu kendime hayat arkadaşı seviyesinde göremiyorum. Onlarla bir gün 
   bile geçinemem inanın! “Dışı seni, içi beni yakar” cinsten... Tek çözümsüz gibi 
   görünen problemim şimdilik bu... K. M. 
   
   • Bence bu derginin en önemli gücü, motivasyon başarısı... Okuyan kişi yerinde 
   duramıyor, harekete geçiyor. Günümüz insanı pasifliğe mahkûm edilmiş. Genç Beyin 
   birçok üstün yeteneğin elinden tuttu âdetâ... Bana sadece iki sayıyla katkınız 
   bütün eğitimime bedel oldu. İ. L. 
   
   • Genç Beyin’in bende meydana getirdiği değişim, eşime ve çocuklarıma özel değer 
   vermem oldu. “Hasbelkader tanışıp evlendiğimiz bir bayan” gözlüğünü çıkardım 
   eşime karşı, “maddî ve manevî yükümü hafifletip sorumluluklarımın altına elini 
   ve hatta kalbini koyan hayat arkadaşım” gözlüğünü taktım. Bunda Genç Beyin’in 
   payı %97, iş ortağım Mehmet Bey’in payı %3’tür. A. N. 
   
   • Şişli’de genellikle iş dünyasına hitap eden bir psikoloğum. Bir müşterim Genç 
   Beyin okuyormuş, seminerlere gelmiş. “Yeniden hayata döndüğünü” söyledi, 
   şaşırdım. Halbuki kendisiyle 6 yıldır ilgileniyordum ama böyle ciddî sonuç 
   alamıyorduk. Merak ettim, hafta sonu Fatih’teki Genç Beyin Genel Merkezi’ne 
   gelip Abdülkadir Akgündüz’ün “Kendini DOĞRU ifade etme sanatı” başlıklı 
   seminerine katıldım. Bu işin eğitimini aldığım, doktorasını yaptığım halde 
   katıldığım seminerler beni etkilemenin ötesinde değiştirdi. Neyim değişti? 
   Çekicilik ve etkileyiciliği lâf ebeliğinde değil, samimiyette aramam gerektiğini 
   farkettim. Şimdi müşterilerimle daha az konuşuyor ama onları daha fazla 
   etkileyebiliyorum. (...) Psikolog Aysun Solmaz (Mektubunuzu kısalttık, 
   dergimizle ilgili yorumlarınızı 3. sayfamızda yayınlayacağız. Burada sadece 
   değişim bölümüne yer veriyoruz. İlginize teşekkür ederiz. GB) 
   
   • Kaprisli bir bayandım, bu yüzden 32 yaşındayım ama bekârım. Genç Beyin 
   sayesinde çuvaldızı kendime, iğneyi başkasına batırmayı öğrendim. Hatta iğneyi 
   de kendime batırıyorum artık... Çünkü geçen ayki seminerde not aldığım bir söz 
   beni değiştirdi: “İnsanın kendisine verdiği zararı bütün dünya toplansa ona 
   veremez.” İşte olay bu kadar basit. Anlayana yeter. C. L. 
   
   • 17 yaşında kızım, 12 yaşında oğlum var. Genç Beyin sayesinde çocuklarım TV’nin 
   zararlarından korundular. Artık bu hazine dergiyi tekrar tekrar okumayı TV 
   seyretmeye kendi istekleriyle tercih ediyorlar. Ayrıca kızım biraz depresifti, 
   uzun süre ilaç bile aldı ama şimdi çok etkili bir antibiyotik kullanıyor. Adı: 
   Genç Beyin. Tavsiye ederiz. Rumuz: 51 
   
   • Çok kötü bir alışkanlığım vardı, burada söyleyip okuyanları şahit tutmayayım, 
   ondan kurtulmamın asıl vesilesi Genç Beyin. Gerçi kayınbiraderim bu başarıyı 
   kendi nasihatlarına bağlıyor ama o öyle sansın, beni asıl Genç Beyin’in 14. 
   sayısının 23. sayfasındaki yazı kurtardı. Oh be, yazınca rahatladım. Rumuz: 
   Günahkâr 
   
   • Kocamı 16 yıllık evliliğimizde çok katı kalpli, inceliğin “i”sinden bile 
   mahrum biri olarak tanırdım. Fakat Genç Beyin’n 28. sayısındaki “Tarihten ibret 
   veren gerçekler” başlıklı yazı eşimi çocuklar gibi ağlattı; odasına girdiğimde 
   yanaklarından damlacıklar süzülüyordu. Önce “Birşey mi oldu?” diye sordum, 
   önünde açık duran sayfaları gösterdi. Okudum, ben de çok duygulandım ama bayan 
   olmama rağmen onun kadar gözlerim dolmamıştı. Hemen kafama “Dank!” etti: 
   “Başkaları hakkında peşin fikirli davranma!” Demek en kaba saba zannettiğin 
   kişi, hele eşin, aslında duygusal yanı bulunan biri çıkıverebilir. Demek kabahat 
   bendeymiş, eşimi tanıyamamışım. Gerçek söylüyorum: Hayatta en son gözleri 
   dolacak kişinin eşim olduğunu düşünüyordum. Meğer öyle değilmiş. Şimdiye kadar 
   ondaki sımsıcak yüreği keşfedememişim maalesef... D. S. (İzmit’ten seminerlere 
   gelen genel cerrah) 
   
   • Şair değil, manzume yazarı olduğumu Genç Beyin sayesinde anladım. R. T. 
  
   • İnsan isterse değişir ve gelişir. Çoğumuz buna bilerek engel oluyoruz. Genç 
   Beyin bana bu farkındalığı kazandırdı. Meltem Yılmaz 
   
   • Siyah beyaz bir dergiyi hayatta estetik bulmayan, hatta eline bile almayacak 
   biriydim. Genç Beyin bu peşin fikrimi deldi. Hatta böylesi daha güzel! Çünkü 
   insanlar bol resimli, iki satır yazılı, resim ve fotoğraf sergisi gibi 
   dergilerle okumaktan soğutuldular. Artık internet var, CD’ler var, dijital 
   fotoğraf makineleri var; istemediğiniz kadar çok görsel malzemeye rahatlıkla 
   ulaşabilirsiniz. Bu dergiye verdiğim 4 milyon liranın karşılığını en az 400 defa 
   alıyorum (4 milyon defa desem bile abartı değil aslında!). Baksanıza; herşeyin 
   en ilgincini toplamış, 64 sayfada bize sunmuşlar. Daha ne isteyeyim ki? Elinize 
   sağlık Genç Beyin çalışanları! Münevver Uslu 
   
   • Çok fazla içi daralan, sıkılan, bunalan biriyim. Böyle bir yapım var. 
   Eniştemin hediye ettiği Genç Beyin’le kendime geldim diyebilirim. “Mutlu evlilik 
   özel sayısı”ydı, 29. sayı. Bendeki ilk değişim, sıkıntıya kendimi teslim etmemem 
   gerektiğini düşünmek oldu. Denedim, başardım, gayet iyi sonuçlar aldım. Bu 
   dergide yüksek enerjili bir itici güç var, insanı rayına sokuyor. Davut Özen
FARKINDA MISINIZ?  
   
   Bencillik en kötü şeydir, başarı ve mutluluk paylaştıkça güzeldir. Elinizde harekete geçirme ve etkileme gücü çok yüksek bir dergi var. Kendisini ve hayatı keşfetmesini, başarıyı mutlulukla beraber yakalamasını gönülden arzuladığınız kişiye bir adet Genç Beyin hediye edin, gerisine karışmayın! 
  
   Birisine Genç Beyin hediye edin, o kişinin kendisini ve hayatı keşfedip başarıyı mutlulukla beraber yakalamasına vesile olun! 
  
  Her Genç Beyin okuyucusunun:
   
   1- Her ay çevresindeki en az onbeş kişiye...
   2- Bulunduğu yerdeki eğitim kurumlarına ve eğitimcilere...
   3- Küçük ve büyük ölçekli girişimcilere, işletmecilere, yöneticilere, 
   işadamlarına...
   4- Yazılı, sesli, görüntülü medya kuruluşlarına...
   5- Kişisel gelişim ve başarıyı önemseyen, kendisini ve hayatı keşfetmek isteyen 
   herkese Genç Beyin’i tanıtma gayret ve zahmetinde bulunmasını... 
  
  ÖNEMLE BEKLİYORUZ!
Unutmayın!
   
   Hayat boyu hatırlanmak istiyorsanız, sevdiklerinize ve sevmediklerinize Genç 
   Beyin hediye edin!
  
   Genç Beyin bütün GAZETE BAYİLERİNDE!